Cilgin bir geceydi. Turkiyenin en unlu is adamlarindan olan Fikret Kayalinin torunu Özgun Kayalinin dogum gunuydu. O 18yasina basiyodu. Buda o anlama geliyo ki o artik dedesinden kalan mirasa sahiplenmeliydi. Asil hikaye simdi basliyor.
Sabah oldu. Avukat Ozgunun evindeydi. O toplantiya yetismek zorundaydi. Toplanti basladi. Avukat:Dedenizin mirasina sahib olmak icin bazi sartlara uymak zorundasiniz. Ozgun:Nedir bu sartlar.
Dedeniz olmeden once vasiyetinde boyle yazmis:
Ozgunun anesinin ve babasinin buyuduyu koyde yasamasini ve orda okumasini istiyorum.
Bu nasil sacma bi sey. Neden ben orda yasamak zorunda oluyorum. Bunlarin hic birini kabul etmiyorum.
Avukat:Aksi halde mirasin tumunden mahrum oluyosunuz.
Bunu duyan Ozgun duvarda asilmakda olan fotografa bakar ve soyler:Ben sana ne yaptim? Neden bunlari bana yasatiyon? Ama ne olursa olsun seninle mucadile edicem-der ve kapiyi hizla carpib cikar