270 19 0
                                    

  Otobüsten inip, okuluna yürürken hava hala karanlıktı. Parmaklarını uzun, ipeksi saçlarından geçirdin ve okul kapısına doğru yöneldin. Hala erkendi, ama çokta değil. Diğer öğrencilerle okula giriş yaptın, onların ürkütücü suratlarına bakarken. Okul senin için sorun değildi. Okula karşı sert duygularında yoktu. Diğer %99'luk kesim gibi nefret de etmiyordun, ama sevmiyordun da.

"....-ah!" Adının seslenildiğini duyunca baktın ve Taehyung'un sana selam verdiğini gördün. Gülümseyip, hemen ona doğru ilerledin. Taehyung kollarını senden gelecek bir kucaklama için açtı.

"Taehyung-ssi!" Sen eğilerek selam verdin ona, aranızda belirli bir mesafe oluşturarak.

"....-ah, zaten dört yıl gibi bir süredir birbirimizi tanıyoruz ama sen hala mesafelisin." Taehyung kollarını serbest bıraktı ve kafasını salladı. Sen 'özür dilerim, hala olması gereken gibi davranmıyorum' bakışını attın. Taehyung gülümsedi ve saçlarını karıştırdı. O, sana yakın olan tek erkekti. İkiniz birlikte sınıfa yürüdünüz. Sen hızlıca sırana geçtin, Taehyung da senin yanındaki sıraya geçti. Ve ikiniz durmaksızın konuştunuz. Diğer öğrenciler sınıfa girmeye başladılar. Taehyung, en yakın arkadaşın geldiğinde biraz uzaklaştı.

"Rin-ssi!" Yanındaki sandalyeyi patpatladın.

"Rin-ah! Rin-ah! Bu çok daha rahat." Rin bir kez daha seni düzeltmeye çalıştı. Sen de onun için bir "Rin-ah" fısıldadın. Taehyung dışında, Rin lisede sahip olduğun en yakın arkadaşındı.

"Ah, bak sevimli şey geldi." dedi Rin alaycı bir şekilde ve herkesin bakışları sınıfa döndü. Biraz küçük bir figürde, tombul yanakları ve ağzında lolipopuyla bir erkek yürüyordu. O masum bir köpek yavrusu gibi yürürken, sınıf sessizleşti. Fakat o herkesin bakışlarından kaçındı ve Taehyung'un arkasındaki sıraya geçti.

"Ya Jimin!" İki erkek yumruklarını tokuşturdular ve tüm kızlar surat astı.

"Millet! Lütfen ödevlerinizi benim için hazırlayın!" dedi Jimin sınıfın etrafında dolanıp, ödevleri toplayarak.

"Teşekkürler Jimin-oppa!"

"Jimin-oppa, bugün süper tatlı görünüyorsun!"

"T-t-teşekkürler, Jimin."

Jimin senin masana doğru yürüdü. Sana birazcık yakın bir şekilde durdu. Sen dudaklarını ısırdın ve ondan biraz uzaklaşmaya çalıştın fakat elini senin sandalyene koydu. Sen ödevini ona verdiğinde ise senin verdiğini onaylamak için bir kart koydu masanın üstüne. Vücut ısın yükselmeye, terlemeye başladın. Rin senin sıkıntı içindeki yüzünü farketti ve hemen harekete geçti. Jimin'in eline doğru elini uzattı. O da centilmence parmaklarını tuttu.

"Jimin-oppa~~" dedi baştan çıkarıcı bir şekilde ve Jimin'in gözleri büyüdü. Rin, ona göz kırptı. Jimin ise hemen elini çekti geriye doğru bir kaç adım atarak. Taehyung'un gözleri de genişledi, kahkahasını bastırmaya çalıştı.

"Teşekkür ederim." Sen gülümsedin ve Jimin'de gülümseyerek sana mükemmel hizalanmış dişlerini ve köpek yavrusu gibi gözlerini gösterdi. Jimin yanındaki masaya yürüdü ve sen sadece Rin'e baktın. Bir kağıt mendil çıkardın, boynunda oluşan ter damlacıklarını silmek için.

"Teşekkürler Rin, gerçekten teşekkürler." dedin başını eğerek. 

"Hahh, sorun yok. Onu kızdırmayı da sevdim. Yüzündeki tiksintiye bakmak beni güldürüyor." Rin kıkırdadı.

"Sen cidden şeytansın." dedin sende gülerek.  

Sensitive Touches // JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin