❤6. Bölüm❤

3.6K 158 3
                                    

Ben geldim.. Bol düğün ve kınalı bir düğün ile sizlerleyim diyemicem. Firuze cousin ortalığı karıştırıyor. Sidre de sizi özledi ayol. Hadi gelsin yeni bölüm. Bir sonraki bölüme dair bir spoiler vereyim. Düğün diğer bölümde değil. Ondan sonraki bölüm. Yada bilemiyorum , ondan sonrada olabilir. Fark ettim ki ben Sidre yi çok çabuk Aksel e alıştırmışım. Ondan biraz zaman geçsin. Buda Firuze ve başka bir cadı sayesinde.. İyi okumalar...

********

     Sabah bağrış sesleri ile uyandım. En son bağırış sesleri ile uyandığımda abim Yasemin i kaçırmıştı. Umarım kötü birşey yoktur. Yoksa artık cıngar çıkartırım.

Yatağımdan geceliklerimle kalkıp , çıplak ayak odanın kapısını açtım. Kapılarımızın da bulunduğu balkon terasta birşey yoktu. Parmaklıklara doğru ilerledim ve avluya döndüm. Firuze ve diğer kuzenim Fahriye içlerinde annem ve halamında bulunduğu kadınların karşısında bağrınıyorlardı. Gözlerimi devirdim ve bu mesafeden duyamadığım seslerini duymak için merdivenlerden aşağı indim. "Noluyor sabah sabah , ne bağrıyorsunuz. Bu evde bebek var , çoluk çocuk var" dedim son basamağı da inerken. "Hah , yeni gelinimizde geldi. Neden bağırmayacakmışım. Aa doğru , prensesimizin düğünü var. Uyuması lazım yoksa kocasının koynuna enerji dolu giremez" diyince "sen sanırım yediğin dayağı unutuyorsun. Haddini aşma , öyle şeyleri sen yaparsın ben değil. Ağzını topla" diyerek üstüne doğru yürümeye başladım. "Toplamazsam ne olur" diye diklenince "benden günah gitti. Bak bu olur" diyerek tam burnuna yumruk geçirecektim ki annemle halam tuttu beni. "Kes sesini Firuze , bir kızın ağzına yakışmaz böyle şeyler. Hele hele bizim büyütüp yetiştirdiğimiz bir kızsa buna göz yumamayız. Şimdi çeneni kapa ve otur oturduğun yerde. Koca meraklısı olduğuna inanmaya başladım. Hareketlerine dikkat et" dedi Cemile halam. "Sidre ,sende ulu orta ellerine mukayet ol , bir daha böyle şeyler istemiyorum bu evde. Git hazırlan , az sonra hazırlamaya gelecekler seni" dedi bana dönüp. Kafa sallayıp yukarı çıktım. Kahvaltı edecektik daha. Siyah pantolon ve beyaz t shirt geçirdim üstüme.

Tam gidecektim ki aynaya takıldı gözüm. Yüzümde güller açıyordu. Aynaya yaklaştım ve tam önünde durdum. Zorla evleniyordum ben. Ne bu sevinç ? Kaşlarımı çatıp bakışlarımı aynadan çektim ve hızla odadan çıktım. Aşağı indiğimde annem ve babam sofradaydı bile. Hızla oraya gittim. Annem beni gördü ve  "Günay- Sidre , ne oldu kızım" dedi kaşlarını kaldırarak. "Ne olmuşumu var. Evleniyorum , hemde istemediğim bir herif ile. Şimdi farkına vardım da malesef" dedim bende sonlara doğru sesimi yükselterek. "Sidre , kızım bilmiyormusun bu bizim elimizde değil. Abin ile Yasemin in ölmesini mi istiyorsun. Sen bunları düşünebilecek yaştasın" dedi annem yavaş yavaş buğulanan gözleri ile bana bakıp benimde içime bir hüzün dalgası çökerterek. Lakin asi olmalıydım. Ben böyle bir kız değilim. "Bazen diyorum ki , keşke doğurmasaydın beni. Keşke o zor doğum amelyatına girmeseydin anne. Keşke doktorlar sana hamilelik sürecin riskli dediğinde aldırsaydın daha minnacık olan beni. Keşke diyorum ya da bazen. Erkek olsaydım. Belki o zaman sözüm geçerdi bu lanet töreye. Kısmet değilmiş , kader böyleymiş. Şanssız olmakta böyle birşeymiş. Umarım beni elin ağası ile evlendirdikten sonra odama girdikçe vicdan azabı ile kavrulursunuz. Umarım" dedim gitmek için arkamı dönerken. Arkamı döndüğümde Cemile halamın okumuş oğlu Haşim vardı karşımda. Haşim avukattı. Avukattı olmasına , avukattı ama töreye onun gibilerin bile sözü geçmiyordu. "Neden böyle yapıyorsun be Sidrecan ?" dedi bana küçüklüğümüzden beri kullandığı ona has olan lakabımı. "Yukarıdaki yaradan o herif dediğin Aksel ağa ile bir yazmış belliki. Birşey olacağı vardır , olur. Sakın ha şanssız hissetme kendini. Sen Mardin in en şanslı kızısın. Aksel ağa ile alakası yok bunun. Küçüklükten beri var bu şans sende. Böyle bir ailen var. En önemli sebep bu mesela. Şimdi bu yaşında da iyi bir ağa ile evleneceksin. Zorla olsada onun eşi , hanımağa olacaksın. Şanslısın sen. İnkar etme. İnkar edersen ," dedi yanıma yaklaşırken. Önümde durup bir elini omzuma koydu babacan bir tavırla. "Hayatını yaşayazsın. Bak bu avukat nasihatlerini dinle , pişman olmazsın. Sakın ha yengem ile dayımanda gücenme. Onların suçu yok. Üzeyir in ve Yasemin in de öyle. Onlar sevdiler. Yengem ile dayım ise kaybetmek istemediler. Haydi ye şimdi yemğini , gelirler seni süsleyecek kişiler" dedi önümü döndürüp beni sandalyeme iteleyerek. Zorlada olsa oturunca oda yanıma oturdu farklılık yapıp. Hekrez sofraya yavaşça toplanırken annem bana özür diler gibi bakıyordu. Babama bakmaya tenezzül dahi etmediğim için , bana bakıyormu , bakmıyormu belli değildi. Herkez geldiğinde yemek sessizce yendi. Avluya evin yardımcı kızlarından gelip "Sidre hanımım , kuaför kızlar gelmiştir. Sizi bekliyorlar odanızda" dedi benim ayağa kalkmamı sağlayıp. Derin nefes alıp "tamam geliyorum" dedim. Ömür "dur dur vende geliyorum" dedi. Ecel e bakıp "hadi sende gel" diyince Ecel kafa salladı. İkiside kalkınca ilerlemeye başladım. Masada benden daha ön tarafta oturdukları için bana yetişmeleri uzun sürmemişti. Merdivenleri geçip odama ulaştık. Kapıyı açıp odama girdiğimizde iki tane kız makyaj masamın üzerinde kendi malzemelerini çantadan çıkarıp yerleştiriyorlardı. İki yanımdaki kızlara bakınca gülümseyerek karşıya baktıklarını gördüm. Bu benimde dudaklarıma küçük bir tebessüm yerleştirmeme mâl oldu. Kuaför kızlardan biri "Lütfen oturun" diyince ben makyaj kotuğuna , Ecel ve Ömür ise odamdaki ikili kanepeye oturdular. Kız saçlarımı açıp "Bir model varmı kafanızda" diyince "Hayır" dedim. Kafa sallayıp "O zaman ben yüz tipinize ve şekline uygun bir şekilde saçınızı yapıyorum" dediğinde onaylar biçimde kafamı sallayıp "olur" dedim.

TÖREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin