4. Bölüm | He Was My First Kiss

541 27 6
                                    

multimedia'daki şarkıyla okuyun lütfen.



1 Şubat 2013

Evet su anda ne mi yapıyorum? Evimde oturuyorum.

O gün Harry beni Cheshire'da bıraktıktan sonra ne olduğunu merak ediyorsunuz değil mi? Aslında fazla birsey olmadı. Ben Harry'e sinirlendim ve kendimi tam 1 hafta eve kapattım. Hiç çıkmadım ve onlar gitmeden once sadece Liam geldi. Onu kabul ettim çünkü o benim dostum olmuştu. Hala da konuşuruz. Neyse Liam üzgün olduğunu, beni öyle bırakmak istemediklerini falan söyledi. Ben de ona hak verdim ama hala Harry'e sinirliydim. Dönüp de benim nasıl olduğuma bakmamıştı bile.

Aradan 3 yıl gecti ve ben onu hala unutmaya çalışıyorum. Bu arada Harry'i dinlemeyip Londra'ya taşındım. Hayır canım onun icin değil. Tamam belki biraz.

Su anda evimdeki sıcak koltuğumda oturup kahvemi yudumlarken magazin haberlerine bakıyorum. Hayır , unutmadım. Bugün Harry'nin dogum gunu. Ama artık umrumda değil. En azından ben kendimi öyle kandırıyorum. Lucy de beni yalnız bırakmadı ve benimle buraya, Londra'ya taşındı. Simdi ev arkadasıyiz. Ama Lucy bu aksam flört ettigi çocukla birlikte yemeğe gitti ve evde yalnızım.

Hayır, Harry'nin geldiğimden haberi yok. Bunu söylememelerini özellikle Anne teyze ve Gemma'dan istedim. Onun "ünlü" hayatına karışmak istemedim. Ya da sadece onu unutmak icin böyle bir yalan uydurdum. Ama kimin umrunda sonuçta onu görmüyorum. Bu da bana yeter.

Ondan nasıl bu kadar çabuk vazgeçtiğimi sorduğunuzu duyar gibiyim. Tabii ki ilk sene cok zor oldu.

*1 Şubat 2012*

Bugün Harry'nin dogum gunu ve benden ayrı, uzak. Oww hayır bu sefer ağlamayacağım. Ama olmuyor iste. Ondan uzak kalmak bana yaramadı. Anladığım kadarıyla ona da yaramamış çünkü onu hala haberlerden takip ediyorum ve Gemma ile ayrı eve çıktığımız icin Gemma'dan da haber alabiliyorum. Harry benden ayrıldıktan sonra cok dağıldı. Her aksam baska bardan çıkıyordu ve sarhoş olduğu icin kameramanlara benim adımı sayıklıyordu. Bununla ilgili bir sürü video bile vardı!

Ama ben onu unutmakta kararlıyim ya da öyle davranmakta. Çünkü bir insan beni gözünde bu kadar çabuk sildiyse ben de onu aynı sekilde silerim. Beni bıraktığı gunu hala hatırlıyorum. Zaten nasıl unutabilirim ki?

Suratindaki ifadesizligi hala hatırlıyorum. Bana "Londra'ya gidiyorum ve gelmeni istemiyorum." Dedi. Tamam sonra bana zarar gelmesini istemediğini de söylemiş olabilir ama ben hala söylediği o cümlede takılı kalmıştım. Benim gelmemi istemiyordu. Beni istemiyordu. Ben de beni istemeyen birini istemedim ve onu hayatımdan çıkardım. Simdi Harry tatil günlerinde Gemma'yi görmeye geldiginde ona hiç surat vermiyorum. O da sesini çıkaramıyor çünkü haklıyım. Hem de sonuna kadar. Kimse canından cok sevdiği sevgilisini tek basına, yalnız bırakmaz. Alacağı zararı göze alır ve onu koruyacağını söyleyip onu da yanında götürür.

Ama pardon unutmuşum biz odun Harry'den bahsediyorduk değil mi? Odun iste. Odun. Odun. Odun.

*Gunumuz*

Tamam size o anki hislerimi anlatıp biraz rahatladım. Aslında kendi kendime tekrar anlattım ama karşımda biri varmış gibi konusunca rahatlıyorum.

Kapı çaldı ve dışarıdan Lucy'nin sesleri geliyordu. Hemen kapıya kostum ve kapıyı acmamla Lucy'nin üzerime devrilmesi bir oldu. Sürekli kahkaha atıyordu ve leş gibi içki kokuyordu. Anlaşılan sadece yemeğe gitmemişlerdi. Ama nasıl Kevin (Lucy'nin flörtü) onu yalnız bırakmıştı. Erkek değil mi? Hepsi odun iste.

Lucy'i banyoya çıkardım ve küvete soğuk suyu doldurmaya başladım. Bu sırada da Lucy'nin kahkahaları arasında onun elbisesini çıkarmaya çalışıyordum. Sonunda başardığımda onu soğuk suyun icine soktum. Ne kadar direniyor olsa da sonuçta sarhoştu ve kısa süre sonra direnmeyi bıraktı. Onu sudan çıkardım ve sürükleyerek odasına götürdüm. Temiz kıyafet giydirdikten sonra sert bir kahve yapıp ona içirdim. Biraz daha ayilmisti. Sarhoş olarak uyumasından iyidir.

Kahvesini bitirdikten sonra onu yatağına yatırdım ve ben de aşağı inip salonu toplamaya başladım. Televizyonda dizi izlerken biraz kötü adama sinirlenip ona birşeyler fırlatıyor olabilirdim. Onları da temizledikten sonra ben de kendi odama çıkıp pijamalarımi giydim. Cok uykum vardı o yüzden hemen uyudum.

***

Sabah uyandığımda yanımda Lucy vardı. Cok heyecanlı görünüyordu. Onu bu kadar heyecanlı görünce ben de sevindim.

"Ne oldu? Bakıyorum da cok heyecanlisin?"

"Sabah uyandığımda telefonuma bir mesaj geldi ve mesaj Jackson'dandi. Bana bugün buluşmak istediğini ve dün aksam cok eğlendiğini yazmıştı." Diyerek bir sevinç çığlığı kopardı. Çığlığın yüksekliğinden dolayı refleks olarak kulaklarımı kapatmıştım.

"O zaman aşağı inip bu heyecanlı hanima güzel bir kahvaltı hazırlayalım." Diye bir fikir önerdim.

"Tamam ben mutfağa iniyorum. Sen de banyo islerini hallledip mutfağa gel." Dedi ve odamdan çıktı. Ben de yatağa tekrar yattım. En iyi arkadasımı hatta kardeşim gibi gördüğüm kızın heyecanlı olması beni sevindirmişti. Onu uzun zaman sonra böyle görüyordum. O da benimle birlikte zor zamanlar geçirmişti.

Banyodan çıktığımda telefonuma Gemma'dan mesaj gelmişti. Şaşırmıştım. Çünkü o bana genelde mesaj atmaz onun yerine arardı.

Mesajı merakla açtığımda söyle yazıyordu "Sana bir sürprizim var!! Ben de Londra'ya taşınıyorum!! Sizin yanınızda kalmam sorun olur mu? Hem yeni bir ev arkadaşı da edinirsiniz. Xx" Cok sevinmiştim. Gemma'yi cok özlemiştim ve burada kalması bir sorun olmazdı.

Hemen "Hayır sorun olmaz. Gelmene cok sevindim. Uçağın ne zaman? Xx" diye cevap verdim. Hemen cevap geldi. Demek ki telefonunun basindaydi.

"Uçağım bu aksam saat 7'de kalkıyor. Beni havaalanına almaya gelir misin? Xx" bu kadar çabuk gelmesine şaşırmıştım dogrusu. "Tabii canım ne demek aksam seni alırım. Xx" diye cevap gönderdikten sonra telefonum elimde mutfağa indim. Mutfaktan nefis kokular geliyordu.

Etrafı koklayarak "Bakıyorum Lucy hanım yine is basında. Yine bize o muhteşem kreplerinden yapmış. Katie hanım ise onları yemek icin sabirsizlaniyor." Dedim sunucu taklidi yaparak. Lucy beni gülerek izliyordu. Masaya oturdum ve çatalıma bir krep taktım.

Ona reçel sürerken Lucy'e "Gemma Londra'ya taşınıyormuş. Bizde kalacakmış ve uçağı akşammis. Ben de onu havaalanına almaya gideceğim. Bizde kalması sorun olmaz değil mi?" Dedim. "Hayır sorun olmaz tatlım. Ben de zaten Gemma'yi özlemiştim. Gelmesi iyi olur." Dedi ve yemeğine devam etti. O da Gemma'yi benim kadar severdi. Ben de keyifle krebime geri dondüm.

***

Gemma'nin uçağı inmişti ve ben onun uçaktan inip yanıma gelmesini bekliyordum. Uzaktan kumral bir kafa gördüm. Fakat ben ayrılırken Gemma kahverengi saclıydi. Herhalde benzettim diyerek baska insanlara bakıyordum ki demin saclarını gördüğüm kişinin Gemma olduğunu bana doğru gelmeye başlayınca fark ettim. Sac rengini değiştirmişti ve ona cok yakışmıştı.

Bana gamzelerini göstererek gülümserken bu hali bana Harry'i hatırlattı. Bir ara şimdiki zamandan koptum ve gecmise dondüm.

Gecmis

Harry ile bir kıra gitmiştik. Bana sürpriz yapmıştı ve simdi kırda piknik yapacaktık. Tabii ki bu sürprizine cok mutlu olmuştum. Beni sürekli yaptıgı sakalarla güldürüyordu ve benim bu halime kendisi de gülüyordu. O kocaman ve içten gülümserken icine gömülmek istediğim kocaman gamzeleri ortaya çıkıyordu. O piknik hayatımda yaptıgım en iyi piknikti. O zamanlar daha yeni çıkıyorduk ve Harry beni eve bırakırken beni öpmüştü. Ondan ilk öpücüğümü ilk kez o zaman almıştım. İkimiz de cok heyecanlanmistik. O gün butun gün suratımda aptal bir gülümsemeyle dolaştığımı hatırlıyorum. Harry de eminim öyleydi. Sonra her okul gunu ve her birlikte olduğumuz gün bu öpücükten cesaret alarak beni öpüyordu. Ben de rahatsız olmuyordum. Ah ne güzel günlerdi. Bazen o günleri hala özlüyorum.

Şimdiki zaman

Gemma yaklaşık 5 dakikadir önümde durup ellerini gözlerimin önünde sallıyordu. Dalıp gittiğim icin fark edememiştim tabii. Gemma da fark ettigi icin fazla ustelemedi.

Ona sarıldım ve ayrıldığımızda onu cok özlediğimi söyledim o da bana beni cok özlediğini söyledi. Bavullarını bölüserek babamin 18. yaş günümde aldığı arabama doğru yürümeye başladık. Arabada sürekli yokluğumuzda neler yaptığımızdan bahsettik. Gemma'nin bir sevgilisi olmuş! Bunu anlatırken suratından gülümseme eksik olmuyordu. Belli ki onu cok seviyordu. Bir zamanlar benim Harry'i sevdiğim gibi.

Kısa bir yolculuktan sonra eve gelmiştik. Bavullarını eve taşıdık ve ona odasını gösterdim. Salonda olacağımı söyleyip odadan ayrıldım. O da eşyalarını yerleştirip gelecegini söyledi. Lucy Kevin'la buluşmaya gitmişti. Evde Gemma ile yalnızdik.

Bol bol sohbet edip eğlendiğimiz eski günleri konuştuk. Biz onunla çocukluktan beri arkadaştik. Saat geç olmuştu ve Lucy nihayet gelmişti.

"Neler oldu Lucy? Mutlu görünüyorsun. Yoksa sevgili mi oldunuz?" Diye soruları arka arkaya sıralamaya başladım.

"Evet sevgili olduk ve onu cok seviyorum. Bu arada Katie sana söylemem gereken bir sey var. Bizim gittiğimiz restaurantta Harry'i gördüm ve yanında bir kız vardı. Butun gece sarmaş dolaş yemek yediler ama Harry'nin suratı asıktı. Gözleriyle etrafı tararken beni gördü ve basiyla selamladı. Ben de Kevin'a lavaboya gidip gelecegimi söyleyerek masadan ayrıldım. O da aynı sekilde masadan ayrıldı. İkimizin masasının da görmeyeceği bir yere geldiğimizde beni kenara çekti ve benim burada ne isim olduğunu sordu. Ben de buraya taşındığımı söyledim. Senin de gelip gelmediğini sordu ve ben de gelmediğini söyledim." Dedi. Ben hala duyduklarımı hazmetmeye çalışıyordum. Gemma da en az benim kadar şaşkındi.

Sonra kendime geldigimde Lucy'e benim geldigimi söylemediği icin teşekkür ettim. Gemma yanımızdan uzaklaştı ve telefonuyla birini aradı. Sanırım o kişi Harry'di. Çünkü konuşurken sinirli hareketler yapıyordu. Herhalde onun da o gizemli kadından haberi yoktu.

Konuşması bittiğinde yanıma geldi ve tahmin ettigim gibi konuştuğu kişinin Harry olduğu söyledi.

"Katie, tatlım demin Harry'le konuştum. Benim de o kadından haberim yoktu inan bana. Ama sadece reklam iliskisiymis. Basın Harry'i kadın avcısı olarak gösteriyor. Bu yüzden eğer Harry'nin bir "sevgilisi" olursa böyle göstermeyeceklerini düşünmüşler. Ama hiç mutlu değilmiş. " dedi Gemma.

"İnan bana gercekten üzülmedim ve umursamiyorum. Ne yaparsa yapsın. Ben artık onu hayatında değilim o da benim. Ne yaptıgı umrumda değil." Dedim ve karnıma bir yumru oturdu.

Geç olduğunu söyleyerek odama çıktım ve yatağıma yattım. Düşünüyordum. Sadece düşünüyordum. Acaba gercekten o reklam iliskisi miydi? Harry gercekten mutsuz muydu? Bana ne canım hayat onun hayatı. Ben artık onu umursamiyorum. Ya da kendimi öyle kandırıyorum. Böyle düşünürken uykuya dalmışim.






Bu bölümü aksam yatarken yazdım yani sabahın 3.15'inde falan başlayıp 4'unde bitirdim. Mobil olarak yazdım ve uzun yazdığımı düşünüyorum. En azından burda uzun görünüyor. Bu bölüm de geçiş bölümü gibi oldu. Umarım beğenirsiniz. Lütfen Votelayin ve yorum yapın. Sizi seviyorum xx

Love Will Remember (Harry Styles Fan Fiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin