Koca yeşil gözlerini açmış öyle odanın kapısından bakıyordu Lamia. Hızlıca çarpan kalbi, her saniye hızını biraz daha arttırıyordu, çenesini sıktı sebepsizce. Odadan çıkmak için bir adım attığında gördüğü şey sadece açık dış kapıydı. O sakin kızın bedeni titredi birden. Telaşlandı. Gelen kesinlikle abisi değildi. Abisi olsa kapıyı kapattıktan sonra Lamia'ya seslenirdi ve kapıyı o kadar çarpmazdı. Kapıyı açık bırakması işin cabası.
Hızlıca kafasını odasına çevirdi ve bir şeyler aramaya başladı. Gelen her kimse haddini bildirmek istiyordu. Ve en çok da zarar görmeden evinden atmak. Gözüne kitaplıktaki makas takıldı. Koca iki adımda makasa ulaştı. Bir katil edasıyla kavradı ve suradına pek yerleştirmediği manyak gülümsemesini yerleştirdi. Fakat bu kalbinin deli gibi atmasına engel değildi. Titreyen ellerini umursamadan odadan dışarı çıktı. Dış kapı şimdi kapalıydı.
Gözlerini kısmış ve kafasını biraz eğmiş olan Lamia şaşırmıştı. Oysa şu an yapması gereken en son şeydi şaşırmak. Evine biri girmişti belki de. Ensesine çarpan sıcak nefes ve elini kavrayan soğuk el düşüncelerinden ayırdı Lamia'yı.
O an aklında her ne varsa gitti ; ne biraz önceki adamı makaslama düşünceleri ne de psikopatça konuşmalar... Neyse ki adam konuştu.
-Kapıyı kapattıktan sonra anahtarlarını kontrol etmelisin.
Hani 'başından aşağı kaynar sular boşanır ' derler ya, işte Lamia'nın şu anda hissettiği tam anlamıyla buydu. Ne yani anahtarı kapıda mı unutmuştu? Asıl sorun adamın bu saatte eve girmesiydi. Birden sinirlendi Lamia. Bulundukları pozisyon berbattı. En azından Lamia için...
Hızla elindeki makası serbest bıraktı Lamia. Makasın yere düşmesiyle adam da elini bıraktı. Yine de adamın nefesini hala boynunda hissediyordu. Kurtulmak istedi. Öne doğru bir iki adım atıp topladığı cesaret ile yüzünü adama döndü. Ve tek kaşı otomatikman yukarı kalktı. Elini belini koyarak sordu
-Evimde ne işin var? Saat kaç haberin var mı senin? Şimdi polisi aramadan evimden çık git.
Söylediği sözler adamı ilgilendirmemiş olmalı ki; işaret parmağıyla burnunun ucuna hafifçe dokundu ve konuştu
- Adım Barbaros , merak etme sapık falan değilim. Ayrıca illaki birilerini aramak istiyorsan telefon numaramı verebilirim?
Son cümlesinde sorar gibi bir ton vermişti kelimelerine. Lamia sabır diler gibi kafasını kaldırdı. Gecenin yarısı evine girdiği yetmezmiş gibi bir de dalga geçiyordu. Kafasını indirdiğinde adam hala ona bakıyordu.
- Ne var ?
Dedi agresifçe. Sinirlenmeye başlamıştı. Gecenin bu saatinde şaka mıydı bu?
Saçlarını karıştırmak istedi, her sinirlendiğinde yaptığı gibi. Tam kolunu kaldırırken dirseği duvara çarptı ve ışık açıldı. Beyaz ışığın etkisiyle gözlerini bir an kıssalar da gözleri ışığa alışınca bir süre birbirlerini süzdüler.
Lamia karşısında ; esmer, kirli sakallı, 23-24 yaşlarında, uzun boylu, düzgün burunlu, açık kahverengi gözlü bir adam gördü. Adam yakışıklıydı. Ama şu an dikkatini çekmesi gerçekten deli saçması olurdu.
Adam gülümsedi. Fakat bu gülüş ukalalıktantamamen uzak samimi bir gülüştü. Sadece yaptığı tercihin doğruluğundan eminolmuştu. Belki yeni görevi onun kafasını dağıtmaya yardım edebilirdi. Bumonoton hayattan kurtulma ümidiyle kabul ettiği bu ani teklif işe yarayacağabenziyordu. Öyle olacaktı da...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payidar (Sonsuz Aşk)
RomanceLamia... Sundaş holding'in iki varisinden biri olan şımarık denilebilecek düzeydeki patavatsızlıklarıyla öne çıkan baş karakter. Masum olduğunu düşünmüyor. Zaten değil de... Ona göre masumluğunun tek kanıtı kaldı sadece elinde. Bekareti... Ve deli...