-1. BÖLÜM-

557 27 13
                                    

Yeni okul, yeni arkadaşlar.
Bana pek kötü olacak gibi gelmiyordu. Tam aksine daha eğlenceli olacaktı bence.
Selin ile bu okulda da adımızı kısa sürede duyuracağımıza emindim.
Bazı kızların aksine dikkat çekmeyi, tanınmayı seviyordum.
Ama öyle her dakika bakınca da olmaz tabi.
Umarım bu okulda da birilerini dövmek gerekmezdi. Biliyorsunuzdur. Eski okulumdan bu tip nedenlerden dolayı ayrıldım.
İnşallah yemekleri güzeldir ya! Acaba o okulda hiç sadist varmıydı? Annemin kuzeninin oğlunun amcası neden öldü ki acaba? Şirinler neden mavi? Balıkların kaç solungacı var?
Neden konudan konuya atladım?

Aklımdaki bu sorularla kendimi uykuya bıraktım.

-ajdar ajdar ajdağağağar!

Ve uyanma zamanı!
Bu ajdar şarkısı işime çok yarıyordu. Adamın sesini duyunca ister istemez uyanıyordum zaten. Hem one öyle 'dırırı' bu melodiyle uyanamıyordum ben! Ne? Çokmu garip?

Yatağımdan çıkıp banyoma girdim ve -evet banyoma, kendi banyom var- rutin işlerimi halledip dolabımın karşısına geçtim.

Bugün okulun ilk günü ve sanırım ilk günden serbest kıyafete birşey demezlerdi.
Dolabından yüksel bel kot şortumu ve sarı yarım tişörtümü giyindim. Saçımı tarayıp bilekliklerimi taktım ve parfümümü sıkıp aşağıya indim.

Anneme babama ve abime "Günaydın" deyip yanaklarından öptüm. Aklıma scorptaki 'yanındakine seslen ama cevap verme' başlığı aklıma gelince gülümsedim ve abime baktım.
"Abi?"
"Ha?"
Deyip ağzındaki ekmeği yutmaya çalıştı.
"Ney Mina?"
"Lan ney?"
"Ne var lan ne?"
Kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Tekrar kahvaltısına dönüp yemeğini yemeye başlayınca tekrardan "abi." dedim. Sanırım bu sefer gerçekten kızacaktı.
"Ney mina ney!"
Şuan kendini saldırmamak için zor tutuyordu. Çünkü ne zaman elini yumruk yapıp dudaklarını içe çekse sinirlendiğini belli ederdi canım Abim.
"Lan gerizekalı ne var lan!"
Diye kükreyince bu sefer kendimi tutamayıp anırmaya başladım.
"Mina!"
Dedi annem uyarırcasına.
"A-ama anne tipini görmedinmi ya?"
Deyip tekrar gülmeye başladım.
Babam kolundaki saate bakıp "ben çıkıyorum." deyince annem masadan kalkıp "görüşürüz hayatım." deyip yanağından öptü. Babam gelip yanağımdan öptü ve "görüşürüz miniğim." dedi. Bende "görüşürüz Babacım. Gelirken çiklat al." deyip yine babamı masrafa sokmaktan kaçınmadım.
"Ayağın yok mu kız senin kendin al!"
Diye itiraz edince "off baba ya!"
Deyip kahvaltıma yeniden gömüldüm. Saate baktığımda 09.00'dı. Bugün okulun ilk günü olduğu için 10' da ders başlıyordu.
Abim ise bu saatte nasıl kalktı hayret ediyordum. Çünkü genelde 11,12 gibi kalkıyordu.
Ah! Doğru ya onunda bugün dersi vardı.
Kahvaltımı yaptıktan sonra lavobaya gidip ellerimi yıkadım ve odamdan çantamı alıp aşağıya geri indim. "Anne ben çıkıyorum. Daha Selini alacağız."
"Tamam kızım dikkat et, kimseye bulaşma!" diye uyardıktan sonra iki yanağımdan da öptü. "Sanki ben bulaşıyorum." deyip abimide yaladıktan sonra evden çıkıp Tevfik abinin süreceği arabaya bindim. "Tevfoş ilk önce selini alalım. O da bugün bizimle gelecek." dikiz aynasından bir baktıktan sonra "kız ben sana kaç kere diyeceğim bana öyle deme diye?"
"Tabii Tevfik abicim demem."
Deyip arkama yasladım ve telefonumu çıkartıp instagramda gezinmeye başladım. 10 dakika sonra Selinlerin evinin önünde durduk ve Selinin gelmesini bekledik. Zaten o gelene kadar yıllar geçeceği için tekrar telefona gömüldüm.
Arabanın kapısı açıldı ve içeri anına parfüm kokmaya başladı. "Öhö öhö kanka naptın lan bu ne parfüm öhö öhöm."
"Kanka 2 fıs sıktım sende ne kadar çok abartıyorsun ya." deyince gözlerimi kısıp ona yan bir bakış attım ve "Allah'tan 2 fıs ha."
Deyip önüme döndüm ve camdan dışarıyı izlemeye başladım.

***

Ve evet artık okulun önüne gelmiştik. Sayın demir koleji. Okula bir göz gezdirdiğimde gülümsedim. Eski okulumdan da iyiydi. Beyaz renkli 5 katlı ve oldukça uzun bir yapıya sahip olan okulumuzun yanında tenis, futbol,voleybol ve basketbol sahaları vardı. 4 tane yanyana dizili çardaklar ve ilkokul bebeleri için park vardı. Ve diğer boş alanlardaki yemyeşil çimenler.
Evet gayet harika bir okuldu!
Kolumdaki saate baktığımda 9.35'i gösteriyordu. Daha yaklaşık yarım saatimiz vardı.

Ve dersler başlamadığı için bahçe doluydu.
"Vay anasını okula bak sen!" deyip kafasını olumlu anlamda sallayıp duran Selin'in kafasına bir tane geçirip "kafana sıçarım, hadi girelim." selinin önüne geçip yürümeye başladım."ne vuruyosa hayvan."diye kendi kendine konuşan seline gözlerimi devirip okulun bahçesine girdim- ve bom! Anında gözler bize döndü.
Kokoş kızlar,yakışıklı erkekler,gözlüklü öğrenciler, etekli kızlar ve bazı bahçedeki nöbetçi öğretmenler... Hepsi bize bakıyordu. Hoşuma gitse bile 'ne bakıyon' demek hobilerim arasındadır söylemişmiydim?
İşte ne bakıyon demek istesemde göt korkusu işte naparsın?
Ama dövdüğümde de tam dövüyorum. Ezik falan değilim.
Kendi düşüncelerimle önüme döndüm ve yürümeye başladım.

Okulun bahçesinin ortalarındayken yüzüme top gelmesiyle sendeledim ve bir adım geri attım.

Hani şöyle olurya yüzünün her yerinin mosmor olduğunu düşünürsünüz, ama aslında yüzünüzde bir değişiklik yoktur.
Hıh şuan öyle hissediyordum.

Sanırım beyin hücrelerim ilişkiye girdi.

Etrafıma baktığımda bütün gözler bendeydi.
Yanıma bir çocuk geldi ve birşey demeden topu aldı ve gitti.
Hiç birşey demeyecekmiydi yani?
Özür dilemesi lazımdı.
"Hey! Hiç birşey demiyecek misin? Çabuk özür dile!" deyip tüm cesaretimle kafamı dikleştirdim.
Arkasını döndü ve bana adımlamaya başladı.
Benden reflex olarak bir adım geri attım.
"Nerden geliyor bu cesaret?"
Tek kaşınımı kaldırdı o?

Cool.

"Hıh. Ne sandın? Kafama topu atıyorsun ve özür bile dilemiyorsun! Kimsin sen?"
Hafif bir kahkaha attı ve tekrar eski ciddiyetine büründü.
"Yakında kim olduğumu ögrenirsin. Şimdi adam gibi gir okula" deyip tekrar eski yönüne doğru ilerlemeye başladı.

Of! Sinirlerim altüst olmuştu resmen. Yikindi kim ildiğimi iğrinirsin!
Bay Çok Bilmiş!

BAY ÇOK BİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin