♥19♥

51.6K 2.3K 156
                                    

Her sabah olduğundan daha huysuzdu. İçindeki saçma sapan suçluluk duygusu onu yeyip bitiriyordu. Bu yüzden sabahın erken vakitlerinde uyanmıştı. Düşünmüştü. Her ihtimali her şeyi düşünmüştü ama hiçbir şey onu kalmaya ikna edemiyordu. Burada tutunacak mantıklı bir nedeni yoktu. Ya da kocaman bir nedeni vardı ancak Elif onu göz ardı ediyordu. Hala yatağındaydı. Oğlu yanında mışıl mışıl uyuyordu. Ona durumu nasıl açıklayacaktı ki. Dün partiden sonra konuşurum diye düşünmüştü ama Emir sağ olsun geldiğinde oğlu çoktan uyumuştu. Değmiş miydi? Belki en azından içi rahatlamıştı. Evli değildi. Elif onun evlendiğini düşündükçe içinde bir şey eriyordu çünkü. Birini severken onun başkasına ait olmasını kelimelerle anlatamazdı. Beraber geçirdikleri zamanların hayalini kurarken birden onum başka bir kadına dokunduğunu onu karısı olarak kabullendiği aklına geliyor. Ve yaşadığım bütün her şeye lanet ediyorsun. Ama onun bundan haberi yok o sadece yoluna devam ediyor arkasındaki enkazdan habersiz. İşte Elif bu düşünceyle tam üç yaşadı. Şimdi evli olduğu için boynuna mı sarılmalıydı? Hayır... Bunu kabul etmiyordu kalbi. Her ne olursa olsun kabulde etmeyecekti. Hiçbir neden onu gözünde haklı yapamazdı.

"Annem."

Gözlerini tavandan çekip oğluna doğru döndü. Sevgiyle baktı oğluna.

"Uyandın mı bitanem? Günaydın."

"Günaydın annem."

Aras annesine gülümseyince Elif oğlunu sarıp saçlarına öpücükler kondurdu. Şimdi açıklama yapma zamanıydı. Derin bir nefes aldı.

"Annem bizim konuşmamız lazım. Daha doğrusu senin uslu bir çocuk olup benim sözümü dinlemen lazım. Anlaştık mı?"

Aras hevesle başını salladı. Annesiyle anlaşmaya bayılıyordu. Çünkü genelde kendisi karlı çıkıyordu. Doğrulup annesinin ağzından çıkacak cümleleri merakla bekledi.

"Imm...Biliyorsun ki biz buraya dedeni görmek için geldik."

Oğlunun gözlerinin içime baktı. Aras kararlı bir şekilde başını salladı. Elif oğlundan onay aldıktan sonra konuşmasına devam etti.

"Ve bizim artık evimize dönmemiz lazım. Kısacası biz bu gün evimize gideceğiz."

Aras şaşkınca ağzını açtı. Daha yeni gelmiştiler. Hem o daha doyamamıştı ki buraya.

"Hayıy anne. Lüffen. Biyaz daha kalalım. "

"Olmaz Aras bak benim orada bir işim var. Para kazanmam lazım. Hem bizim evimiz orası."

"Anne... lüffen. Dedem sana paya veyiy."

Elif oğlunun böyle yapacağını biliyordu. Oğlu dolu gözlerle hala kendisine bakıyordu. Annesini vazgeçirebileceğini düşünüyordu. Ama Elif kararını vermişti çoktan.

"Hayır dedim Aras artık evimize dönmemiz lazım."

Aras daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladı. Elif onun göz yaşlarına dayanamıyordu. Elif oğlu ve kendi için yeterince gözyaşı dökmüştü zaten. Yataktan kalkıp oğluna sarıldı. Onu kucağına oturtup kendisine bakmasını sağladı. Oğlunun gözünden düşen inci tanelerini şevkatle sildi. Alnına kokulu bir öpücük kondurdu.

"Ağlamana gerek yok ki annecim. Canın istediği zaman dedem gelir dayın gelir anneannen gelir."

Uzun cümleler kurup oğlunu kandırmaya çalıştı.

"Ya Emiy amcam?"

Elif'in yine nefesi kesildi. Aras'ın ona bu kadar alışması normal miydi? Bunu gerçekten bilmiyordu. Bundan sonraki hayatında onu daha fazla görmek istemese de yalanına devam etmeyi tercih etti Elif.

AŞKSIZ KAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin