Gözlerini kocaman açarak bana döndü
"Ne yapıyorsun sen?"
"Bana çarptın ve bence beni evime bırakma zahmetine girmelisin"
Kendime inanamıyordum. Beni delirten adamın arabasına binmiştim ve bir de evime bırakmasını istiyordum. Gerçekten hayatım bir çıkmaza ilerliyordu. Ben bu olamazdım.
Olay yerinden az da olsa uzaklaşmıştık.
"Durdur arabayı!"
Bana anlamayan gözlerle baktı ve sürmeye devam etti.
"Sana hemen arabayı durdur dedim!"
"Bana emir veremezsin!"
Dedi benim gibi bağırarak.
"Ya arabayı durdurursun ya da ben durdurmasını bilirim"
Dememle ellerimi el frenine doğru uzattım. Benim durdurmama gerek kalmadı ani frenle arabayı durdurdu.
"Çattık ya sen nasıl bir tipsin kızım dengesiz misin?"
"Yavaşça duramaz mıydın kafamı çarpıyordum. Sana kim ehliyet verdi Allah aşkına"
Sinirden direksiyonu tutan elleri beyazladı ve bu da benim biran önce arabadan inmeme işaretti.
Hızla indim arabadan oda arkamdan. Ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Ben ise onu görmezlikten gelerek karşıdan gelen taksiye el yaptım. Şaşkınlıkla
"Yok artık! Taksiyle gidecektiysen ne diye beni uğraştırdın."
Evimi tarif edeceğim derken onu bilerek ve zevkle sağdan soldan diyerek iyice bir sinir etmiştim. O bunu hakketmişti.
"Seni evime götüreceğimi düşünmemiştin herhalde"
Dedim alayla.Kandırıldığını anladığı gözlerinden okunuyordu. Ellerini yumruk yaptı. Beni dövmezdi herhalde. O panikle gelen taksiye binip hızlı olun lütfen demiştim. Arkamdan kükreyen sesini yinede duymuştum.
"Ben seni o taksiden indirip ne yapacağımı iyi bilirim ama sakin bir daha karşıma çıkma yoksa şimdiki gibi kurtulamazsın elimden!"
Gün ışığının içeriyi doldurmasıyla açtım gözlerimi. Fısıltıyla çıktı sesim 'Nerdeyim ben ?' gözlerim etrafta gezinirken kan beynime gitmiş olmalı ki nerde olduğumu hatırladım. Burası artık benim yeni yuvamdı. Daha 2 gün önce 3 katlı villamda yaşarken bugün gözlerimi burada açıyordum. Hayatın bana acı bir oyunuydu kesinlikle bu yaşadıklarım bir rüyada olmalıydım başka bir açıklaması olamazdı bunun. Oflayarak kalktım yataktan. Odadan 2 adımlık uzaktaki mutfağa ilerledim tabi buraya mutfak denilirse(!) Buzdolabını açtığımda tıklım tıklım doluydu. Bu demek oluyor ki burada tahminimden daha fazla kalacağım ve babamın bir daha geri gelmeyeceğini gösteriyordu.
Babam beni 2 gün önce apar topar tarçın adında ki köpeğimle eşyalarımı toplattırıp buraya getirmişti. Burası dedemden kalma eski gecekonduydu. Daha önce böylesine evden bir haber olan ben ne olduğuna anlam veremiyordum. Babam kısa bir açıklamayla burada güvende olacağımı, şirketin battığını o yüzden büyük bir borç altına girdiğini ev ve bütün mal varlığının elinden gittiğini söyledi. Kendisinin yurt dışına çıkıp orada işleri yoluna soktuğunda beni yanına alacağını ise uzunca anlattı. Babam ne gibi işlere bulaşmıştı bu kadar korkup kaçacak bilmiyordum ama ona çok kızgındım. Beni de yanında götürebilirdi. 5 yaşımda annem ölmüştü. Hayatım dadı elinde geçmişti ve hiçbir şey yapmayı bilmiyordum. Zaten ilk yalnız kaldığım gün başıma gelenler ortadaydı.
Dün gece babama kızgınlıkla tarçını alıp çıktığım yürüyüşte köşede dilenen bir çocuk gözüme çarptı. Hemen yanına gittim o kadar masum bir kızdı ki nasıl böyle bir küçüğü dilendiriyorlardı aklım almıyordu. Köpeğimden biraz korkmuştu.
'Korkma gel sev' diyerek elini tutup tarçının başına getirdim. Gözleri kocaman açıldı ve yüzündeki gülümseme arttı. "Benim karnım çok aç birlikte yemek yiyebilir miyiz?" dedim "Birlikte mi ?" diye şaşkınca sordu "Evet hemde pizza sever misin" dediğim anda gözleri parıldadı. Birlikte pizzacıya girdik. O kadar iştahla yiyordu ki yemeği bırakıp onu izlemeye başladım. Arada yemeğini bırakıp bana teşekkür ediyordu.en son dayanamayıp "seni kim çalıştırıyor, ailen nerde, nerde kalıyorsun" dedim.
Yüzü düştü . "benim ailem yok ki. Bissürü arkadaşım var (nefes alarak devam etti) biz arabalarla geliyoruz hepimizin bir yeri var bizi oraya bırakıyorlar, akşamda gelip evimize yani depoya götürüyorlar. Topladıklarımıza bakıyorlar en çok toplayan ödül alıyor çikolata,dondurma gibi şeyler." Şaşkınca onu dinliyordum. Duyduklarım ağır gelmişti ben bunları sadece bir dizilerdeki uydurmadan ibaret zannediyordum ve kendimden nefret ettim. "Size zarar veriyorlar mı ?" gözlerini devirdi "Kaçmaya çalışan ya da para saklayanları dövüyorlar ceza veriyorlar" dedi ve gözünden yaş damladı. O kadar üzülmüştüm ki onun için bir şeyler yapmalıydım. Ellerini tuttum gözüme şaşkınca bakıyordu. "Bak ben seni oradan kurtaracağım ama senin bana bilgi toplaman lazım tamam mı?" "Nasıl" diye sordu kız ürkek sesiyle. " Bak sen hiç korkma kimseye bir şey söyleme tamam mı ama sizi kurtarmam biraz zaman alacak" gözleri ışıldayama başladı "Olsun" dedi.
Dün gece kızla konuşmalarım aklıma gelmişti. Ona verdiğim bir söz vardı. Onu yarı yolda bırakamazdım.
Akşam üstü o depoya gitmiştim. Hem motorumu alacaktım hem de hava kararmadan etrafa bakınacaktım. Akşama nazaran daha kalabalıktı. Tamirhanelerle dolu bir sokaktı burası. İçerden ses gelmiyordu. Bir saate yakın oyalandım orada. Dün akşam takip ettiğim araba sonunda gelmişti. Hızla indirdiler 10 na yakın çocuğu. Gözlerim o küçük kızı arıyordu. En son inmişti üstü başı kir toz içindeydi. Yüzünden okunuyordu mutsuzluğu. Çocukların içeri girmesiyle büyük gürültüyle kapandı kapılar. Ben ne yapacağımı düşünürken saklandığım yerden çıkıyordum. Tekrar araba sesiyle saklandığım yere sindim iyice. Gelen araba son model siyahtı. Bir yerden tanıdık gelen arabanın içinden jilet gibi giyinmiş uzun boylu bir adam indi. Depodan koşturarak 2 adam çıktı
"Hoş geldin patron"
Dedikleri anda arabadaki adamın yüzünü dönmesiyle o an gün yüzüne çıktı bu arabayı nereden tanıdığım. Bu adam oydu bana çarpan adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaktın Beni
General FictionBir gün her şey değişir miydi? Elis pespembe dünyasından hayatın griye boyanmış kucağına düşer. Onun tek derdi parti yapmaktı eskiden ama şimdi karşısında ki buzdan farksız adamla uğraşmak zorundaydı. Arel Demir dünyaya geldiği günden beri siyahtır...