6.bölüm

63 12 4
                                    

BARIŞ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BARIŞ

Odamdaki duvarların, dışarıdaki manzaranın, gördüğüm insanların, hayallerimin bile rengi değişmişti sanki artık. Her şey siyah beyaz olmuş, içinde yüzdüğüm hayaller uçurumlara dönüşmüştü Deniz gittiğinden beri. Onu düşünmekten kendimi alamıyorum bir türlü. Bu yüzden de kendimi kitaplara ve sigaraya adadım artık.. Deniz görseydi sigara içtiğimi, yine her zamanki somurtgan ve neşeli yüzünü takar ''Bir daha sigara içersen seninle asla evlenmem..!'' derdi. Bunu hep şaka olarak söylerdi ama ben yine de ona kıyamaz elimdekini geri atardım. Ama artık bunun bir önemi yoktu. Onun gidişiyle ben yine eski asi Barış olmuştum. Herkese kızıyor, kimseyle doğru düzgün konuşmuyordum.

Kalbim yerinden oynamıştı sanki. Düşüncelerim, duygularım birbirine dolanmış adeta beni boğuyordu. Sigarayı derinime doğru çekerken abim aniden içeri daldı. Abim sigara içmeme çok kızardı. Saklamaya çalıştım ama nafile. Kokusu odaya öyle sinmişti ki farketmemek imkansızdı.

''Sigara mı içiyorsun sen?''

''Yoo.. İçmiyorum..''

''Peki elindeki ne? Oda parfümü mü yoksa?''

''Şey.. Sadece..''

''Anlat bakalım. Nerdin ne senin Barış efendi?''

''Bir derdim yok abi. Sadece biraz canım sıkkın.''

''Bak Barış.. Biliyorsun ki babam öldüğünde siz Baran'la daha küçüktünüz. Annemin o çaresiz,kimsesiz kalmış halini bir ben bilirim. Annemin daha fazla üzülmemesi ve onu daha fazla yalnız bırakmamak için okula daha yeni başlamışken bıraktım. Ve o gün kendime bir söz verdim; Baran'la senin mutluluğun için, sizi  ömrümün sonuna kadar koruyup kollayacaktım. Ve  bu o kadar da kolay değildi biliyor musun? Daha sekiz yaşında hayatın tüm yükünü sırtlanmıştım. Bir yanda annemin acılı yüreği, diğer yanda sizin küçük ve güvende olmamanız beni çok tedirgin ediyordu. Babam bu kan davası yüzünden bir hiç uğrun ölüp gitti. Aşiretimizin acısı çok büyüktü. Ve alınması gereken bir intikam vardı. Bunu benim yapmamı ve daha çok küçük olduğum için hapse atılamayacağımı söylediler. Kendilerine o kadar güveniyorlardı ki, bunu yapacağımı sandılar. Babamı öldüren kişi de benim yaşlarımda küçük bir çocuktu. Silahı ilk elime verdiklerinde bütün vücudum titremiş ve silahı yere düşürmüştüm. O kadar çaresiz bir durumdaydım ki şu an bile o günleri hatırlayınca, artık geride kaldığı için şükrediyorum. O gün silahı alıp çocuğu bulamaya gittim. Çocuğun hasta bir annesi vardı. Kadıncağız yerde acılar içinde inliyordu. Beni görünce tir tir titremeye başladı çocuk. Ne için geldiğimi biliyordu. Birden önüme atlayıverdi. ''Anneme dokunma ne olur..!'' demişti. Bu sözcükler  kadar yakmıştı ki canımı, daha fazla dayanamayıp onlara zarar vermeye gelmediğimi ve hemen kaçıp gitmelerini söyledim. Çocuk hıçkırıklar içinde annesine sarılırken, daha fazla dayanamadım. Döndüğümde tüm aşiret davullar zurnalarla karşılamıştı beni. Böylesi bir vahşet onları nasıl mutlu edebiliyordu hâlâ anlamıyorum. Ama her şey bitmişti artık. Korunması gereken iki küçük kardeşim ve bir de yüreğinde kor taşıyan bir annem vardı. Sadece sizi düşünmek zorundaydım. Babam bize nasıl baktıysa ben de size öyle baktım. Onun yaptığı gibi sizi koruyup kolladım. Sizin bir şeye canınız sıkılsa, hastalansanız ben yerle bir oluyordum. Parmağınız kanasa benim canım yanıyordu. Şimdi de öyle.. Canınız bir şeye sıkılsa, üzülseniz, incinseniz ben de sizinle birlikte üzülüp inciniyorum.. Sizin derdiniz benim de derdim. Ve bir şey yapmama duygusu insanı mahvediyor biliyor musun? Bana bu duyguyu bir daha yaşatma Barış. Neye üzüldüysen, sıkıldıysan anlat bana...''

''Abi ben...''

''Seni dinliyorum..''

''Ben aşık oldum..''

''Bunun için mi üzgünsün? İnsan aşık olunca mutlu olur sanıyordum.''

''Yok öyle değil abi. Kızın babası geçen gün apar topar onu okuldan aldı götürdü. Zaten hiç sevmiyor kızını. Sanki onun kızı değilmiş gibi. Görsen kızın hayatını cehenneme çevirmiş. ''

''Bir şeye sinirlenmiştir belki adam. Bir kaç güne okula gelir merak etme..!''

''Bilmiyorum abi. İçimde tarifi imkansız bir acı var. Nasıl geçer bilmiyorum inan..''

''Bu yüzden mi sigara?''

''...''

Abim konuyu dağıtmaya çalışıyordu kafamı toparlamam için..

''Hadi kalk giyin!''

''Nereye?''

''Bir haftadır evde yapılan hazırlıkların farkında değil misin Barış?''

''Ne hazırlığı abi?''

''Size bir yenge lazım diye düşündüm. Kız istemeye gidiyoruz.''

''Ciddi misin abi? Bu harika bir haber... Ben bilmiyordum. Ne zamandır birliktesiniz?''

''Kız beni tanımıyor bile.. Ama ben uzun zamandır onu görüyorum ve hiç aklımdan çıkmıyor. Geçen hafta babasıyla konuştum. Bugün bizi bekliyorlar ama sen daha hazır bile değilsin..''

''Abi gerçekten çok sevindim.''

''Bu  mutluluğa o kadar ihtiyacım var ki.. Bazen çok korkuyorum ya kabul etmezse diye..''

''Abi aşiretin tüm kızları peşinden koşuyor. Eminim seni görünce kendinden geçecektir.'' Elimi havada bir gazete kağıdı tutar gibi yaparak; ''FLAŞ..FLAŞ..FLAŞ... Büyük Kayahan Aşiretinin yakışıklı ağası Emir Kayahan damat oluyorrr..!!''

Abim kahkaha atarak hafifçe omzuma vurdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Abim kahkaha atarak hafifçe omzuma vurdu. Uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştık gerçekten.. Abimi ilk defa böyle gözlerinin içi gülercesine mutlu görüyordum. Bunun tarifi gerçekten imkansızdı..

Senden Asla Vazgeçmem...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin