Bugün Bora ile bir cafede buluştuk. Hediyelerimizi birbirimize vericektik. Aslında o bir akşam yemeği planlamıştı ama sağolsun benim müthiş annem akşama izin vermedi. Bora'ya hediyemi verdiğimde yüzündeki ifade bir anda nasıl değişti. Çok beğenmişti. Ona bu anlamlı hediyeyi verdiğime çok sevindi. Onu hediyesini çok merak ediyorum. Ama hâlâ vermedi. Benim elimden tuttu ve denizin oradaki kayalıklara götürdü. Sonra bana bir kutu verdi. Kutuyu açtığımda napıcamı bilemez durumdaydım. Kutunun içinde bir anı defteri duruyordu. Ama bu bildiğimiz anı defterlerinden değildi. Çünkü anı defterinin kapağında benim çok beğendiğim ikimizin çekilmiş olduğu bir fotoğraf vardı. Resmen tepki vermeyi unutmuştum ha bide bunla kalmamış üstündeki notta bu anı defterine benle geçirdiğin tüm güzel anıları yazarsın dedi. Ukala şey. Ama anı defteri o kadar güzeldi ki inanamadım. Hemen eve gidip yazmak istedim ama tam o anda Bora diye bağırarak içeriye bir kız girdi. Hemen Bora'nın boynuna sarıldı. Kendimi o an bir tuhaf hissettim. Bora'ya benim artık kalkmam lazım dedim ama beni duymadı. O an nasıl kırıldım anlatamam yani. Sonra ağlayarak ordan uzaklaştım. Ama beni yine duymadı. Eve gittiğimde Bora kapıda duruyordu. Nasıl benden önce geldi anlamadım ama doğru ya onun bir spor arabası vardı. Benden çok özür diledi. O kadar masum duruyordu ki hemen onu affettim ama kızın kim olduğunu sormadan geçemedim. Meğersem kuzeniymiş. O an onun da bana biraz kırıldığını hissettim. Çünkü ben mal gibi ona güvenmemiştim. Kendimi Allah'ın en aciz kulu gibi hissettim. Ama bundan sonra sevgilime güvenmeyi de aklıma soktum tabi. Ama ben ne kadar malım benim yanımda neden öyle sarmaş dolaş olsun ki tabi ben o anda onu öyle görünce deliye döndüğüm için doğal olarak gözüm de hiçbirşey görmedi.
1 hafta sonra
Bugün benim doğum günümmm! O kadar çok mutluyum ki anlatamam. Sabah kalktığımda yatağımın hemen yanında bir kutu vardı ve tabiki annemin hediyesidir bu. Bana en çok istediğim okul çantasını almış. Simsiyah. Tabi artık herşeyim siyah. Okula gittiğimde bir sürpriz bekliyordum ama herkes her zamanki günler olduğu gibi sakindi. Demek ki unutmuşlardı. Okulda sadece bir sene kutlamıştım ama o zaman herkes bana doğum günün kutlu olsun arkadaşım asla unutmicaz bu günü diyordu. Ama gördüğüm kadarıyla bir kişi bile hatırlamadı. Herkese o kadar çok kırıldım ki anlatamam. Eve geldiğimde Çağla beni aradı. Ağlıyordu ben de hemen herzamanki gittiğimiz cafeye gittim. Orda buluştuk. Siparişleri verdikten sonra lavaboya elini yüzünü yıkamaya gitti. Tam o anda iyiki doğdun diye bağırarak içeriye bir grup girdi. Ellerinde de üstünde benim resmim ve iyiki varsın yazan kocaman çikolatalı bir pasta. Bir anda yüzümde güller açmaya başladı resmen. Ama hakkını vereyim hiç unutamayacağım bir hikayeydi.
Bugün kendimi çok mutsuz hissediyorum. Çünkü babam iş seyehati için ama bu uzun bir iş seyehati onun için gitmesi gerekiyormuş. Hem de 2 yıl ben napıcam babamsız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşkım
RandomSen geçti zannedersin, eski günler eskide kaldı dersin, artık mutlu olmak istersin ama hayatın buna müsaade etmeyeceği gerçeğini asla değiştiremezsin.