Doğru ile Yanlışı Ayırmada Ölçü

27 2 0
                                    

İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Bir hükmün doğru veya yanlış olduğu Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olup olmamakla anlaşılır. Çünkü Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymayan her mana, her buluş kıymetsizdir, yanlıştır. Çünkü her sapık kimse, Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uyduğunu iddia eder. Yarım aklı, kısa görüşü ile, bu kaynaklardan yanlış manalar çıkarır. Doğru yoldan kayar, felakete gider. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kur'an-ı kerimde bildirilen misaller, çoğunu küfre sürüklediği gibi, çoğunu da hidayete ulaştırır.) [Bekara 26]

Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri manalar doğrudur, bunlara uymayanlar yanlıştır.)[Müjdeci Mektublar 286]
Dinde yetkili olmayan bir kimsenin din hakkında görüş beyan etmesi kesinlikle çok yanlıştır. Dindeki mesuliyeti bilseler, bilmedikleri konuda konuşmazlar.

Elbette her işi, o işin ehli, uzmanı daha iyi bilir. Bir doktor avukatın, avukat da doktorun işine karışmadığı gibi, din âlimlerinin işine de, başkaları karışamaz. Karışmak, haddini bilmemek olur, en hafif tâbirle terbiyesizlik, edepsizlik olur.

Bir işte uzman olmak demek diploma sahibi olmak demek değildir. Dinde söz sahibi olmak, yetkili bir âlimden icazet almak demektir. Günümüzdeki diplomalı ilahiyatçılarının da, İmam-ı a'zam, İmam-ı Şâfiî, İmam-ı Rabbani gibi yetkili Ehl-i sünnet âlimlerini tenkit etmeleri büyük felakettir. Herkes haddini bilmelidir!

İSLAMİYET VE İLMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin