8.bölüm

83 8 1
                                    

Hemen bizimkilerden Selin'in tanıdıklarını aradım ve görüp görmediklerini sordum ama cevap olumsuz! Hepsi benim yüzümden oldu allah benim belamı versinn!

Buğra: Sakin ol lütfen canım. Herşey düzelcek. Yani biz olumlu düşünelim ki olumlu bir sonuca ulaşalım değil mi?

Çağla: Haklısın. Canım bana su alır mısın?

Buğra: Hemen.

Selin'in ağzından

Yine kaçırmıştı beni piç. Karşımda sırıtıp duruyodu.

Adam: Hırçın prensesimiz uyanmış demekkk! Demiştim ben sana benden kurtulamayacaksın diye ama inanmamıştın. İnandın mı şimdi?

Selin: Sen ne kadar aşağılık, ne kadar cüretkar ve ne kadar psikopat bir adamsın ya!

Adam: Ne oldu ilk defa mı gördün benim gibi psikopatını?

Selin: Çevremde bazı psikopatlar olduğu doğru ama senin türünden ilk defa görüyorum.

Adam: Uff laf söylemeyi de bilirmiş.

Selin: Kes sesini de çöz şu elimi!

Adam: Oldukça da atarlı...

Bana yaklaşmaya başladı, bağırdım ama hiçbir faydası olmadı. Tabi beni ormanlığın içine kaçırırsa olacağı buydu zaten, ben ne bekliyordum ki? Biraz daha yaklaştı ve kulağıma seni burdan alıp götürücem dedi. Ne diyodu bu psikopat. Allah'ım delirmek üzereyim, bu ikinci tramvayı kaldıramayabilirim.

Mine: Ben Hakan'a haber vermeyi unuttum. Hemen onu ariyim dönsün hemen bakınsana bu ikinci oldu yeter artık.

dıtttttt
dıtttttt

Alo
Hakan kızımız kaçırıldı çabuk İstanbul'a dön!
Ne? Ne diyosun sen Mine? Ben hemen geliyorum. Bekle.
Bekliyorum...

Hakan'ın ağzından

Uçakta durmadan bunun kimin yapabileceğini, eğer bulursam onu öldüreceğimi, benim minicik prensesimin canını yakacağını düşünüp durdum. Ağlıyordum. 18 yaşındayken annem beni terkettiğinden beri hiç ağlamamıştım. Ama şimdi piskopatın birisi benim kızıma minicik prensesime zarar vermeye çalışıyordu. Buna bir türlü anlam veremiyordum. Karakola girdiğimde Mine gözlerinin altı morarmış, ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş bir şekilde karşıladı beni. Karımı ilk defa böyle solgun görüyordum. O her saniyesini gülerek geçiren karım girmişti ve yerini artık hayattan bıkmış usanmış bir kadın doldurmuştu. Hemen onun yanına gidip bu olayın nasıl olduğunu, son günlerde hiç dışarı çıkıp çıkmadıklarını sordum ama sonuç koca bir hiçti.

Mine: Hakan biz ne yapcaz şimdi? Bizim masum prensesimiz tehlikede ve biz burda oturup beklemekten başka hiçbirşey yapamıyoruz. Allah'ım düşündükçe deliriyorum. Biri benim kızıma zarar verecekti.

Hakan: Hayatım sakin ol lütfen. Şu anda bizim yapabileceğimiz hiçbirşey yok ama seni anlıyorum. Bu gerçeği inan ki ben bile sindiremiyorum. Ama başka yapacak birşey yok maalesef. Ama sana söz veriyorum kızımız kurtulacak.

Mine: Kurtulacak dimi?

Bunu o kadar masum sordu ki söylediğim kelimeden daha ben bile emin değilken ona evet dedim. Ama şu anda bunu düşünmekten başka çaremiz yoktu.


Selin'in ağzından

Beni simsiyah ve karanlık bir odaya kapatmış, karşımda bana bakan, ellerimi ve ayaklarımı sıkıca bağlamış olan bir adam duruyodu karşımda. Bağırdım ama ses duymayınca umudumu tamamen kaybettim.

Adam: Geçenkinde pek başarılı olamamıştım ama bu sefer tek bi delil bile bırakmadım küçük kız! Şimdi sıra benim kim olduğumda. Evt küçük kız ben senin çocukluk aşkınım.

Sen osun!

Samet: Evt ben Samet'im.

Samet çok değişmiş ve çok yakışıklı bir çocuk olmuştu. İç sesim şu anda bana saydırırken ben sadece ona şaşkın ve inceleyici bir gözle bakıyordum.

Samet: Artık hep beraberiz küçüğüm. Biliyo musun seninle aynı okula kaydımı yaptırdım. Almanya' ya gidiyoruz.

Sen kesinlikle kafayı yemişsin hem sen benim çocukluk aşkım filan da değilsin. Kendini kandırma ve beni bırak. Ben seni sevmiyorum. Zaten hiçbir zaman da sevmemiştim. Anlasana salak ben seni kullanmıştım.

Samet: Seni Bora'nın kollarına bırakacağımı mı zannediyosun?

Sen Bora'yı nerden biliyorsun?

Samet: Ben beş yıldan beri senin peşindeyim Selin. Seni çok seviyorum.

Ama ben seni sevmiyorum. Lütfen beni bırak.

Samet: Artık çok geç!


İlk AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin