1 Şubat 2009
"Harry hadi aşağıya gel, yemeğe geç kalıyoruz."
"Tamam geliyorum prenses."
Evet bana hep prenses derdi. Aslında benim de hoşuma gitmiyor değil ama yine de böyle cok küçük cocukmusum gibi geliyor.
Benim adım Katie. Ve anladığınız kadarıyla Harry de benim biricik sevgilim. Onunla lisenin basından beri sevgiliyiz ve birbirimizi cok seviyoruz. İliskimiz cok da iyi gidiyor.
Bugün onun dogum gunu. Ona bir sürpriz yapmak istiyorum ama sürprizim cok özel olmalı. Once ailesiyle ve benim ailemle yemeğe gidiyoruz. Bu arada ailelerimizin de cok iyi anlaştığını söylemeliyim.
"Geldim prenses. Hadi gidelim."
"Tamam hadi çıkalım."
Harry son kez aynada saclarını düzeltip yanıma geldi. Elini belime koydu ve kapıdan çıktık. Anne teyzeler ve annemler onceden yola çıkmışlardi. Biz de okuldan gelip uzerimizi değiştirip gidecektik.
Harry arabanın anahtarlarını cebinden çıkarıp arabanın kilidini açtı ve benim binmem icin on kapıyı açtı. Sonra da kendisi arabanın etrafından dolanip sürücü koltuğuna gecti.
Kısa süren bir yolculuğun sonrasında restauranta gelmiştik. Cok hoş bir havası vardı. Genellikle siyah ve kırmızı renkler hakimdi.
Annemlerin oturduğu masayı görünce oraya doğru ilerlemeye başladık. Kardeşim Martin bana el salladı ve bana sarılmak icin ayağa kalktı.
Birbirimizle iyi anlaşırız ve benim en iyi arkadasım gibidir. Tabii en iyi arkadasım Lucy'den sonra.
Herkesle selamlasıp masaya oturduk ve yemeklerimizi söyledik. Yemeklerimizi beklerken sohbete başladık.
"Nasılsın Katie? Bugün cok mutlu görünüyorsun." Dedi Anne teyze.
"Evet efendim, cok mutluyum çünkü bugün asık oldugum adamın dogum gunu." Dedim Harry'e bakarak gülümsedim. O da bana gülümsedi. Masadan "awww" sesleri yükseldi.
Herkes bizim iliskimizi destekliyor ve cok seviyordu. Biz de bu durumdan cok memnunduk.
Yemeklerimizi yedikten sonra restauranttan ayrıldık ve bizim evimize gittik. Harryler de bize gelmişti. Zaten aramızda iki ev vardı.
Biraz oturduktan sonra Anne teyze geç olduğunu söyleyip Gemma ile birlikte evden ayrıldı. Harry de biraz daha geç gelecegini söyleyerek bizde kaldı.
Ertesi gün okul yoktu ve biz de rahatça geç saate kadar oturabilirdik. Zaten okul zamanı da pek erken yattığımız soylenemezdi.
Anne teyzeler gittikten sonra Harry ve ben annemden izin alarak benim odama çıktık.
Odaya çıktığımızda Harry bana arkamdan sarıldı ve ben de basımı omzuna yaslamak icin basımı geriye attim. O da çenesini omzuma koydu ve hiç konuşmadan birkaç dakika pencereden dışarıyı izledik. Sonra ben Harry'e dondüm ve ona sarıldım. O da bunu bekliyor gibiydi ve ellerini belime koyarak beni kendine daha cok çekti. Sacıma küçük öpücükler kondururken ben de basımı boynuna gömmüş vanilya ve müthiş kendi kokusuyla karışık kokuyu icime çekiyordum.
Sonra aklıma ona aldığım küçük hediye geldi ve çekmecemden alabilmek icin ondan ayrıldım. Bana meraklı gözlerle bakarken çekmecemden küçük kutuyu çıkarttım ve ona uzattım. Hala bana şaşkınca bakıyordu. Eline kutuyu sıkıştırdım ve açmasını işaret ettim. Kutuyu açınca icinden ucunda kalp sallanan bir kolye çıktı ama kalp yarımdi. Kalbin diğer yarısı ise bendeydi. Harry'nin gözleri mutluluktan parlıyordu.
"Neden bu kalp yarım?" Dedi meraklı gözlerle.
"Çünkü diğer yarısı bende. İliskimizin bir simgesi olsun istedim ve böyle bir sey düşündüm." Kalbin diğer yarısı ucunda olan kolyeyi boynumda gösterdim. "Yoksa sevmedin mi?" Diye sordum.
"Hayır tabii ki cok sevdim. Artık bu kolyeyi hep takacağım asla çıkarmayacağım." Dedi.
"Soz mu?" Dedim.
"Sonsuza kadar. Hiç çıkarmayacağım bunu. Biz hiç ayrılmayacağız çünkü." Dedi. Gözlerim dolmuştu. Ama mutluluktan. Beni sevdiğini biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim. İlk kez birisi bana bu kadar deger veriyordu.
"Neden ağlıyorsun? Ağlama, dayanamam." Dedi ve bana sarıldı. Ağlamam şiddetlenmisti.
"Mutluluktan ağlıyorum. Çünkü ilk kez biris bana bu kadar deger veriyor." Dedim. Bana gülümseyerek tekrar sarıldı ve ben de onun muhteşem kokusunu tekrar icime çektim.
Harry'e bu aksam bizde kalmasını söyledim. Annemden izin aldık ve onun annesini arayıp konuşmasını izledim. Konuşurken dudakları one doğru kivriliyordu ve bu cok tatlı görünüyordu. Konuşma bitince gülümsemesinden annesinin izin verdigini anladım. Yatağıma birlikte uzandık ve birbirimize sarılarak uyumaya başladık.
*Sabah*
Sabah uyandığımda Harry yanımda uyuyordu. Bir süre onu izledim. Uyurken cok tatlıydi. Bukleleri yastığa dağılmıştı ve dudakları biraz one doğru uzamıştı. Uzandım ve dudaklarını öptüm. Bu sırada Harry uyandı ve beni kendine daha cok çekip öpmeye başladı. Annemin kapıyı tıklatıp kahvaltının hazır olduğunu haber vermesiyle ayrıldık.
Harry'nin üstünden kalkıp odamdaki banyoya doğru ilerledim. Dişlerimi fırçalayip yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım.
Odaya geri döndüğümde Harry yatakta oturmuş beni izliyordu.
"Ne oldu?" Dedim.
"Hiçbirşey. Sadece benim güzel meleğime bakıyordum. Sadece benim olan meleğe." Dedi. Kizarmistim.
"Ama bu melek sabahları ac oldugunda cok huysuz olur. Onun bu yüzünü gormek istemezsin." Dedim. Tam kapıya doğru giderken beni kolumdan tutup kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Ondan zorla ayrıldım. Çünkü cok acikmıştım ve annem aşağıdan bize sesleniyordu.
Harry'nin elini tutup merdivenlerden inip mutfağa girdim. Her zamanki gibi muhteşem kokular geliyordu. Annem yine cok güzel bir kahvaltı hazırlamıştı. Masaya oturup Martin'i beklemeye başladık. O da geldikten sonra yemeğimize başladık. Anneme cok güzel bir kahvaltı hazırladığını söyledim. Harry de böyle yemekler yaptıgı icin anneme teşekkür etti.
Yemek bittikten sonra salona geçtik. Harry, "Bugün ne yapalım? Hazır okul da yok. Bir yerlere gidelim." Dedi. Ben de kabul ettim. Ve lunaparka gitmeye karar verdik. Harry'e beni salonda beklemesini, üzerimi değişip gelecegimi söyledim. Hemen odama çıktım ve üzerime rahat ve sportif birşeyler geçirdim.
Aşağı indiğimde Harry beni dışarıda bekliyordu. Yanına gittim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Bana gülümseyerek dondü ve o da beni öptü. Sonra arabanın on kapısını açıp binmem icin işaret etti. Ben bindikten sonra o da sürücü koltuğuna geçip arabayı sürmeye başladı.
Lunaparka geldiğimizde cok kalabalık olduğunu gördüm. Harry'nin elini tuttum ve onu roller coaster'a doğru sürüklemeye başladım. Beni kahkahalar atarak takip ediyordu.
***
Cok eğlenceli bir gün geçirmiştim. Harry beni eve bırakıp kendi evine dondü. Gitmeden once beni öpmeyi ihmal etmemişti.
Odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Bu sırada telefonuma bir mesaj geldi. Mesaja baktığımda Harry'dendi ve cok eğlendiğini yazmıştı. Ben de ona cok eğlendiğimi söyledim ve kendimi yatağa attım. Eğlendiğim kadar yorulmuştum da. Hemen uykuya dalmışım.
Yeni bir hikayeyle karşınızdayım. Bu tanıtım bölümü gibi oldu ve fark ettiyseniz gecmiste geçiyor bu olaylar. Bu geçiş bölümü gibi de oldu aslında. Sonraki bölüm de gecmiste geçecek sonra 2. Bölümde şimdiki zamana geleceğiz. Bu hikaye benim cok icime sindi ve bu hikayeyi kendimle Harry'i nasıl hayal ediyorsam öyle yazıyorum. O yüzden benim icin önemli. Lütfen Votelayin ve yorum yapın. Bir sınır yok ama biraz vote ve yorum gormek istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Will Remember (Harry Styles Fan Fiction)
FanfictionBir ilişki düşünün... İlk başta herşey çok güzel, herkes çok mutlu.. Sonra bu ilişkideki erkek ünlü oluyor ve ikisinin de hayalleri suya düşüyor. Bu dağılmış ilişkiyi tekrar biraraya getirmeye ve yürütmeye çalışırlarsa eski hallerine dönebilcekler...