16 yıl önce...
"Anne, çok sıcak yanıyorum!" diye bağırdı Gece. Gece'nin çığlıkları banyonun buharlı fayanslarında yankılandı. Leyla küçük çocuğun bağırışlarını duydu ama Arzu'yu sinirlendirip daha da saldırganlaşmasını istemediği için içeri girmeye korktu. Kapının kolunu tutup, içeri girmesi için gereken cesareti toplamaya çalıştı.
Gece "Anneciğim, ne olursun bırak beni, lütfen..." diye çığlık attı. Çocuğun sesi sonlara doğru cılız çıkmıştı. Leyla daha fazla dayanamadı. Ne olursa olsun diye düşünerek kapının kolunu indirdi.
"Arzu Hanım, ne olur durun. Cengiz Bey'in kesin talimatı var. Gece ile sizin ilgilenip yorulmanızı istemiyor. Lütfen... Lütfen bırakın. Ben devam ederim." dedi.
Arzu öfkeyle Leyla'yı kolundan tutup kapıya doğru ittirdi ve arkasından bağırdı.
"Sen de oğlumu kirletmek istiyorsun! O pislik herif de. Buna izin vermeyeceğim. Çık dışarı!"
Gece annesinin elini tuttu. "Beni o yıkasın anneciğim, ne olur bırak beni!"
"Sus! Sen hiç kimseye benzemeyeceksin. Kimse seni kirletemeyecek, hep temiz kalacaksın."diye bağırırken nefesi kesildi ve daha düşük bir sesle sayıklamaya devam etti.
"Benzemeyeceksin, ona. Asla, asla, asla..." derken şampuan kutusunu Gece'nin siyah saçlarına boşalttı ve bir anda kahkaha atmaya başladı. Sonra aniden sustu.
Kaynar su dolu küvetin içinde Gece'nin yanmış tenine, şampuandan kızarmış gözlerine baktı. Bir süre çığlıklarını dinledi ve biraz önce olanların hiçbirini kendisi yapmamış gibi elindeki şampuan kutusunu küvete bırakarak banyodan ayrıldı.
Kapının önünde bekleyen Leyla'ya dolu gözleriyle baktı. Leyla, onun ne yapabileceğini kestiremediği için korkudan bembeyaz kesilmiş vücudunu hareket ettirmeden bekledi. Arzu ıslak ve köpüklü kollarını Leyla'nın boynuna içten ve sanki küçük bir çocuk edasıyla doladı.
"Yine zarar veriyorum ona değil mi?" dedi ve geri çekildi. "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..." diye sayıklayarak odasına yürümeye başladı.
Küçük çocuk annesinin banyodan çıkıp kapıyı örttüğünü görür görmez kendini küvetten attı. Canı yanıyordu ve etrafını net bir şekilde göremiyordu. Vücudundaki bitmek bilmeyen acının geçmesini dileyerek kendini banyonun soğuk zeminine bıraktı. Hıçkırıklar içinde ağlarken eliyle gözündeki şampuanı temizlemeye çalıştı. Her dokunduğunda canı daha fazla yanıyordu. Acı içinde ağlarken kendinden geçti.
***
Uyandığında başucundaki Leyla'yı -belkide bu evde en güvendiği kişiyi- gördü. Bir an vücudundaki yanıkları unutup ona sarılmak için doğrulurken acıyı tekrar hissetti.
Leyla, Gece'nin inlemesini duyar duymaz gözlerini pencereden ayırdı.
"Sakin ol miniğim. Krem sürdüm. İyileşmen uzun sürmeyecek, bana güven." dedi tebessüm ederken.
Gece siyah gözlerini Leyla'nın yanında olmasının verdiği güvenle tekrar yumdu.
***
"Onuur! Hadi koş, bekliyorum." Diye bağırdı Gece.
Elindeki topu heyecan ve sabırsızlıkla bir sağ kolunun altına bir sol kolunun altına alıyor ve ayaklarını ritmik bir şekilde hareket ettiriyordu. Sanki Onur'la uzun yıllardır görüşmüyorlarmış gibi bir an önce görmek istiyordu arkadaşını. Aslında çoğu zaman -dün, ondan önceki gün, ondan da önceki gün, her zaman, neredeyse doğduklarından beri- birlikte oynuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE
Teen FictionKaranlıkta kalmış, kafasının içindeki kara delikleri susturamayanların hikayesi.