Sensitive Touches // Jimin

❀

Zil çaldı ve sen Taehyung'la eve doğru yürümeye başladın. Güneşin neredeyse battığı zamanlardı, metronun en yoğun olduğu zamanlar. Metroda o kadar kişiyle sıkışık olacağın düşüncesiyle ürperdin.

"Urgh... Zengin olmayı dilerdim." Dedin mızmızlanarak ve Taehyung sana kaşlarını kaldırarak baktı.

"Taksi tutardım ve böylece metroda birileriyle sıkışık olacağımı düşünmezdim. " Taehyung sen sızlanırken güldü. Uyarı sesiyle beraber, istasyona vardınız.

İşte kalabalık Treni beklerken boş bir yer için etrafına bakındın. Taehyung, her an çıldırıp, bayılmamandan emin olmak için sağ arkanda duruyordu.

Tren geldi, insanların hücum etmesiyle itildin ve ne yazık ki Taehyung'dan ayrıldın. Onun için etrafına bakındın ama, o sana uzaktı. Taehyung endişeli bir bakış attı ve sen yutkundun. Gözlerin kapalıyken, herkesin vücudunun sana doğru olduğunu hissediyordun. 

Her şey iyi olacak, her şey iyi ola-

"......?"

"J-Jimin-ssi?" Büyük bir şaşkınlıkla döndün. Tam o sırada tren durdu ve sen dengeni kaybettin.

İleriye doğru düşerken, Jimin dirseğinden tuttu. Dirseğinin üzerinde Jimin'in elini hissettiğinde titreme sanki vücudunu delip geçiyordu. Sarsıldın ve dirseğini çektin. Onun dokunuşuyla bir gıdıklanma hissi oldu ve orayı ovuşturdun. Jimin'in gözleri faltaşı gibi açıldı ve senin ovuşturduğun dirseğine baktı.

"Cidden, ben dokunduktan sonra silme ihtiyacı mı hissettin?" dedi Jimin ve sen kıkırdadın.

"Teşekkürler Jimin-ssi! Ve bay bay!" Sorudan kaçtın. O sırada Taehyung'la aynı zamanda indiniz zaten. Hızlı hızlı soludun ve boynunda oluşan terleri sildin. Bir şişe açtın ve kafana diktin.

"Eğer seni tanımıyor olsaydım, sana her dokunan insanı ezdiğini düşünürdüm. " Taehyung sana takıldı ve sen ona dik dik baktın.

"Her neyse, iyi misin?" dedi ve sende başını salladın. Sonunda kalp atışların yavaşladı ve artık eve yürümeye hazırdın.

---

Mola başlangıcı için zil çaldı. Sen yavaş yavaş eşyalarını topladın, zaten önceden hazırlanan öğle yemeğin vardı. Sınıfın geri kalanı ise zil çaldığında yemek için fırladılar.

"Erm.. ......?" Seslenene baktın ve Jimin olduğunu gördün.

"Bir kaç soru sorabilir miyim?" Kafasının arkasını ovuşturdu ve mahçup mahçup gülümsedi. "Öğretmene ya da Sam-ssi 'ye sorarsan daha iyi olur. " Nazikçe cevapladın ama yüz ifaden sabitti.

"Lütfeeeeen, onlar gittiler." Jimin yalvardı ve sende başını salladın. Jimin tekrar gülümsedi. Senin yanındaki sandalyeye oturdu. Onun çalışmalarına göz attın ve içini çektin.

Bu biraz zaman alacak

"Bu sefer ne oldu?" Gelişigüzel bir biçimde sordun ve Jimin aniden cevapladı.

"Bilmiyorum, sadece anlamadım." Kafanın içinden iç çektin, onun sorusunu beklerken. Jimin sonunda sana bir soru sordu ve sen soruyu çözmeye çalıştın.

Geometri... Bu gerçekten zaman alacak

Öğle yemeğine bir bakış attın ve soruya geri döndün.

"Biraz karalama yapabilir miyim? Eğer sorun olmayacaksa? "

Jimin başını salladı ve sen diyagram üzerinde karalamaya başladın, altını çizdin.

"Burada." Ona diyagramın çözümünü gösterdin. Jimin baktı, baktı ve karışık bir bakış attı sana. Anlamadığını anladın ve soruyu anlatmaya başladın. Diyagramın farklı yöntemlerini gösterdin, dikkatli bir şekilde açıklayarak.

"Üzgünüm ama hala anlamadım." Jimin özür dilercesine baktı.

"Peki. Bu sefer yavaşça ve adım adım anlatacağım."

"Bu yüzden, eğer buraya bakarsan... "Diyagramı işaret ettin ve durdun. Jimin bunu fırsat bellemişçesine sana daha da yakınlaştı. İşaretlediğin yerin yanına parmağını koydu.

"Burası mı?" O, çok odaklı gibi davrandı. Şok içinde geri çekildin. Ama herhangi bir aksiliği önlemek için soğukkanlı haline geri döndün. Diyagramdaki yeri işaretlemek için bir kalem çıkardın. Jimin dikkatli bir şekilde açıkladığın her adıma baktı.

"Çok mu sıcak?" diyerek kesti ve sen ona baktın. Onun senin boynundaki terleri fark ettiğini anladın ve terini sildin.

"Çok iyi hissetmiyorum." diye yalan söyledin.

"İyi misin?" Jimin panikledi ve alnına elini uzattı. Sende panikledin ve onun eline vurdun.

O zaman ikinizin arasında bir sessizlik başladı.