Bölüm 2

72 8 16
                                    

Teyze beni korkutmuştu,bu olanlar oldukça korkunçtu.Teyze'ye sordum:

-Başka mağdurlarda kim ve onlara ne oldu? Teyze ağlamak lı bir şekilde konuşmaya başladı:

-Her şey beş yıl önce başladı.Bu köy çok huzurlu ve mutluydu.Bu zaman ki gibi ne ıssızdı ne de hüzünlü... Köye bir kadın ve bir adam geldi.Bize köyün tarihi eseri olan bir anıtı istedi. Bu anıt ta milattan önceye dayanıyor. Köyün muhtarı Necip Bey anıtı almalarına izin vermedi. Onu tehdit ettiler. Eğer vermezsen çok kötü şeyler olacak falan demişler. Bundan bir hafta sonra Necip Beyin karısı öldürüldü. Hem de o uçurumdan atılarak ! Bu katiller her cinayetlerin de uçurumu kullanıyor , bu yüzden kimliklerine ulaşamadık .''dedi. Ben dayanamadan :

-Peki muhtar Necip Beye ne oldu? Teyze Arya :

-Bu olayla yıkıldı. Bunun o anıtı isteyenlerin yaptığını düşünüyordu. O katilleri aradı taradı yine de bulamadı. Adam daha fazla dayanamadı. O da kendini uçurumdan atarak intihar etti. Daha nice olaylar oldu anlatsam ... ''dedi. Ben de bu duruma çok şaşırmıştım. Ama anıt neden bu kadar değerliydi. Ya da anıta ne oldu ? Bu soruları teyze Arya ya da sordum o da cevabını bilmediğini söyledi. Bu olaya abim den gizli el atmalıydım.

Ertesi sabah o uçurumda oturan kızla konuşmaya gitmeye karar verdim. Çünkü aklımda onun da neden öldürüldüğü sorusu vardı. Sessizce kızın yanına yaklaşarak :

-Pardon , biraz vaktinizi alabilir miyim ? Bir mesele hakkında çalışma yapıyordum da ...Ben sözlünüz hakkın da size soru soracaktım da umarım yanlış...''dedim. Sözümü keserek :

-Yanlış anlamadım merak etme de sen kimsin?''dedi. Ben de hızlıca:

-Benim adım Murat , abim le bu köye geldik.''dedim. O da hızlıca cevap verdi:

-Konuyu kısa tutucam. Arya teyze olanları duymuş olmalısın. Ama kimsenin bilmediği bir gerçek var. O anıt beni sözlüm deydi. Yani o saklıyormuş. Necip Bey ölmeden önce Hasan'ın amcasına , amcası da sözlüme vermiş. O katiller sırf anıtı almak için onu öldürdüler. İstediklerini de alamadılar .''dedi ağlayarak... Ama şunu farkettim. Alt tarafı tarihi bir anıt için onca insan öldürülür mü... Parçaları birleştirirsek o anıtta bir şey gizli hem de çok gizli bir şey ... O zaman tek bir hamle kaldı. Anıt hakkında bilgi edinmek, eskiden anıtın sergilendiği yere bakıp birkaç ipucu aramak... Ama abim şimdi eve dönmeliyim yoksa abim bir şeylerden şüphelenir.

Ertesi gün anıtın sergilendiği yere gittim. Oldukça eski ve çok pis bir yerdi. Anıtın olduğu yere doğru baktım . Bir dakika o da ne!!! Oraya bir mektup gizlenmiş. Mektubu o sıkıştığı yerden almak için baya bir uğraştım. Hemen mektubu açıp içine baktım.Mektup ta şöyle yazıyordu.

^^Eğer kim bunu okuyorsa ben Hasan , Anıt eski orman yolunda tahta bir evde sakı. Evin salonuna gir. Bir tablo göreceksin . Tabloyu kaldır ve anahtarı oradan al . Daha sonra bir sandık bulacaksın. Elindeki anahtarla sandığı aç. İşte anıt orda ... Anıtı bu köyden uzak bir yere götür yoksa anıt çalınabilir. Bu mektubu yazmamın nedeni eğer ölürsem biri bu görevi yapsın diye ... 8 Haziran 2011^^

Allah'ım bu mektup , bu bu... Napıcam ben ... Daha sonra arkadan yüksek bir ses geldi :

-Hey sen de kimsi, ne yapıyorsun burada !!! ''dedi ki tam arkamı dönecektim kafamdan darbe aldım. Sonrasını hatırlamıyorum...

DEVAMI 3.BÖLÜM DE...

saklı mektuplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin