|= | |\| /-\ |_

13.9K 726 411
                                    

Aynanın karşısında kendine baktı Jungji. Fena görünmüyordu, kendisine göre. Jungkook olsa bir melek gibi göründüğünü söyleyip hemen sonra bayılırdı.

Jungji, aralarının nasıl birden bire bu şekilde olabildiğine anlam veremiyordu ama bundan kesinlikle memnundu.

Toz pembe renkteki elbisesini biraz aşağı çekiştirdi. Elbise giymekten nefret ediyordu ama mezuniyet balosuna pantolon ve gömlekle gidemezdi. Gitse bile içeri alınmazdı.

Kapı çaldı, Jungkook gelmiş olmalıydı. Filmlerdeki gibi merdivenlerden inip kendisini izleyen Jungkook, ablası veya anne-babasıyla karşılaşmadı.

Babası geç saatlere kadar çalışıyordu, annesiyse çoktan uyumuş olmalıydı. Ablası erkek arkadaşlarından birinde olmalıydı. Her şeyi boşverirsek, evde bir merdiven bile yoktu.

Kapıyı açtı, Jungkook bedenine tam oturan takımla tek kelimeyle nefes kesici görünüyordu. Jungji için itiraf etmesi zordu ama bu gerçek olam şeydi.

"Oh, Jung'um."

Hayranlıkla dökülen kelimeleri durduramadı Jungkook. Şimdi düşününce eğer ki Jungji bu elbiseyle Namjoon'a baloda eşlik ediyor olsaydı üçü de ölü olurdu.

Jungkook, baloya gitmekten vazgeçmeye başladığını hissediyordu. Herhangi birinin bu içine kapalı kızın güzelliğini farketmesini asla istemezdi.

Jungji'yi elinden tutup dışarı çıkardı ve kapının önündeki motorsiklete ilerledi.

"Senin için sorun değil, değil mi Jungie?"

Aptal kızlar gibi motorsiklete binmekten korkacak değildi, daha önce yapmamış olabilirdi ama yine de bir şey değişmiyordu.

Araca, Jungkook'un arkasına yerleşti Jungji. Kollarını çocuğun kaslı karnına doladı ve başını sırtına gömdü. Kırmızı kaskı kafasına geçirdi.

Motor, karnı bir yaratık gibi kükredikten sonra Jungkook hiç beklemeden hareket etti.

Motorun hızı yüzünden oluşan rüzgar, Jungkook'un portakal çiçekli duş jelinin kokusunu olduğu gibi Jungji'nin burnuna doldurmuştu.

Kendisini derin bir nefes almaktan alıkoyamadı Jungji, birkaç gün önce onun bir aptal olduğunu söylemişti, şimdiyse kokusu yüzünden bayılabilecek durumdaydı.

Rüzgar, Jungji'nin kahverengi saçlarını oradan oraya savuruyor, çok olmasa da kısa olan elbisesi rahatsız hissettiriyordu.

Kısa bir süre sonra okula gelmişlerdi. Mezun olacaklardı, belki bir daha asla görüşemeyeceklerdi. Bu binaya veda ediyorlardı.

'Ben, Jeon Jungkook. Jungji'nin peşini asla bırakmayacağıma dair kendime söz veriyorum.' Herkes tarafından bilinen bir şey varsa bu da, Jeon Jungkook'un sözlerini her daim tutuyor oluşuydu.

Binadan içeriye girdiler ve balonun yapıldığı tarafa gittiler. Herkes çılgınlarcasına dans ediyordu. Jungji, arada içeriye gizlice sızan alt sınıflar da gördüğünü biliyordu.

Oh My Jung/JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin