1. Bölüm

42.9K 1.2K 149
                                    

Merhaba arkadaşlar hikayenin bütün bölümlerini yayından kaldırdım. Düzenleyerek konu aynı sadece farklı anlatım tarzıyla yayınlayacağım.

İyi okumalar

Bugün hanemize kara bulutlar çökmüştü.
Herkesin aklında tek soru abim buna nasıl cesaret etmişti. Demiroğulları'nın göz bebeğini kaçırmıştı. Hayır herkesin kafasını bulandıran bu değildi. En yakın arkadaşının kız kardeşini kaçırmaya nasıl cesaret etmişti.

Berzen ağa abime yoldaş dost olmuştu. Orta okuldan bu yana gelen arkadaşlıkları vardı. Abim liseyi terk ettiği zaman iş vermişti yanında. Ona güvenip hanesini teslim etmişti. Bütün aşiret demiroğulları konağında toplanmış kararı bekliyordu berzan ağa'ya kalsa sıkardı hiç düşünmeden abimle kız kardeşinin kafasına.

Sabah gözlerimi aşağıdan gelen seslerle açıp koşarak merdivenleri  indim. Abimle şilan konağın ortasına fırlatılmış berzan ağa kafasına silah dayamış iç ürterten tehditler savuruyordu. 

"Şersiz  tamam benim kız kardeşime acımadın kendi kız kardeşine nasıl kıydın lan kendi kardeşlerimden daha çok sahiplendim seni dostum dedim bana yanlış yapmaz dedim."

"Sevdim lan çok sevdim. Vur  beni ben şilan için ölürüm derken laf olsun için söylemedim."

"Sen törelerimizi unuttun harelde bana kardeşimi mi vurduracaksın!  Aklım almıyor neden lan neden! Seviyorum diyip karşıma geçmeyecek kadar korkaksın aşk değil bu!"

Babam berzan ağanın yanına giderek elinde ki silahı aldı gözleri dolmuş ne yapacağını şaşırmıştı babam.

"Ben de seni hiç bir zaman oğullarımdan ayırmadım ağam ama karar çıktı bilirsin. Çaresiz hissediyorsun kendini bilirim. Bende oğlum için utanırım bakamam yüzüne ama biraz sakin ol oğul."

"Karar mı siz onu nasıl ciddiye alırsınız. Havin benim kız kardeşimden daha küçük ben onunla nasıl evlenirim. Babamın karşısına nasıl çıkartırım. Gerekirse kardeşimi de kendi elimle vururum ama havini karım yapmam.! Bütün midyatın ağası çoluk çocuğu karısı yaptı dedirtmem.!"

Sözlerini bitirip arkasına bakmadan çıkmıştı. Az önce ne demişti o beni nasıl ona verirlerdi kos koca berzan ağa tabi ki beni kendine layik görmezdi. Aramızda sekiz dokuz yaş vardı. Daha onaltı yaşındaydım babam beni berdele veremezdi.

"Berzan abi az önce neler söyledi baba. Sen bana söz verdin okutacağım kızım seni buralardan göndereceğim dedin hayallerim vardı benim.
Peki sen abi? Bunu bile bile nasıl kıydın bana ya o benim abim gibi nasıl yaptın bunu bize!"

Cevap vermesini beklemeden odama koştum. İki sene sonra sınavım vardı benim başlamıştım hazırlanmaya şimdi bütün hayallerimi nasıl unutacaktım abim gibiydi olmuştu  benim hatta sert bir ailesi var diye  kaçar bize gelirdi kalmaya. Ağa olduktan sonra da kız aradıklarımı ve amca kızını uygun gördüklerini bilirim şimdi bu olanlar birde abim.
Odaya annemin girmesiyle düşüncelerimi bir kenarı bıraktım.

"Güzel kızım bilirim üzülürsün ama kos koca demiroğulları bizim onlara gücümüz yetmez. Nasıl evlat ayırim abini nasıl ölüme terkedim evet abin bir hata yaptı ama bunu düzeltmek bizim görevimiz"

"Abim gibi o benim! Ben nasıl yaparım anne kaç yaş büyük benden! Ben ne anlarım evlilikten oğlunuzu düşündüğünüz kadar beni de düşünün!"

"Babanın daha fazla üstüne gitme Havin. Karar çıktı biz nasıl red edebiliriz berzan ağayı bak kızım bu toprakların hemen hemen hepsi ona ait bilezmisin!"

"İstemiyorum annem yalvarırım başka yolu olmalı gidelim burdan kaçalım. Yeter ki beni verme!"

"Yarın gelip bize günü bildirecekler."

Annem benden cevap beklemeden hızla çıktı oda dan Allahım yalvarırım bir çıkış yolu göster ben nasıl dayanırım.

Uyanmak hiç bu kadar anlamsız olmamıştı hayatım da. 
Aşağı indiğim zaman azat ağa babamla konuşuyordu. Görmemezlikten gelerek mutfağa girdim abim ve şilan kahvaltı yapıyordu aralarında ki sohpet ve gülücükler sinirimi bozmuştu ilk defa abime karşı bu hissi hissetmiştim.

"Gel abicim sende birşeyler ye"

"Sen ne diyorsun abi! Ben bu haldeyken burada oturmuş kahvaltı yaparsınız! Nasıl yaptın bana bunu her zaman arkamda olduğunu söylerdin böyle mi? Artık benim abim değilsin. Allah da sana öyle bir acı versin ki beni anla!"

"Kardeşim ben özür dilerim!"

"Sakın bana bir daha kardeşim deme! Sakın!"

Seslerimizin üzerine babam mutfağa girerek abimi uzaklaştırdı benden.

"Karar verildi iki gün sonra dini nikah olacak. Yaşından dolayı resmî nikah kıyımazz zaten berzan da resmî nikah istemiyorum demiş düğün de olmayacak!"

"Ne demek istemiyormuş baba başka çaresi yok mu alsınlar canımı kabul ben yaptığımı ödemeye razıyım ama kardeşime bu hayattı yaşatamam beyaz gelinliği ile çıkamayacak mı baba evinden"

Duyduklarımın acısıyla tekrar odama çıktım. Benim için gelinlik zaten kefen olacaktı ne gerek vardı ki.

Gün gerçekten çok çabuk geçmişti düğün günü gelip çattığında beyaz uzun bir elbise kıvırcık belime kadar uzanan saçlarımı açık bıraktım. Gerçekten çok fazla zayıftım üstünde ki elbise bile emanet gibi kalmıştı.

Göz yaşlarımı silerek salona indim ve dini nikahımızı kıydılar. Berzan ağa korumalarını peşine takarak tek gelmişti ailesinden kimse yoktu bu adette yerine getirilmemişti. Ailemle vedalaşmak istemediğim için evden çıkaracak direk berzan ağanın arabasına bindim ve bekledim.

"Ailenle vedalaş bir daha gelemeyeceksin bu eve!"

"İstemiyorum ağam."

Cevap vermeden arabaya bindi ve demiroğlu konağının önüne geldiğimizde kalbim hızla attı cehennemime hoşgelmiştim.

KÜÇÜK HANIMAĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin