Karanlık gecede derin bir çığlık sesi yankılandı ancak ses, hala nefes alabilen ölümlü yaratıklara ulaşmadan kayboldu.
Çığlığın sahibi yeni uykudan uyanmış gibi gözlerini açan ve ölümünün üzerinden sadece bir gün geçmiş olan James Potter'dan başkası değildi.
Çığlık atmasının sebebine gelince, sebep, ne onu acımasızca öldüren lanet Voldemort, ne de Ölümcül Laneti'n bedenine bıraktığı acı verici şoktu.
Hayatının en sarsıcı anlarında bile yüzünden sırıtışını kaybetmemiş James'in, yatakhanelerine örümcek sürüsü bıraktığında korkuyla hıçkıran Gryffindorlu kızlar gibi çığlık atmasının sebebi, bedeninin gümüşi rengini bir sis gibi yayarak havada süzülmesiydi.
Gryffindor'un en yakışıklı büyücüsü, Çapulcuların dahi animagusu, yüzyılların en başarılı Quidditch Kaptanı, Slytherinli yılanların korkulu rüyası, Sihir dünyasının gördüğü en karizmatik seherbaz James Potter'ın öldükten sonra yeni maceralara atılmak yerine kahrolası bir hayalet olarak kalacağını kim tahmin edebilirdi ki?
Bu ya Sirius'un sınırı aşmış bir eşek şakasıydı ki her ne kadar kızsa da böyle başarılı bir büyüden sonra önünde şapka çıkarması gerekiyordu. Ya da Sümsükus Snape'in intikamcı kara lanetlerinden biriydi.
Hayalet olsun olmasın lanet Snape'in kıçını tekmelemenin bir yolunu bulacaktı!
Tabi önce onu öldürmeye cüret eden Voldemort'un hakkından gelecekti.
Ondan da önce biricik Lily'i ve oğlunu bulması, koruması gerekiyordu.
Ama neredeydi? Süzülerek mi yolunu bulması lazımdı? Lanet olsun!
Bir çığlık daha atacaktı ki ölümlü ve hayalet ömründe duyduğu o en tatlı sesi bir kez daha işitti.
- "James yeter!"
Başını kaldırdı ve hayatının aşkı, varlığının anlamı, biricik Lily çiçeğinin gümüşi hayaletiyle buluştu.
- "Oh! Lily! Hayalet oldum, inanabiliyor musun?! Sonsuza kadar bir ruh parçası olarak sürükleneceğim! Harry'e kim uçmayı öğretecek? Kim oğluma animagus olmayı öğretecek? Oh, Lily... Biri bizi lanetlemiş olmalı---"
Lily Potter öldükten sonra bile eşini titreten alevli bakışlarını dikti ve sert bir sesle James'i kendine getirdi.
- "James sakin ol! Derin bir nefes al---"
- "Hayaletler nefes alamaz---"
- "Lütfen James, nefes alamayacağının farkındayım. Ancak kendine gelmen gerekiyor. Nefes alır gibi yap, olur mu? İçinden ona kadar say... Saydın mı?"
- "Evet."
- "Güzel. Nerede olduğumuzu biliyor musun?"
- "Hayır."
- "Hımm. Karanlık, küçük bir yerdeyiz gibi görünüyor."
James eşinin konuşmasıyla biraz olsun sakinleşebilmişti ki mantıklı bir cevap verdi.
- "Tabutlarımızda olabilir miyiz?"
Lily daha düne kadar kızılın en güzel rengiyle dalgalanan gümüşi saçlarını, gerginliğinin bir belirtisi olarak arkaya attı.
- "Hayır. Bir tabuttan daha büyük. "
- "Nasıl anladın? Ben hiçbir şeyi seçemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Son Yok Edilecek Düşman Ölümdür.
FanfictionLily ve James Potter öldü. Ancak Ölüm'ü bir dost gibi selamlayıp bir sonraki maceralarına doğru yola çıkmak yerine, hayalet olarak geri döndüler. Oğullarının, Dursleylerin kapısı önüne bırakıldığını ve Dumbledore'un perde arkasındaki kuklacı olduğu...