Kulaklıklarımı takıp ağır adımlarla ilerlerken arkamdan bir arabanın geldiğini fark ettim ve kulaklıklarımı çıkartıp arabaya baş parmağımı kaldırarak işaret verdim. Siyah Mercedes yanımda durduğunda camları filmli olduğundan sürücü koltuğunda kimin oturduğu gözükmüyordu. Gözlerimi devirip cama vurdum. Cam yavaşça açılınca gördüğüm manzarayla gözlerim irileşti.Bu o çocuktu. -Hani beni okulun arka bahçesinde tehdit eden.-Ona Kocaman açılmış gözlerle bakarken, burada ne işi olduğunu düşünüyordum ki, düşüncelerimi bana yansıttı.
"Şehrin dışında ne işin var senin?" "Evim burd.." Sözümü kesen düşüncekerimle duraksadım. ona hesap vermek zorunda değildim. "Sana ne? Hem sen yoldan geçen her kıza duruyor musun?" Diye saçmaladığımda cevabımı hayli yerinde aldım " yolun ortasında otostop çeken sendin."
Tamam kabul saçmalıyorum. Genelde heyecanlanınca ya da şaşkınlık anında saçmalardım.
"Sende durmasaydın o Zaman be!" Diye cırlayıp sinirle yolun aşşağısına doğru yürümeye başladım. Zaten okulda olanlar yüzünden bu çocuğa bir garezim vardı. Araba hızla yanımdan geçtiğinde sessizce küfür mırıldanıp yerimde tepinmeye başladım. Ne olurdu sanki nezaketen de olsa gideceğim yere kadar bırakmayı teklif etse? Geberirdi değil mi bay ukala?
Bir süre ilerledikten sonra,
Yolun yamacında ağaca geçmiş siyah bir araba görünce gözlerim neredeyse yerinden fırlarcasına açıldı. Koşarak arabaya doğru ilerledim. Şoför koltuğunda anlından, elmacık kemiklerine, oradan da yanağına akan kan ile birlikte baygın bir 'ukala' duruyordu.
(ukala diyorum çünkü hala çocuğun adı bilinmiyor fjhjhh)
Telaşla yanına gidip, dürttüm.
"Hey! Uyansana! " korku ve telaş birbirine karışırken onu kolundan tutup arabadan çıkarmaya çalıştım. Kafasını iki kez araba tavanına vurmamı saymazsak başarılı da olmuştum.göründüğü kadar hafif olmayan cüssesini kendime yaslayıp yol kenarına kadar ilerledim ve yere oturup kafasını bacaklarımın üstüne yerleştirdim. Belki bir araba geçer umuduyla etrafa bakınmaya başladım.Tam bu sırada telaşla düşünemediğim ambulansı aramak aklıma geldi. telefonumu elime almıştım ki müzik dinlemekten olacak bitmiş olan şarj sinirlerimin iyice bozulmasına neden oldu. Onun ceplerinde elimi gezdirip telefonunu aramaya koyuldum.fakat büyük bir ihtimalle kaza esnasında bir yerlere düşmüştü. O güzel aklımı yorarak mantıklı bir şeyler bulmaya çalışırken mırıltılar halinde gözlerini yavaşça açmaya başladı. Ne dediğini merak ettiğimden kuşağımı iyice ona yaklaştırdım ve dinlemeye koyuldum.
"Melek... M-melek..."**********
İki saat sonra hastahane odasında Yağız'ın başında beklerken buldum kendimi. İsmini doktordan öğrenmiştim. Doktorun ve bütün hemşirelerin karşımda yatana çocuğu tanımaları garibime gitsede sesimi çıkardım.
Gözlerini ağır ağır açmaya başlayınca oturduğum sandalyede dikeldim. Gözleri beni bulunca şaşkın bir ifadeyle kaşlarını kaldırıp beni süzdükten sonra başını diğer tarafa çevirdi.
"Ne işin var senin burda?" Diye sorduğunda oturduğum yerden kalktım. " hastanedesin. Arabayla bir ağaca çarpmışsın. Yoldan geçen bir çift seni buraya getirmemde yardımcı oldular." Dediğimde mırıldandı
"Tamam. Artık gidebilirsin."
Dediğinde şaşkınlığımın yanına bir tutam kızgınlık eklendi. " kaza yaptın Bay ukala annenle babana haber vermeliyiz. Hem. hem sen ne olduda birden bire kaza yaptın..."
"Sana git dedim" diye sesini yükselttiğinde gözlerimi kırpıştırdım. Bunun amacı ne be. Bir süre ayakta dikildikten sonra sinirle telefonumu alıp kapıdan çıkacakken hışımla ona döndüm " baksana sana iyilikde yaramıyor senden bir bok olmaz duydun mu?!" Diye cırladığımda alayla alayla sırıtıp gözlerini gözlerime dikti. " bu ne ilkti ne de son olacak o yüzden kendini iyilik meleyi falan sanma. Ve Prenses sana hiç bir şey borçlu değilim. Sakın kendini boş hayallere kaptırıyım deme. Şimdi defol git burdan!" Diye bağırdığında dayanamayıp sinirle kapıyı çarptım ve asansörlerin olduğu yere doğru ilerlemeye başladım.
İlk ve son? Bu neydi şimdi??Kafamda deli sorular falan fjhjhh :D
Sizce Nasıl gidiyor? Yorumlarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçliğin Uğruna
Randomonu kara yatırdım ve üzerine bem beyaz ve bir o kadar soğuk olan karı atmaya başladım. tam bu sırada bileğimden tutup beni kendine çekti ve ne olduğunu anlamadan kendimi onun altında buldum. soğuk havadan dolayı sıcak nefesi buğulaşıp yüzüme çarpıyo...