Yaşananlar

89 17 7
                                    

Multimedya: Azra ve Kaan

"Hayır, ben suçluyum Azra. Annem benim yüzümden öldü. Annemi ben öldürdüm Azra. Beni uyandırmaya çalıştığı için öldü. Annemin katili benim Azra. Annemin katili benim. Onu ben öldürdüm."

"Sen böyle bir şey olmasını istemedin. Bunlar senin suçun değil, annen senin yüzünden ölmedi Kaan. Bunun sorumlusu sen değilsin. Annenin de kendisini suçlu hissetmesini ister miydin? Sen şimdi ölürsen ya annen de bundan dolayı kendini suçlu hissederse? Ona bu hissi vermek ister misin Kaan? Ona da suçluluk hissi vermek ister misin?"

"Hayır, ama ben suçluyum." dedim yüzümü eğerek.

"Yanılıyorsun, sen suçlu değilsin. Bu yüzden gel gidelim buradan."

"Olmaz, ben gidiyorum Azra, annemin yanına gidiyorum." diyerek gözlerimi kapatıp kollarımı açtım. "Anne özür dilerim, ama sen üzülme ben geliyorum senin yanına." dedim ve kendimi sulara serbest bırakırken Azra bu sefer baya sesli bir şekilde bağırdı.

"Annen seni affetmeyecek. Eğer intihar edersen annen seni affetmeyecek." Belki de haklıydı. Belki de annem beni affetmeyecekti. Bilmiyordum, lanet olsun ki hiçbir şey bilmiyordum.

"Annen senin mutlu olmanı isterdi. Evet klişe bir söz ama öyle isterdi." diyerek devam etti cümlesine. "Hem babanı da düşün. O sensiz ne yapar? İlk karısını kaybetti, şimdi de seni mi kaybedecek? Babana bunu yapamazsın."

"Tamam. Zaten günah." diyerek gözlerimde ki yaşlarla Azra'nın yüzüne bakıp gülümsedim. O kadar mutlu olmuştu ki direk boynuma atladı. Bu kıza ne zaman alışmıştım ben? Ne zaman bu kadar yakın olmuştuk?

"Bir daha böyle bir şey yapma. Sen olmazsan üzülecek çok insan var. Hem sen olmazsan ben kiminle konuşacağım." diyerek gözlerimin içine baktı. İki saniye birbirimizin gözüne bakıp öylece durduk. Bu mesafe çok yakındı, böyle olmamalıydı.

"Neden beni kararımdan vazgeçirdin?" diyerek sessizliği ilk bozan ben oldum.

"Çünkü, sen benim için özel biri haline dönüştün. Yakın hissediyorum seni kendime."

"Ne kadar yakın hissediyorsun?"

"Bir arkadaş kadar yakın." diyerek bana sarıldı. Tabi ki bir arkadaş kadar yakın olacaktı. Daha nasıl yakın hissedebilir ki? Değil mi?

"Bende." diyerek gülümsedim. "Hadi gidelim, bugün biraz yorucuydu." diyerek ayağa kalktım.

"Tamam, ben seni eve bırakıyım sonra ben kendi evime giderim. İtiraz etmek yok, bir kız olabilirim ama bu halde seni bırakamam. Evine sağlam olarak gittiğini görmem lazım."

"Şaka mı? Olmaz ben seni bırakıyım ilk, ondan sonra giderim evime sağlam."

"Hayır." diyip güldükten sonra kolumdan tutup beni çekiştirdi.

Evime gelene kadar biraz sohbet ettik. Beni mutlu etmeye çalışıyordu, her halinden belliydi. Ama buna gerek yoktu, zaten onun yanında mutlu olmamak elde değildi.

"Tamam, artık gidebilirsin. Geldik zaten." diyerek küçük bir tebessüm ettim.

"Gir içeri öyle giderim."

"Tamam, bak giriyorum git hadi." dedikten sonra içeri girdim.

.....

Azra'dan...

Kaan'ı evine kadar bıraktıktan sonra bende evime yol aldım. Her yer kararmış, gün yerini gecenin karanlığına bırakmıştı. Bu karanlıkta evime gitmekten biraz ürksem de yakın olduğu için şükrediyordum. Ta ki biri bana seslenene kadar.

Siyah KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin