giriş

33 6 4
                                    

Yağmur yağmaya başladı. Ama arabanın içi hala sıcaktı. Babam yine eskilerden kalma şarkılar dinliyordu ve içinden murıldandığını duyabiliyordum.
Harika bi sesi vardı ve küçükken bana hep şarkı söylerdi, piyano çalmayıda bana o öğretmişti. Ama sonradan aramız açılmıştı ve lisede artık hiç konuşmaz olmuştuk. Camdan dışarıya baktığım da yağmur tanecikleri cama vuruyordu. Camı ellediğimde ellim üşüdü ama çekmedim elimi. Dışarıda harika bir manzara vardı her yer yemyeşil ve ağaçlıktı. Ormanlık yerleri her zaman sevmişimdir çünkü orda kimsecikler olmaz, kimse sana karışamaz, sessiz bir ortamda yalnız ve huzurlu olursun. Sanırım yeni evimizi görmeye az kalmıştı annem evde bizi bekliyordu. Her yıl olduğu gibi yine başka bir şehre taşınmıştık, artık alışkındım ve sevmeye başlamıştım. Yeni yerler görmek ve tanımak her zaman hoşuma giderdi. Birden araba durdu sanırım gelmiştik. Evin, camdan gördüğüm ormana yakın olmasına sevinmiştim ve bir o kadar da şaşırmıştım çünkü önceki evlerimiz genelde merkez de oluyordu fakat burda kimsecikler yoktu ve burası ormanlık ve yeşilliği çok bol ve şehrin aksine gayet sakin, sessiz bir yerdi. Kapının önünde annemi gördüm bize el işareti yaparak hızlıca gelmemizi söledi. Yağmurda sırılsıklam olmak istemezdik bu yüzden babamla resmen eve girmek için yarıştık. İçeri girdiğimde yüzüme sıcak hava ve çok lezzetli bir yemek kokusu çarptı. Sanırım annem hindi yahnisi pişirmişti. En sevdiğim. Babam evin nasıl olduğunu sordu, bende şehirde olmamış olmasına şaşırdığımı söyledim o da bu kez benim zevklerimi göz önünde tuttuklarını ve mutlu olmamı istedikkerini söyledi. Gülümsedim. Beni önemsiyor olmaları hoşuma gitmişti çünkü son 5 yıldır pek takılmıyordum bu benim için pek sorun değildi çünkü özgürdüm istediğimi yapabiliyordum ve bu benim için tarif edilemez derecede süperdi ama babamın bu sözüyle bu sene herşeyin değişeceğeni anladım. Demek ki bana zaman ayırmadıklarını sonunda fark edebilmişlerdi. Hep birlikte yemeğe oturduk. Her zaman ki gibi sessizce yemeklerimizi yiyorduk fakat bu sessizlik çok tuhaf ki devam etmedi. Ve sessizliği bozan babam oldu. "Yeni okulunu merak etmiyor musun Annabel?" Diye sordu. Aslında merak ettiğim sölenemezdi, bir okul ne kadar merak edilebilirse o kadar merak ediyordum. Ama gelirken bir okul görmemiştim ve böle bir yerde okulun olabileceğini de düşünmemiştim ki bu beni meraklandırdı. Ve sonunda sadece bir "ediyorum" dedim. Babam biraz duraklasa da konuşmaya başladı. Okulun camdan gördüğüm ormanın içlerinde olduğunu söyleyince çok şaşırdım. Ailemden beklemediğim şeyleri yapıyorlardı bir an uzaylıların ailemin bedenini ele geçirdiğini falan düşündüm. Babam bu kadarlada kalmadı ve bir özel okul olduğunu söyledi. Bu sayede şaşkınlığım daha da arttı çünkü benim için binlerce dolar harcamışlardı. 5 yıldır neredeyse hiç yüzlerine bakmadıkları, ne yiyip ne içtiğini bilmedikleri, ne boklar yediğini önemsemedikleri çocukları için binlerce dolar harcamaları tuhaf ötesiydi ve bu yüzden ağzımdan "nasıl birden bu kadar beni önemsediniz?" cümlesi kaçı verdi. İkiside aynı anda bana gözlerimin tam içlerine baktılar sonrada birbirlerine. Kendimi kötü hissettim ve Özür diledim. Annem gözlerini tabağından ayırıp bana baktı ve "asıl biz Özür dileriz" dedi şaşkınlığım her geçen saniye artıyordu tabii merakım da nasıl olmuştu da bu kadar önemsenmiştim? Babam, "sana son bir kaç yıldır çok kötü davrandığımızı ve hiç iyi bir ebeveyn olmadığımızı fark ettik, bizim yüzümüzden hep mutsuz oldun. Bu yüzden annenle bir karar aldık. Yaptığımız hatalardan dolayı bizi affetmen için elimizden geleni yapacağız ve artık tek amacımızın seni mutlu etmeye çalışmak olması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Bu yeterince iyi bir açıklama değildi ama idare edebilirdim. Tamam anlamında hafifçe başımı sallayıp, küçük bir tebessüm attım. Yemeğimi bitirince odama çıkmaya karar verdim babam aniden "bekle Anna!" Diye seslendi durdum ve arkamı döndüm babama baktığımda elinde ki eşyaları (tabakları falan) bırakıp hızlıca yanıma gelmekte olduğunu gördüm. Yanıma geldiğinde odamı özenle benim zevklerime göre dizayn ettiklerini söyledi ardından da küçükken ona hayal ettiğim odamı anlattığım zamanki gibi çatı katında olduğunu söylemişti. Vay canına unutmamıştı. Oysa ki üzerinden 13 yıl geçmişti ben bile yarım yamalak hatırlıyordum. Beraber merdivenleri çıktık ve odama vardığımızda kapı kapalıydı babam elinden anahtar çıkardı ve kilidi açtı. Fakat hala kapı kapalıydı, aç artık der gibi bakınca "hazır mısın?" Diye sordu "evet" deyip gülümsedim ve kapıyı açtı.
-devamı için desteklerinizi bekliyorum-

Dark FaceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin