İmam-ı a'zam Ebu Hanife hazretleri hakkında, meşhur ve muteber fıkıh kitaplarında çeşitli hadis-i şerifler bulunmaktadır. En kıymetli fıkıh kitaplarından biri olan Dürr-ül-muhtâr'ın önsözündeki hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Âdem aleyhisselam, benimle övündüğü gibi, ben de ümmetimden ismi Numan, künyesi Ebu Hanife olan bir zât ile övünürüm. O ümmetimin ışığıdır.)Mevduat-ül-ulum ve Hayrat-ül-hisan'daki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ebu Hanife adında biri gelir. Bu, kıyamet günü ümmetimin ışığı olur.)
(Ebu Hanife denilen biri gelir, Allah'ın dinini ve benim sünnetimi canlandırır.)
(Her asırda, ümmetimden yükselen olur. Ebu Hanife, zamanının en yükseğidir.)Mirât-ı kâinat'daki birkaç hadis-i şerif:
(Ebu Hanife adında biri gelir. O, bu ümmetin en hayırlısıdır.)
(Ümmetimden biri, dini canlandırır. Bid'ati öldürür. Adı Numan bin Sâbittir.)
(Ebu Hanife'nin iki küreği arasında ben vardır. Allahü teâlâ dinini onun eliyle canlandırır.)İbni Âbidin hazretleri, Dürr-ül-muhtar'ın önsözündeki hadis-i şerifleri açıklarken buyuruyor ki:
[Buhari ve diğer hadis âlimlerinin rivayet ettiği hadis-i şerifte, (İman, süreyya yıldızına çıksa Fâris oğullarından biri elbette alıp gelir) buyuruldu. Buhari'nin diğer bir rivayetinde ise, (Allah'a yemin ederim ki, din, süreyya yıldızında asılı olsa, onu Fâris oğullarından, acemlerden bir zât alacaktır) buyuruldu. Fâris, İran'ın Fers denilen memleketindeki insanlar demektir. İmam-ı a'zamın dedesi buradandır. Bu hadis-i şerifin imam-ı a'zamı gösterdiği açıktır.İmam-ı Süyuti; "Bu hadiste Ebu Hanife'nin kastedildiği pek âşikârdır. Bunda şüphe yoktur. Çünkü Acemlerden, ilimde Ebu Hanife derecesine varan tek bir kimse yoktur" buyurdu.]
İmam-ı a'zam Ebu Hanife Numan bin Sabit, dört mezhep imamları içinde, Eshab-ı kirama en yakın olanı, en âlim olanı, fıkıhta en derin olanı, vera'ı en çok olanı idi. İmam-ı Şarani hazretleri Şafii mezhebinde iken, insaf ile, imam-ı a'zamı şöyle tanıtmaktadır:
(Ona hiç kimse dilini uzatmamalıdır. Çünkü O, dört imamın en büyüğü, mezhebin ilk kurucusu, senetleri Resulullaha en yakın olanı, Eshab-ı kiramın ve Tâbi'inin yaşayışlarını en çok göreni idi. Her sözü Kitaba ve Sünnete dayanmaktadır. Kendi re'yi, düşüncesi ile hiçbir şey söylememiştir.) İmam-ı Şarani gibi büyük bir âlimin (Rabbani âlim) dediği ve kendi re'yi ile hiçbir şey söylememiştir dediği bir yüce imam için ve talebeleri için, birkaç hadis âliminin (Eshabı re'y) demeleri çok haksız bir isnattır.
Şafii mezhebindeki büyük âlimlerden ibni Hacer-i Mekki, imam-ı a'zamı tanıtmak için ayrı bir kitap yazmıştır. Kitabının ismi (Hayrat-ül-hisan fi-menakıb-in-Nu'man)dır.
Hanefi âlimlerinden ibni Âbidin, Redd-ül-muhtar kitabının önsözünde diyor ki:
İmam-ı a'zamın, büyüklüğünün şahidi, diğer mezhep imamları, onun bütün sözlerini senet olarak almışlardır. Mezhebinin âlimleri, onun zamanından, bu zamana kadar, her yerde onun sözleri ile fetva verdiler. Evliyadan çoğu, onun mezhebine göre çalışarak kemale geldiler. Anadolu, Balkan müslümanları, Hind, Sind ve Türkistan, yalnız onun mezhebini bilirler. Abbasi devleti, her ne kadar, cedlerinin mezhebinde idi ise de, kadılarının, hakimlerinin, âlimlerinin çoğu Hanefi mezhebinde idi. Beşyüz seneye yakın bu mezhebe göre amel ettiler. Bu devletin yerine kurulmuş olan Selçuki ve sonra Harezmi melikleri ve büyük Osmanlı devleti hep hanefi idi.Büyük âlim Muhammed Tahir sıddıki, (Mecmaul-bihar fi-garaib-it-tenzil ve letaif-il-ahbar) kitabında diyor ki:
(İmam-ı a'zamdan Allahü teâlânın razı olduğuna alamet, mezhebinin her yere yayılmasını kolaylaştırmasıdır. Bu işte bir sırrı ilahi olmasaydı, yeryüzündeki müslümanların çoğu onun mezhebinde olmazdı.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSLAMİYET VE İLM
Literatura Faktuİlim öğrenmenin faziletiyle ilgili birkaç hadis-i şerif meali şöyledir: (Bir saat ilim öğrenmek, gece sabaha kadar ibadet etmekten, bir gün ilim öğrenmek, üç ay oruç tutmaktan kıymetlidir.) [Deylemi] (İlim öğrenene denizdeki balıklara kadar her şey...