3.

388 39 13
                                    

"İzin verdiğiniz icin teşekkür ederim bay ve bayan Smith"

"Önemli değil Shawn. Sana güveniyoruz ona iyi bak. Hala pek iyi değil. Bize... bize soğuk davranıyor. Normal karşılamaya çalışıyorum ama..."

Sonlara doğru sesi iyice kısıldığı için annemin ne dediğini anlamamıştım. Kapıda gizlice onları dinliyordum.

Onları hatırlamıyordum evet ama genede onları üzmek istemiyordum. Ama istemeden de olsa soğuk davranıyordum. Elimde değildi. Hiç tanımadığım insanlarla aynı evde yaşıyordum ve hareket etmekten bile çekiniyordum.

Kaybolan hafızamı geri kazanmayı gercekten her şeyden çok istiyordum. Sanki küçücük bir kutunun içinde cenin pozisyonunda sıkışmışcasına bekliyordum.

Kapının birden açılmasıyla kendimi yere doğru düşerken buldum. Tabi son anda beni kollarımdan yakalayıp kaldırdı.

Kafamı önüme eğerek sessizce teşekkür ettim.

Tatlı bir gülümsemeyle "önemli değil" dedi ve odadan çıktı.

Annem ve babam bana bakıyorlardı.

"Sanırım ne diyeceğimizi duydun?" diye sordu babam.

"Sey, ben... aslında... belki biraz..."

"Önemli değil tatlım" diyerek annem yanıma geldi ve bana sarıldı.

Normalde iki gündür gösterdikleri tüm sevgiye tepkisiz kalıyordum ama son duyduklarımdan sonra sarılmak istedim. Onları üzmemek için.

***

Üstümde beyaz harika tatlı etek kısmı kabarık bir elbiseyle ve sade bir makyajla ailemin ve Shawn'ın karşısındaydım. Hepsi bana mutluluktan ağlamak üzerelermiş gibi bakıyordu. Hatta annem kendini tutamamıştı. Harika gözüktüğümü söyleyip duruyorlardı.

Utandığımı hissediyordum. Ve yanaklarımda sıcaklık.

Shawn yanıma gelerek elini bana doğru uzattı. Tutmamı istiyordu. Bir sure suratına öylece bakınca elimi cekip tuttu.

Kafamı anneme ve babama çevirip "nereye gidiyoruz?" diye sordum.

"Biz değil siz gidiyorsunuz" dedi babam Shawn'ı ve beni göstererek.

Bir Shawn'a bir aileme bakmaya başladım. Surat ifademden itiraz ediceğimi anlamış olmalılar ki birden beni sürüklercesine kapıdan çıkardı. Bu hareketi beni korkutmuştu. Uyandığımdan beri her şeyden korkuyordum.

Shawn da korktuğumu fark etmiş olucak ki kolumu bırakıp özür diledi ve arabasına doğru nazik hareketlerle beni ilerletti.

Ne zamandan beri aileler kızlarını bir erkekle dışarı yolluyordu?

Arabayı sürmeye başladığında dayanamadan sordum.

"Nereye gidiyoruz?"

Yarım ağız bir sırıtmayla, "süpriz" dedi.

Hafızasını kaybetmiş biri olarak zaten herşey bana süpriz gibi geliyordu. 

"Endişelenme. Güzel olacak" dedi güven verici bir gülümsemeyle.

***

"Güzel evmiş. Senin evin mi?"

"Evet. İçi daha güzel. Görmek ister misin?"

"Şey... evet" dedim ve kapıya doğru yürümeye başladık. Kocaman bir bahçesi vardı.

Neden burda olduğumuzu anlayamamıştım. Yani sanki bir partiye gidiyormuşçasına giyinmiştik ama eve gelmiştik. Ve aklıma takılan önemli bir sorun vardı.

"Shawn, bir şey sorabilir miyim?"

"Tabi sorabilirsin"

Bir süre düşündükten sonra aklımda ki soruyu soramayacağıma karar verdim. Şuan olmazdı.

"Neyse boşver"

Bir süre suratıma merakla baktıktan sonra "peki" dedi ve kapıyı açtı. Kenara çekilip içeri girmemi bekledi.

Evin içi beyaz ve mavi renklerinden oluşuyordu. Çok sade ama bir o kadar da hoştu.

"Shawn Mendes'in boş, sade ve aslında çok da sevmediği evine hoşgeldin" dedi.

"Bence gayet hoş" dedim.

"Öyle mi? Önceden çok sade olduğunu ve biraz renklendirmemi söylerdin. Evin tek sevdiğin kısmı odamdı" dedi.

"Öyle dediysem bile lafımı geri alıyorum. Şuan bu sadelik güzel geliyor" dedim.

O güzel dişlerini göstererek sırıttı ve , "gene de sen odamı görene kadar bekle" dedi. "Ama önce, arka bahçede sana göstermek istediğim daha güzel bir şey var" dedi ve elini nazikçe belime yerleştirip beni tahminimce bahçeye doğru yönlendirdi.
Mutfaktan bahçeye açılan kapının önü perdelerle kapatılmıştı. Bu sahne bana bir yerden tanıdık geliyordu. Çok özel bir anın başlangıcı gibi.

"Hazır mısın?" diye sordu.

"Hazır olmamı gerektiren ne var?"

"Fazla heycanlanmamaya çalış ve eğlencenin tadını çıkarmanı umuyorum" dedi ve kapıdaki perdeleri hızlıca çekti.

"SÜPRİİİZZ! DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN RACHEL!"

Karşımda tanımadığım onlarca insan vardı ve hepsi bana bağırıyordu. Beni ortalarına doğru cekiştirmeye başlamışlardı. Mutlu yıllar, doğum günün kutlu olsun, hastaneden kurtulduğuna sevindim, seni yeniden görmek harika gibi şeyler söylüyorlardı. Bana sarılmaya çalışıyorlardı ama hepsinden kaçıyordum. Çünkü hiç birini tanımıyordum.

Arkamı dönüp tanıdık tek yüz olan Shawn'ı bulmaya çalıştım ama kalabalıktan gözükmüyordu.

Kulaklarım uğulduyordu. Hiç birşey duyamıyordum. İnsanlar üzerime geliyordu ve ben hiç birini tanımıyordum. Gözlerim dolmaya başlamıştı ve görüşümü de kaybetmiştim. Sesimi zar zor çıkarıyordum.

"Durun, lütfen"

"DURUN!"

Zar zor sesimi bulup bağırdığımda herkes durup bana tuhaf bir şekilde bakmaya başlamışlardı. Shawn'ı hala göremiyordum. "Rachel? İyi misin?" diyerek biri elini uzattı.

"Dokunma bana!" diyerek istem dışı bağırmıştım.

Korkuyordum. Shawn nerdeydi?

Korkuyla aralarından geçip koşmaya başlamıştım. Bahçenin çıkışına doğru koşuyordum. Birileri bana sesleniyordu ama kim olduklarını bilmiyordum. Koşmaya devam ettim. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Yol boyunca koşuyordum. Ve lanet bir sebepten dolayı ağlıyordum. Lanet hafızam olmadığı için nerde olduğumu bilmiyordum ve yağmur yağmaya başlamıştı.

Shawn nerdeydi?

Okuyorsanız lütfen oy verin. Yoksa bölüm yayınlamakta zorlanıyoruz. Okunmadığı için boşa atıyormuşuz gibi. Lütfen oylarsanız seviniriz.
       Xxxx

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

The Weight. //Shawn Mendes FanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin