CUMARTESİ
Sabah telefonumun alarm sesiyle kalktım demek isterdim ama öyle bişey olmadı.Ben çok heycan veya stres yaparsam çok erken kalkarım ve yine öyle oldu.Yapamamaktan çok korkuyordum sabredip buralara kadar gelmiştim şimdi bırakmak istemiyorudum ama içimde ya yapazsam korkusu olmadığı anlamına gelmiyor.Telefonumdan kurduğum alarmı etkisiz hale getirdikten sonra odamın çaprazındaki banyomuzda yüzümü ve ellerimi yıkayıp odama geri döndüm henüz hazırlanmam için kararlaştırdığım saatten erken olduğu için oyalanarak yatağımı düzelttim ve dolabımın karşısına geçip ne giymem gerektiğini düşünmeye başladım.Ne giyilebilirdi bilmiyordum ki.Hergün bir seçmeye katılmıyordum sonuçta.Tam baharlık sıcak bir hava vardı dışarıda buna güvenerek beyaz pantolon,beyaz yarım bluz,siyah hırka ve beyaz spor ayakkabılarımda karar kıldım *multimedya*.Hazırlandıktan sonra aynanın karşısına geçtim ve örgülü olan saçımı açtım ve karşıma hiç uğraşmamı gerektirmeyecek bir saç çıkınca ne yalan söyliyeyim yapabilsem mutluluktan uçardım resmen.Saçlarımı ellerimle hallettikten sonra hafif ama gözlerimi belli edecek bir makyaj yaptım.Ruj özel günler haricinde kullanmazdım ama şimdide benim için bir özel gün sayılabileceği için bir parlatıcıyla işimi bitirrdim siyah sırt çantama telefonumu ve diğer gerekli olabilecek şeyleri koyduktan sonra aşağıya indim.Annem hala kalkmamıştı.Buzdolabında asılı olan minik saatten çıkmam gereken saate daha bir saat olduğunu görünce annemi uyandırıp kahvaltı hazırlamayı planladım.Annem omlete bayılırdı bu yüzden omlet yapmanın en iyisi olacağına karar kıydım.Peynirin hiçbir türlüsünü annemde bende yemezdik ben daha kokusunu bile duymamıştım anne tarafım çok peynir tüketmezdi.Baba tarafım ise malum,pek görüşmüyoruz.Omleti ocağa koyduktan sonra zaman kaybını engellemek için annemi uyandırmak için odasına girdim hemen.Ama annem zaten uyanmış saçlarını topluyordu.
-Günaydın annişim !
-Günaydın kızişim
Evet annemle garip bir anlaşma türümüz vardı belki ama biz halimizden memnunduk yani.Diğerlerinin ne düşündüğü umrumuzda değildi doğrusu.Daldığım yerden gözlerimi devirdiğimde aklıma omlet ve geç kalma tehlikesi gelince koşar adımlarla aşağıya indim ve omletlere baktımTam zamanında yetişmiştim aslında.Hafif yanmıştı ama ziyanı yok.Yenemeyecek kadar değillerdi.Birkaç dakika içinde annem ve benim kahvaltılıklarımızdan oluşan bir kahvaltı sofrası hazırdı.Annem çoktan inmişti aşağıya hızlıca kahvaltımı yaptım ve masandan hızlıca kalkarken annemin dikkat et sen yaparsın gibisinden övgülerini dinlediktan sonra
-Tamam annecim hadi görüşürüz öptüüm !
Diyerek lafı kısa kestim çünkü annem eğer sesimin titrediğini farkederse -heyecandan- bitki çayı gibi bissürü şey içirirdi çıkmadan önce bana.KöşeDeki taksi durağına gidip boşta taksi olup olmadığını sordum.Ve -tekrarlıyorum- şanslıyım ki bu durakta taksi şöförü olan İsmail abi -yani annemin babası olan dedemin hatrı sayılır arkadaşlarından birisi-
-Buyur kızım ben seni götüreyim dedilten sonra birkaç adım ilerideki taksite doğru ilerledik birlikte.60'lı yaşlarındaydı İsmail amca ama buna rağmen çok çocuksu bir ruhu vardır mesela birkeresinde çeşitli animasyon filmlerine gitmek üzerine konuşmuştuk.Dedem gibidir İsmail amca Tamam dedemde bitanedir ama İsmail amcayı en az dedem kadar severim.
-Nereye gideceğiz bakalım hanım kızım?
-StarGaleri ' ye İsmail amca.Benim şu başvurduğum modellik işi için seçmeler olacak onun için gidiyorum
-Oy oy sen büyüdünde model mi olacaksın şimdi bakayım?
-Ya İsmail amca daha ortada hiçbirşey yok herzaman her istediğimiz olmaya biliyo mesela.Ve ben eğer kazanamazsam diye şimdiden kendimi kaybederim psikolojisine alıştırıyorum.Kaybedersem çok üzülürüm bilirsin beni.
-Bilmem mi hiç.Liseye başlarken girdiğin sınavda çok heycan yapıp bir soruyu boş bıraktığın için günlerce odana kapanıp ders çalışmıştın.
-Ya ismail amcaa
-geldik geldik,burası değil mi ?
-Evet evet sağol İsmail amca.Borcum ne kadar ?
-Ne borcu kızım saçmalama.
İsmail amcanın öyle bir inadı vardır ki birşeyi yapmam dediyse öldürsende yaptıramazdın.O yüzden ısrar etmeden gülümseyerek aşağıya indim.ismail amcamın açık olan pencereden şans dileklerini duyunca gülümseyen suratım birkaç saniyeliğine oraya kaydı.Önümde,üstünde kocaman "STARGALERI" yazan bir bina vardı.Ve kapıda yazının yarısı büyüklüğünde benim katıldığım seçmelerin duyuru pankartı vardı.Hızlı adımlarla içeriye girdim.Duvarlar canlı bir kırmızıya boyanmış ve ara ara modern duvar kağıtları yapıştırılmıştı.Rengarenk bekleme koltukları vardı ve her odanın kapısı farklı bir bölüme boyanmıştı.Bekleme koltuklarında bir grup kız kendi aralarında gülüşüyorlardu.Önümde sürekli insanlar geçip duruyordu,binayı süzmeyi bırakıp danışma olduğunu düşündüğüm kızın yanına doğru ilerledim.Siyah bir tezgahın arkasında duruyordu kumral ve kahverengi gözlüydü.Yaka kartında "danışman" yazıyordu sanırım doğru gelmiştim.
-Aferdersiniz,şey ben Defacto'nun seçmeleri için yapılacak çekimlere gelmiştim de ?
-Ah tabii -solumdaki bekleme koltuklarının yanında bekleyen kızları işaret ederek- şurada senin gibi erkenden gelen kızlar var daha çekimlere nerden baksan iki saat var nasıl olsa onların yanında bekleyebilirsin.Bol şans!
-Teşekkürler!
Danışmanla birbirimize içten gülücükler armağan ettikten sonra benimle aynı amaç için erkenden gelmiş olan kız topluluğunun yanına doğru ilerlemeye başladım utana utana.Tek başıma hiç bilmediğim bir ortamda bilmediğim insanlarla olunca stres yapıyordum.Umarım iyi kızlardır diye heçirdim içimden,çünkü büyük ihtimalle son iki saatim onlarla birlikte geçecekti.Yanlarına vardığımda kızlardan sarışın olanı beni farkederek
-Hey merhaba! Sende mi seçmeler için burdasın?
Dediğinde görmezden gelinmemenin verdiği sevin ve cesaretle cevap verdim.
-Evet,danışmadaki kız beni buraya gönderdi.
Diyerek samimi bir şekilde gülümseyinc ie kızda gülümseyerek
-Ozaman tanışalım,Merve ben
-Bende Selin,memnun oldum.
-Bende memnun oldum canım.
Birkaç saniye tokalaştıktan sonra kafeteryaya inip inemeyeceğimizi sordu,bende kabul ettim.Kafeteryanın yerini bilmediğim için önümde kendinden emin büyük adımlarla yürüyen Merve'yi takip ettim.Kafeteryaya indiğimizde etrafı incelemeye başladım.Burasıda üst kat gibiydi duvarlar canlı bir sarıya boyanmış ,masa ve sandaliyeler yine birbiriyle uyumlu birsürü renk kullanılmıştı.Duvarlarda da yine özenle çekildiği belli olan birsürü fotoğraf vardı.Sıraya geçip içeceklerimizi aldıktan sonra cam kenarında boş bir masaya geçip oturduk.Önümüzde hala 2 saat vardı ve ben sabırsızlığıma hala bir çözüm bulmuş değildim.BU BÖLÜM DEDİĞİM GİBİ UZUN OLDU.SINIR KOYMAK İSTEMİYORUM BU YÜZDEN ZAMAN BULDUĞUMDA YİNE YAPACAĞIM İLK İŞ SİZİN İÇİN BÖLÜM YAZMAK OLACAK.OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜLER SJSLSKS🙋

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MODEL
ChickLitİphone' umun bildirim sesini duyduğum an okuduğum kitaptan gözlerimi çekip etrafa göz gezdirdim, telefonumun yerini bulunca kalkıp elime aldım tuş kilidi bulunmadığı için ekrandaki mesaja dokunup açılmasını bekledim.Ekranda mesaj belirdiğinde okumay...