Ankara' ya gitmek için uçak bileti aldım. Yazıyı ise detaylıca fotoğrafını çektim. Uçağım yarım saat sonra kalkacaktı. Havalimanına gitmek için yola çıktım. Uçağıma bindim. Vazmıgeçmeliydim. Yok hayır vazgeçemem. Gitmeliyim. Uçak havalandı. Ankara'ya gelmiştim. İş o adamı bulmaktı. Nasıl bulacaktım o adamı koca Ankara' da. Bulmak imankansızdı. Ama buraya kadar gelmişken o adamı bulmdan geri dönemezdim. Araştırdım. Sordum soruşturdum. Ne yaptım , ne etim adamı buldum. Adamın küçük bir eskici dükkanı vardı. Adam o kadar yaşlıydı ki kımıldayacak hali yoktu. Adama yazıyı gösterdim okuyabileceğini söyledi. Ama önce biraz araştırma yapması gerktiğini söyledi. Sonra bana bunu kimin yazdığını sordu. Sebebini sordum. Sebebi bunu yazan fazla kişinin olmadığını söyledi. Garipti. Neden bu yazıyı seçmiş olabilirlerdi. Yoks,yoksa... Amaçları beni oyalamakmıydı. Ama buraya gelmişken ne yazdığını öğrenmeliydim. Yaşlı amca araştırmalarını bitirdiğini söyledi. Yazıya dikkatlice baktı. Yazanları söylemeye başladı. Kağıtta" işte bu yazıya dikkatli bak, bu yazı senin sonunu getirecek" yazıyormuş. Demek beni yanıltıyorlardı. Ama beni yanıltabilecekleri şeyleri nasıl biliyorlardı. Hemen İstanbul' a gitmeliydim. Amca bana kimin yazdığını sordu. Amcaya cevap vermeden tezgahın üstüne para koyup koşup bir taksiye bindim. Havalimanına ittim. En erken uçağa bilet aldım. Uçağa bindim. İstanbul' a doğru yol aldım.
