Neredeyim Ben

53 4 0
                                    

 Bu gece artık rahat uyuyacağımı sanıyordum gece yattığımızda bir gürültüyü fark ettim hemen doğrulduğumda camda kanların olduğunu ördüm hemen sonra adamın yüzü kanlı bir biçimde karşımda bana bakıp güldüğünde kalbim yerinden çıktı kızlara bu haberden bahsetmediğim için korkudan battaniyenin altına girerek saklanmayı düşünüyordum öylede yaptım korkudan titriyordum geceyi öyle geçirmişim ve sonrada uykuya dalmışım. Sabah kalktığımda kızların dışarıdan bağırma sesleri beni sevince mutluluğa davet ediyordu o daveti kabul edermiş gibi yataktan kalkıp karavanın merdivenlerinde uykunun hala üzerimde olan sersemliği ile kollarımı arkaya gerip esnemeye başladım. Karavandan indim kahvaltımız yaptık.

  Kahvaltıdan sonra sıra iş paylaşmalarına gelişti Defne:mutfağı baştan temizleyecek Manolya ise: karavanın diğer bölümlerini temizleyecekti. Sıra bana gelmişti karavanla alakalı olan temizlik bitmişti ne yapacağımı bilmediğim için anlamaz gözlerle Defne ile Manolya'ya bakıyordum, Defne öne atıldı "eee sana o kadar önemli iş kalmadı ama istersen sende odun topla, hava durumunu dinledim radyodan bu akşam bayağı serin olacakmış, hı ne dersin başka işte kalmadı zaten" Defnenin bu sözü ardından bayağı ürktüm doğrusunu söylemek gerekirse o kanlara bulanmış adamı görmek artık  istemiyordum korkuyordum, kendimi çaresiz ve zavallı hissettim çünkü kızlara bu olaydan bahsetmek istemedim , kızların gözünde eğer anlatsaydım deli damgası yiyecektim. 

Öyle dalmıştım beynimi soru yağmuruna tutmuştum ki Defnenin sorularına irkildim Defneyi dinleyemediğim için soruları duyamamıştım tekrardan Defneye sordum " canım kusura bakma ne diyordun sen ? " dediğimde Defnenin suratını bir ilginç sima almıştı ortamı bozmamak için  " ben mi odun tamam toplarım " derken bile elim ayağıma bir titreme düşüyordu Defne de " tamam canım o zaman sen odun toplayacağın çantanı al bizde bezler ile etrafı silip toplayalım" içimden senin için demesi kolay sen de benim gördüklerimle karşılaş saydın böyle rahat olamazdın her neyse karavanın o siyah ile lacivert arası değişen renkli merdivenden indim. 

Karavandan uzaklaşmıştım bile yerdeki o kısa odun ve çalıları alarak çantaya sıkıştırdım ilerideki yerlere gittim şimdilik ses seda yok turdu baktım etrafıma herhalde evden uzaklaşınca ilk zamanlarda alışmam dan dolayı hayaller görmüş olmam gerekti herhalde. Neyse etrafıma bakmayı kestim artık işime yoğunlaşmıştım farkında olmadan ormanın derinliklerine inmişim bunu anlamamın sebebi de çantanın dolmasını fark etmem le oldu .

 Geriye döndüğüm de ormanın çok derininde olduğumu fark ettim , havaya baktım ki yavaş yavaş kararıyordu hemen hızlı hızlı adımlarla kamp yaptığımız yere ilerlemeye başladım , başıma bir şey gelirde yolumu unutursam diye zaten pusulayı yanıma aldıydım kızlara çaktırmadan , ilerledim ilerledim ormanın uzunluğu bitmek bilmiyordu , telaştan telefonumu elime almaya kalkıştım tam o sıra arkamdan beynime öyle bir darbe yedim ki beynim sanki iflas etmişti kendimde değildim. 

Saat ilerlemiş olmalı ki uyandığımda tavanda karanlıktı etrafıma baktım boş yere bayılmış olamazdım ki burası çünkü kapalı bir alandı, göz gözü görmüyordu belki rüyadır deyip bir cimcik attım iki cimcik üç cimcik derken kolumu kızart tığımın farkında bile değildim anlamıştım ki bu bir rüya falan değildi bağırdım, bağırdım, bağırdım "yardım edin" diye fakat bir karşılık bile gelmemişti. 

korkudan bir sağa bir sola yavaş yavaş giderek nerede olduğumu ayırt etmeye çalışıyordum fazla ilerlediğimde ayağıma bir şey yapışmış beni gitmeme izin vermiyor ilerletmiyor idi. Ayağıma birden yapışınca küçük bir çığlık atmıştım  gerçi fazlada küçük değil ama, her neyse.

Bağırıyordum sesimi birileri duymuş olacaktı ki  bir kapı gıcırdaması geldi içeri ışıkla dolmuştu ışığın geldiği yöne doğruldum fark etmemişim kapı varmış orada. Korkuyordum yüreğim azıma gelmişti, baktım dona kaldım bekledim bekledim giren veya çıkan yoktur du   Meraklı bir kişiliğe sahiptim ondan dolayı adım atmaya başladım. Ayağımdaki her neyse çıkmıştı bir anlam verememiştim kapıya geldim kırık beyaz renginde ışığın aydınlattığı tahtalar arsından geçtim açık kapı vardı bir tane, ilerledim içeriyi görmem lazımdı eski yerlerde kullanılan meşale yada gaz lambası olmalıydı fakat olsa da yakabilmek için kibrit lazımdı karavandan çıkarken çantama attığım o kibriti almak için çantamı yokladım, Allah tan yanımdaydı çantanın küçük bölümünden kibriti aldım, şimdi sıra duvarda duran gaz lambasını ya da her neyse  bulmaktaydı mutlaka var diye düşünüyordum duvarda elime bir şey çarpmıştı aslında bu şeyin gaz lambası olmasını isterdim fakat elime tam bir meşale gelmişti ışığı geriye çıkarak yakmayı tercih ettim çünkü  ışığı yakmam la karşıma bir şey çıkma endişesini yaşamak istemiyordum.

Geriye çıktım meşaleyi yaktım ileriye yürüdüm aman tanrım onlarda neydi öyle sanki o manzarayla karşılaşınca beynime kurşun sıkılmış gibi yaşamıyordum ama sanırım bu düşünceler korkudan dı, "aaa" diye bir çığlık kopartmış dım elim ayağım titremeye başladı karşımda gördüğüm manzara tam bit,  bir değil hatta binlerce insanı cesediydi,geriye kaçmak isterken yere düşüp düşüp kalkıyordum herhalde vücudum baygın düşmüş gibi bir şeydi ama bayıl mamışdım yani demek istediğim kendimde değildim şok geçiriyor olmalıydım, Galiba evde kamera gibi bir şey vardı şok geçirdim diye mi yoksa daha da korkutmak mıydı amacı bilmiyorum ama evde yankı şeklinde erkek sesi ve kaba tonlarla" Yerinde olsam bu kadar korkmazdım gerçi senide anlamak lazım ama bil ki seninde dediklerimi yerinde getirmezsen sonun orada gördüğün genci yaşlısını ayırt etmeyerek can verenler gibi olacak" Adamın hiç canlı ve dostça yaklaşmayan ses tonundan korkmuştum gerçi beni ölümle tehtid eden bir insan ve ayriyeten  yaptığını ve yapabileceğini gözümün içine sokan bir kişi den korkmamak ta elde değildi, korkudan ağlayarak titrek bir ses ile "ne istiyorsun benden ya ne olur bırak beni yalvarırım ne istersen yaparım yeter ki bırak " Adamın bu söylediklerimi hiç aldırış etmiyordu bana alaycı bir ses tonuyla "yapacak kabul ediyorum o zaman söylediklerimi" Ne kadarda o cinayetleri görsem de adamın o kadar önemli bir şey olacağını düşünmüyordum ve hazır cevap ile "evet ya yeter ki bırak ne istersen yapacağım" belkide bu son kelime hayatımın bitiş galibiyeti olarak kabul edebilirdim ileride başıma neler geleceği hiç belli olmayacaktı.

Gizemli KöşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin