Berk, olanları tüm çıplaklığı ile arkadaşlarına anlattı.
Melis: ''Sanırım biraz abartıyorsun! Yapma Berk! Üfledi ve elindeki yara kayıp mı oldu? Bugünlerde uykusuz kaldın galiba!'' diye Berk'e serzenşte bulunur bulunmaz, Berk söze girdi ve :
''Ne demek bu? Benim akıl sağlığımı yitirdiğimi mi düşünüyorsun? Ben bunların hepsinin kitaplarda okudum! Ve şimdi o beklenilen canlılar burada, aramızda! Sen şimdi gelip bunlar olmadı mı diyorsun? Gördüm diyorum gördüm! Bütün bunları Büyü kitabımdan inceleyeceğim.'' dedi.
Ve bu söze Özlem sessiz kaldı. Ama Tuana sessizliğini bozup:
''Berk haklı Melis. Bu canlıları Berk ile beraber okuduk ve anlattıkları ile kitapta yazanlar birebir örtüşüyor. Yine de bir kaç inceleme için kitabın başında uzun saatler harcamamız gerekecek. Çünkü kitap çok detaylı ve ustaca yazılmış. Birçok kitap okudum fakat hiçbiri bunun kadar ayrıntısal olarak anlatmamış. Sanırım eski oluşu bunun nedeni.'' dedi.
Bir kaç sözden sonra Melis ve Özlem evlerine gittiler. Berk, Tuana'ya: ''Aileni ara ve bizde kalacağını söyle, bütün bir hafta sonunu çalışarak geçirmeliyiz, aynı fikirde misin?'' diye sordu. Berk başı ile tamam işareti verdi. Genç delikanlılar saatlerce araştırma yaptılar. Öyle ki gece 4 buçuk sularında saate bakmak akıllarına gelmişti.
''Sence de geç olmadı mı Berk?''
''Hayır, gerçekten o canlıları merak ediyorum! Kimdi bunlar, bu esrarengizliğe aşığım! Sen istersen yat Tua.''
''Senden daha fazla bu olayı merak ediyorum biliyorsun, sadece yorulduğunu düşünerek bunu söyledim, elbette devam edeceğim!''
Berk'in gülümsemesi ile çalışmaya devam ettiler. Gerçekten de bu canlılar kimler idi? Bu insanüstü canlılar nasıl oluyor da insan kılığına girerek şekil değiştiriyorlardı? Kafalarında binlerce yanıtsız soru ile önlerindeki kitaba eğilmiş bir ipucu arıyorlardı. Her şeyden soyutlanmış halde saatler ilerledi ancak onlar bir saniye bile olsun kitabın başından kalkmadılar. Cumartesi günü kahvaltısı için, aşağıdan gelen sesle irkildiler. Saat 9 olmuştu. Kafalarını kaldırmadan tam 15 saat inceleme yapmışlardı. Herhalde derslerine bu kadar baksalar profesör olurlardı cümleleri aile kahvaltısında gülüşmeleri beraberinde getirdi. Neyse kahvaltılarını bitirip tekrar odaya gitmek için merdivenden çıkarken, odadan gelen sesle şoka uğradılar.
''Bu çocuklar o küçük beyinleri ile işlerimize burunlarını sokma derdindeler Petoya!''
''Küçük oldukları için olayın ciddiyetini fark etmelerini bekleyemeyiz onlardan Akeron!
Berk, Tuana'ya: '' Petoya mı? Bu Ateş ve Su Tanrısı olan ve kötü büyüleri yüzünden uzaklardaki galaksiye hapsedilen Petoya değil mi? Hani şu kitapta bahsi geçen!''
Tuana:''Kulaklarıma inanamıyorum o kitapta yazanlar tamamen gerçek mi yani?''
Berk ve Tuana bunları konuşurken heyecandan kalpleri yerinden çıkacak gibi idi. Haklılar idi yüzyıllar öncesinde Dünya'da da anlatılan efsanelerde bu Petoya ismi geçiyordu. Ama insanlar onun mitolojiden kalma bir figür olduğunu söylüyorlardı. Ki yılların geçmesi ilede insanoğlu tarafından unutulmuş bir destandı sadece.
İçeride olan konuşmalar şöyle devam etti:
''Bu çocuklar bunları nereden öğrendiler sence Petoya? Bu bilgilere yalnızca Astra'da yaşayan bizlerin bileceği şeyler. Bu konuda insanların hiçbir bilgisi olamaz! Kesinlikle senin konuşmalarından dolayı bizi gördü o çocuk!''
''Yapma Akeron, onlar sadece birer çocuk. Kendi hayal güçleri olduğunu biliyorsun.'' dediği sırada eliyle masada duran kitapları yere düşürdü. Bunun üzerine Berk aniden odaya daldı ve peşinden Tuana. Ve işte yüzyıllar sonra bir Keron ve Petoya bir insan ile göz teması kuruyordu. İnsanlığın içindeki korku ve cesareti aynı anda görme imkanını tekrar yaşıyorlardı. Zihinlerinde yüzyıllar önce Kelepler ile yapılan savaşta, insanlığın gösterdiği üstün meziyetler canlandı. Saniyeler içinde birbirleri ile bu anıları paylaştılar.
Berk ve Tuana'nın dili tutulmuştu, ne söyleyeceklerini bilemeyen bu gençlerin yüzleri bembeyaz kesilmişti. Akeron, Petoya'ya döndü ve:
''Şunların bedenlerini dondur!''dedi. Petoya hemen yaptı. Bu iki insanüstü canlı, yere düşen kitaplar arasında Berk ve Tuana'nın okuduğu kitabı buldu. Ve hemen Akeron bilgeliğini konuştururken kelimeler ağzında düğümlendi:
''Demek doğru imiş!'' dedi hüzünle.
Petoya:''Ne oldu Kerona, bana da söyle, doğru olan ne?''
Akeron:''Yüzyıllar önce Kelepler ile yapılan savaşta, dostum ve Astra'nın en iyi ve en bilge büyü araştırmacısı, yasak kılıcı kullandığı için lanetlendi demişlerdi. Fakat biz buna hiç inanmadık ancak Astra'nın birçoğu buna inandı. Lanetlenen canlı ona hiç benzemiyordu fakat lanetlenme esnasında fiziksel değişime uğrayabileceğini düşünen Astra halkı onu hiçte yadırgamadı. Ve savaştan kısa bir süre sonra bu canlıyı ölü bir halde kırmızı ormanda bulduk. Bu nasıl olurdu? Biz büyücüler ve tanrılar ölümsüz canlılarız. Fakat bunu da lanetin yaptığını öne sürenlerin sesi daha gür çıkıyordu. Ben ve bir kaç dostum onun Kelepler tarafından kaçırılıp Dünya'ya hapsedildiğini düşünüyorduk. Bunu hiçbir zaman Astra'ya anlatamadık. Ama şuan elimde duran kitap onun kitabı... Eminim ki bu kitap onun. Çünkü savaş olmasa idi tarihimizi anlatan bu kitabı bitirmiş olacak ve büyülerimizde çok işe yarayacaktı. Görüyorum ki bir yer de yazmaya devam etmiş. Ve kitap bitmiş.''
Petoya:''Yoksa bu bilge büyücü Almiya mı?''
Akeron:''Çok sevgili dostum Almiya! Onun Astra'dan koparılması gerçekten de bizler için çok büyük bir kayıp!''
Bu konuşmalar sürdüğü sırada, Berk ve Tuana'nın bedenleri donmuş ancak zihinleri canlı idi. Olan biten her şeyi algılıyorlar ve her şeyi duyuyorlardı. Bu ancak sadece Astra kanı bulaşmış canlılarda olabilirdi. Akeron ve Petoya bundan habersiz, kitaba bakıyorken; Berk şu iki kelimeyi söyledi:
''Esneya Gutama!'' ve aniden buzlar kırıldı! Akeron ve Petoya aniden ve şaşkınlıkla döndüler. Orada olan 4 kişi de gözlerine inanamıyordu. Petoya ve Akeron birbirlerine bakıp:
''Yoksa?'' diye zihinsel bir iletişim kurdular. Tuana'da bunlar olurken kendini Berk'e emanet etmişti. Akeron ve Petoya karşılarında Astra kan taşıyan biri olduğuna inanmak istemiyorlardı. Petoya ve Akeron aniden zihin bulandıran bir büyü ile Berk ve Tuana'ya karşı koydu ve oradan yanlarında Almiya'nın kitabı ile kaybldular. Bu büyünün hiçbir etkisi olmadı tabiki. Çünkü Astra'da yaşayan büyücüler birbirlerinin vücutlarına karşı hiçbir şekilde büyü yapamıyorlardı. Berk ve Tuana birer insandı ancak Almiya'nın yazdığı kitapla o kadar içli dışlı olmuşlardı ki sayfalara sinmiş kan kokusu onların nefeslerine karışmış ve onlara birer Astralı büyücü vücudu kazandırmıştı. Berk ve Tuana bunlardan habersiz bir şekilde oldukları yere çöktüler. Berk'in büyü yapmasına Tuana'da inanamıyordu. Ve Tuana birden:
''Kasekrata'' diye bağırdı. Dışarıda olan Petoya ve Akeron olan biteni izliyordu. O sözden sonra Petoya'nın elinde olan Almiya'nın kitabı yok oldu ve tekrar masanın üzerinde belirdi. Evi çevreleyen bir kalkan oluşması Petoya ve Akeron'u konuşamaz hale getirdi. Nasıl konuşacaklardı ki? Karşılarında karşı koyamadıkları iki insan vardı ve insanlar bunları bilerek yapmıyordu. ''Kasekrata'' yüzyıllar önce unutulmuş fakat en güçlü koruma büyüsü idi, Astra'nın yönetimi bu büyü ile Keleplerin acımasızlığından korunmuştu ve şimdi bu büyünün Dünya'da yapılmış olması onları gerçekten büyük bir korkuya kapılmış şekilde oradan uzaklaştırdı. Zihinsel iletişim ile Almiya'nın ne kadar güçlü bir büyücü olduğunu anlıyorlardı. Evde olan Tuana ve Berk yere yığılmış bir biçimde birbirlerine bakıyorlardı. Birbirlerine sarılıp kalktılar. Bunların birer gerçek olduğunu artık ikiside biliyorlardı. Üzerlerindeki şaşkınlığı kısa sürede attılar ve kitaba dönmeleri gerektiğini anladılar. Bu şaşkınlığın hemen atılması olur şey değildir bir insan için. Ve onlar bunu hiç yadırgamadan masanın başına oturdular. Bilmiyorlardı ki nefeslerinde ve her hücrelerinde birer Astra Büyücüsü izi vardı. Bu iz onları daha güçlü ve daha bilge yapacaktı. Bu hikayenin asıl başlangıcı bugün bu olayla olmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Bunlar?
Science FictionGizli Dünya Aydınlanıyor! Kelep'ler Yeni Dünyanın Düzenini Kuruyorlar! Pelopa Bu Düzende Neler Yapacak! Keron Ve Daha Nice Zihin Bulandıran İnsan Üstü Canlı! Tek Bir Amaç Var : Kazanmak! Habersiz Pelopa Gücünü Farkedecek Mi? Bilim Kurgu'nun...