Samuel Guze: Her davranışın, her duygunun, hatta her kişilik yapısının biyolojik bir kökeni olduğu fikrindedir. Donald Klein, günü geldiğinde aşk hastalığının bile ilacını bulacağını söyler.
Samuel Guze'ye göre psikiyatrinin psikolojik temeline itirazlar başlıca üç koldan gelmektedir: Bozukluğun önlenmesi ve tedavisinde çaresizliği de kabul etmesi gereği, insan davranışlarının açıklanmasında önceliği politik, kültürel ve toplumsal sistemlere verilmesi gereğinden, felsefi ve dini yönden gelir.
Biyolojik psikiyatrinin eleştirisi:
Biyolojik psikiyatride deney yapmak zordur çünkü insan hayvan değildir, istenilen deneye tabi tutulamaz.
Sosyal ideoloji olarak biyolojik psikiyatri:
Biyolojik psikiyatri metafizik ilkelerini yeniden ele almalı ve politik güçlerin oyuncağı olmaktan kendini kurtarmalıdır. Biyolojik psikiyatri kurbanın kendisini veya kurbanın vücudunu suçlamaktan vazgeçmelidir.
1960'lı yıllarda siyah getto isyanlarının liderlerini beyin işlev bozukluğu gösterdikleri gerekçesiyle beyin ameliyatı yapma önerileri yadırganmaz. Genellikle siyah olan zihinsel özürlüler zorla hadım edilir. Şimdi tarih olan SSCB'de politik muhalifler anti sosyal kişiliklerinden dolayı tedaviye mecbur edilir. Musallat olan şeytan ve cinlerin yerini tespit etmek ve kovalamak konusunda psikiyatristler, artık mahir olmuşlardır.
Psikiyatrinin sematik problemleri:
Evrensel bir psikiyatrik hastalık modeli ortaya koymak zordur. Tam kategorileri belirlenirken tarihin, ideolojinin, toplumun ve ekonomik gücün etkili olmadığını sanmak safdillik olur.
Kültür ve psikiyatri:
Psikiyatrik bozukluklar esasen düşünce, duygu ve davranış anormallikleriyle tanınırlar. Kros-kültürel psikiyatri Batılı anormal kavramlarının başka kültürlere uygulanıp uygulanamayacağını sorar. Ruhsal hastalıkların yalnızca tanımları değil, yaygınlıkları ve sonlanışları da kültürden kültüre değişmektedir. Sözgelimi, kişinin bedensel imajından bozulma, yemek yemeyi reddetme ve aşırı kilo kaybetme vb. bulgularla bilinen anorexia neurosa büyük oranda batılı toplumlarda görülen, gelişmekte olan ülkelerde hiç görülmeyen bir hastalıktır.