"-Bir noktadan sonra eskisi gibi acıtmıyor ama o noktaya gelene kadar paramparça oluyorsunuz."
Hayatım boyunca hep yalnızdım, ailem bile yanımda olmazdı. Çünkü ilkokuldaki başarısızlığım yüzünden bana pek değer vermezlerdi, hani ümitsiz vaka tarzı bir şeydim gözlerinde. İşin gücün bilgisayar / telefon derlerdi. Hayatta başarımı görmediler, hiç onları onurlandıramadım. Bende bu yüzden kendimi bilgisayara yönelttim, çünkü arkadaşım yoktu. Ailem desen ümidi kesmişlerdi çoktan. Hayatımda benimle ilgilenen tek kişi vardı, Ecrin.
Tanışmamız ise biraz garipti, 7. sınıfa gidiyordum ayağımda platin olduğu için spordan uzak bir insanımdır. Öyle el ile oynanan sporlarla geçinirim arada Voleybol türü her neyse. Bir gün beden dersimize onun sınıfıda gelmişti, dersleri boş olduğu için bahçeye inmişler. Ecrin ve bir kaç arkadaşı basketbol oynuyorlardı, bende dalmışım onları izliyip duruyordum. Sonra baktığımı farketti bi an ve benim de oynayabileceğimi söyledi, ilk duyduğumda şaşırdım biraz ama oynayamazdım. Çünkü ayağım feci bir şekilde ağrıyordu, oynayamayacağımı söyledikten sonra onlar kendi oyunlarına döndüler bende acı çeker bir şekilde onları izliyordum. İşin garip tarafı sınıfımız 30 40 kişilik felan'dı, ama sınıftan tek arkadaşım bile yoktu. Kullanılmaya o zamanlardan başlamışlardı beni, bir işleri mi düştü? Hemen Mehmet kanka diyorlardı. Bu yüzden bana egolu davranmam gerektiğini öğrettiler, bir konuda iyi olduğum zaman hep kendimi öne çıkarmaya başladım. Beni kullanmaya çalıştıkları için, bana muhtaç kalsınlar diye. Her neyse bunların oyunu felan bitti Ecrin ayağımı tuttuğumu gördü yanıma gelip iyi misin? diye sordu. Bende ona durumu anlattım anlayış gösterdi, kendisi de yanıma öylece oturdu kaldı. Kendisi şuan sol yanımda oturuyor ve ben ise ona tek kelime bile edemiyordum. Çünkü bu zamana kadar fazla arkadaşım olmadı (kız olarak). Ne diyeceğimi nasıl konuşacağımı inanın hiç bilmiyordum. Sonra bana nasıl oldu bu olay diye sordu, bende anlattım işte doğuştan böyle olduğunu felan. Sonra bana gülüp sağ koluyla boynumu sardı ve "amaaan siktir et , ölmedik ya anasını satayım" dedi. Ulan ilk kez bir kızın ağzından küfür duyduğuma mı şaşırayım yoksa kolunu boynuma dolamasına mı bilemedim. Size nasıl anlatabilirim ki bu durumu, kalbim yerinden çıkacak sandım. Bende ona dönerek;
"-öyle diyorsan öyle olsun" diyebildim sadece.
Sonra durmadan benimle konuşmaya başladı ardı ardına sorular yardırıyor kafam duracaktı resmen. Heyecan'dan kalbim durabilirdi her an, çünkü ilk kez bu kadar uzun birisiyle konuşuyordum. Sonra buraya yeni taşındığını öğrendim, bizim 2 sokak öte'de oturuyormuş hatta.
Sonra Ecrin ile bayağı samimi felan olduk ailesi ile bize geldiler tanışmak için. Onunla tanışmak sanki yeniden doğmak gibi birşeydi. Onun en çok sevdiğim yanı oyun oynamayı seviyor olmasıydı. Beraber MTA (Multi Theft Auto yani GTA San Andreas'ın Online versiyonu) oynardık, yarış oyunları oynardık. Onun yanında o kadar huzurluydum ki anlatamam, sevgilinin yokluğunu hissettirmeyen arkadaşlar olur ya hani onun gibiydi. İlgi mi ilgilenirdi, değer mi aşırı bir şekilde değer verirdi. Ecrin yanımda oldukça dünya'ya bakış açım daralıyordu, gözüm sadece onu görüyordu. Onun yanımda olduğunu hissetmek yaşayabileceğim en güzel duyguydu.
