• 1. Bölüm - Dilek •

64 7 5
                                    

   Okul zili çaldığında Ashley ve arkadaşları -Daisy ve Aiden- okulun diğer ucundaki kendi sessiz ve tenha çardağa oturdular. Aiden her zaman olduğu gibi onların aileleri hariç herkesin ölmesini diliyordu. Daisy şirin hayaller kuruyordu yine. Arkadaşları ve hayali sevgilisiyle birlikte yaşadığı güzel hayat hayalleri... Hayata olan bezginlikleri ve doğaüstü şeylere olan inançları onları hayal konusunda engellenemez yapmıştı.

   Ashley ise onları tüm saflığı ile izliyordu. Yaşadıkları hayatın tadını çıkarmak varken başka hayatları düşünmek ona garip ve saçma geliyordu. Dışarıda güneş vardı, -az olsada- iyi insanlar, umut ve hayat akışı vardı.

   Günün geri kalanında hiç değişmeyen rutinlerine bir gün daha eklemişlerdi. Derslere girdiler, yemek yediler, müzik dinlediler ve sonunda kendilerini okulun kapısında buldular. Birbirlerine baktılar. Ashley onların yüzünü görünce üzülüyordu. Yüzlerinden her şey belli oluyordu. Umutları yoktu, yaşama amaç ve istekleri yoktu. Sadece ruhdu onların içi.

  Süzücü bakışlarından sonra her biri farklı yönlere döndü ve evlerine doğru yürümeye başladılar. Üç farklı yöne...

   Ertesi gün okula gittiklerinde kapının önünde durdular; "Okulda kimse yok mu acaba, saat kaç ki? ... Ashley?"

  "Unutma Aiden, bugün yarım kalan tezlerimizi vermek zorundayız. Bu sene son senemiz. O kadar kurtulmak istiyorsan biraz çaba harca."dedi. "Tamam çocuklar, hızlıca halledelim şu işi." Daisy dediğinden sonra kapıdan içeri girdi ve diğerleri ile birlikte sınıfa gitti.

   "Evet, tez bitti. Sizinki de bittiyse..." Zilin çalması Ashley'in sesini kesmişti. Fakat onun sesin duyulmasını zorlaştıran yaklaşık üç yüz genç konuşması yoktu. Diğerleri Ashley'nin zil durduktan sonra neden dışarı baktığını anlamadığı halde yanına gittiler.

   Koridoru görünce hepsi durakladı. Okul koridorunun en kalabalık olan yerinde tek kişi dahi yoktu. "Bu normal mi? Zil çaldı fakat hiç kimse okulda değil." dedi. "Haklısın Aiden, bu garip. İsterseniz okulu arayalım. İllaki biri vardır." dedi Daisy.

   Büyük koridora doğru ilerledikçe burada da kimsenin olmağını anladılar. Sınıflar, koridorlar, bahçe... Her taraf boştu. Koridorun önünde durdular. Tam o sırada elektrikler gitti.

   Karanlıktan dolayı ne olduğunu kavrayamadılar. "Biri şu perdeleri açsın, kim kapattı bunların hepsini!"

   "Tamam, açıyorum. Sakin ol Daisy." dedi Aiden. Perdeleri açtığından içeride oluşan ışık demetleri gözlerini kamaştırdı. Sonra duvarın üstünde olan televizyonun açıldığını fark ettiler. Üstünde bir yazı beliriyordu. Bir mesajdı.

   "Aferin çocuk. Dileklerin kabul oldu. Bakalım şimdi ne olacak? Kendinize iyi bakın! :*" televizyon kapandı.

    "Öpücük emojisi mi? Ne biçim biri bize bunu yapıyor, bu şakanın komik olduğunu mu zannediyor?" dedi Aiden.
"Hiçbir fikrim yok bahçeye çıkıp konuşalım galiba bir fikrim var." Kapıdan çıkıp ilk gördükleri yere oturdular. Ashley tam ağzını açacaktı ki telefonları çalmaya başladı. Telefonları açtılar ve hepsi aynı cevabı aldı; "Herkese ne oldu?"

   Aileleri çileden çıkmıştı. Telefonda ailelerini sakinleştirmeye çalıştıran gençler, onların olayla bir alakaları olmadığını anlatmaya çalışıyordu.

   Telefonlar kapatılınca birbirlerine baktılar. "Aiden? Sence bu şey o şey mi?" Aiden cevap veremeyecek şekilde korkmuştu. Suçlu hissediyordu. Birkaç dilek ile istediği insanların ölmesi çok saçmaydı. "Bilmiyorum Daisy, öyle gözüküyor ama... bilmiyorum."

   "Eğer bu gerçek olduysa şu an sadece biz ve ailelerimiz var. Bu korkunç değil mi?" Ashley söylediğinden sonra Daisy ile Aiden konuşmasını dinledi. İlk önce çok korkmalarına rağmen konuşma ilerledikçe mutlu olmaya başlamışlardı. İstedikleri şey buydu. Bahçenin etrafında yürüdüler. Her taraf zifiri sessizliğe bürünmüştü. Bir ara durdular ve tüm sessizliğin tadını çıkarttılar.

   Artık dünyada iyiler, kötüler, nefret ettikleri, sevdikleri, tanımadıkları, her gün gördükleri insanlar artık yoktu. Sadece onlar ve onların aileleri vardı. Tabii şuan öyle gözüküyordu. Keşke aileleri de olayı bu taraftan görseydi. Bir süre sonra tekrar bir yere oturdular ve konuşmaya devam ettiler. Bir süre sonra Ashley'nin kafası karışmaya başladı. Ne düşüneceğini bilmiyordu. Ne olacağını düşünememesi göz yaşlarını getiriyordu. Göz yaşlarının ardından, tamamı ile ağlamaya başladı. Gözlerinden yaşadığı şok akıyordu. Kendi ağlama sesinde arkadaşlarının okula doğru geri yürüdüklerini fark etmedi. Ağlamaya devam ediyordu. Ağlarken bir şey düşünmüyordü. Üzülecek neden yoktu.

   Düşüncelerini bir patlama sesi kesti. Gözlerini açınca yerdeki kanı gördü. Ayağa fırlayıp hemen yanına koştu. Arkadaşı vurulmuştu. Başka biri tarafından vurulmuştu Aiden.

~~~~~~~ Devam Edecek ~~~~~~~

1. Sezon Finalini beğenmişsinizdir umarım. Haftaya cumartesi,  yeni bölümde görüşürüz :)

Avcının Yıldızları (Ara)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin