Son 10 dakika 38 saniye. 37 , 36 , 35 , 34 , 33 Tanrım adam hala yazıyor. Evet ilk dersimiz matematik Muzaffer hocamızın dersi. Namı değer Kılıçdaroğlu. Yeter artık yazmaa! Baştan açıklama yapıyım Kılıçdaroğlu dememizin sebebi ona benzemesi . Şaka değil adam gerçekten benziyor. Benziyor az kalır kardeşi deseler şaşırmam. Adam hık demiş burnundan düşmüş.Herneyse kaç dakika kalmıştı ya? Off altıma edicem . Tuvalete de gidemiyorum . Gidersem ölüm fermanımı kendi ellerimle yazmış olurum. Nasıl mı? Dışarda beni arayan bir manyak varda ondan. Aslında şu an pekte umurumda değil . Kimi kandırıyorum tabiki umurumda. Kılıçdaroğlu hala istikrarla yazmaya devam ediyor . Anlayan var mı peki tabiki de yok. Zaten ilk ders olduğu için çoğu kişi uyuyor. Ahh bende uyuyabilsem. Uykum var ama işte malum tuvalete gitmem lazım.
" İboo " ses yok " pişştt İboo " hala bakmıyor . Hayır çocuk yan sıramda oturuyor nasıl duymuyor anlamıyorum . Artık tahtadaki sorulara nasıl konsantre olmuşsa . İlla bağırmam mı lazım. " Gerizekalıı " sonunda baktı . Elimle bileğimi işaret edip saati sordum . İç çekip bileğindeki saate baktı . Eliyle 5 dakika kaldığını gösterdi . 5 dakika mıı? Bu ders geçmiyor ya . Adelya da gelmedi anasını satıyım. 7 kere aradım cevapta vermiyor . Telefonu yanında süs diye taşıyor. Her zamanki gibi uyuyakaldı. Veya sigara almak için markete uğradı. O sigaraları birgün bir tarafına sokucam görecek.
Başka şeyler düşün Su , başka şeyler. Dersi dinleyenler arasında yer alan İbrahim e tekrar seslendim " İboo" İç çekip bana döndü . Demekki beyefendi duyuyormuş. " Ne var Su? Dersin başından beri saati sorup duruyorsun " diye fısıldadı . " Kaç dakika kaldığını söylesen ölürsün dimi!? " Kaşlarını çatıp " Acelen mi var? " dedi. " Sana nee " Başını iki yana hafifçe sallayıp " Birazdan çalıcak " dedi. Vee sonunda ...
Zil çaldığı gibi sıramdan fırladım. Kapıdan çıktığım sırada biriyle çarpıştım . İlla bir aksilik olucak. Kafamı kaldırmamla sevgili mor saçlı arkadaşım - evet mor - Adelyayı görmem bir oldu . " Zamanlaman süper patlıcan kafa " Adelya gözlerini devirip " Sanada Günaydın " dedi. Yok ben daha fazla tutamıcam . Adelya nın kapüşonlusundan tuttuğum gibi kızlar tuvaletine sürükledim .
Tuvalete girince çifte dingillerle - Lara ve Beril - karşılaşmak son isteğimdi. Kendileri okulun sürtükleri olur. Bu ikisiyle hiç uğraşamam şimdi. Zaten hep istemediğim şeyler beni bulur. Şanssızlık diz boyu.
Lara ağzını gere gere " Aaa bakın burada kimler varmış?! Bidon kafalı ... " dedi.
Yok bu kızlar konuşmasın ya. Bunlar Türkçemizi kesinlikle katlediyor.
" Bidon mu? Lara seviyeni dahada alçaltmadan buradan toz ol bence. "
Beril de arkadaşı gibi tatlı olduğunu sandığı sesiyle " Su bidonu bizimle uğraşma. Senin beyninin suyunu çıkarmayalım. Zaten olmayan beyninden ne kadar su çıkarsa. "
İki sürtükte ağızlarını yaya yaya gülmeye başladılar. Bu ne ya. Seviyesiz espriler.
" Alayınızı sikerim lan sizin . Okulumuzun resmi Kaltakları! "
İkiside Adelya dan bu ani çıkışı beklemiyor olucak ki bir an duraksadılar. Beklediğim bir laftı. Kendisi sinirlendiğinde ağzına geleni söyler. Bu bazen pekte iyi olmuyor tabi.
Beril gözlerini pörtleterek " Sen kime kaltak diyosun ??! " dedi.
" Ben sizden başka kaltak göremiyorum. Sen görüyor musun? "
Evet buna bir son vermem lazım. Yoksa kavga çıkacak. Aslında bir yanım kavga etmeyi iple çekse de , diğer yanım istemiyordu çünkü geçen gün olanlardan sonra paçamı zor kurtarmıştım. Başımı belaya sokamazdım.
" Adelya tamam yeter. "
Biraz daha tutarsam patlıcam. O sırada başka kızlar tuvalete girdi. İki sürtüğüde umursamadan tuvalete girdim. Ohh bee... Hemen işimi halledip dışarı çıktım . Adelya sırtında çantasıyla beni bekliyordu. Ellerimi yıkarken aynadan Adelyaya baktım. Göz altları çökmüştü. Uykusunu alamamışa benziyordu. - Her zamanki gibi - Yine sabaha kadar yabancı dizi izlemişti. " Daha ne kadar kaçmaya devam edeceksin Sucuk? Çocuk seni tanımıyor bile. " (pic smile)
" Biliyorum ama göt korkusu işte . Beni görürse tanıcak diye korkuyorum. "
Adelya gülerek " Kızım ben mi dedim sana çocuğun pantolonunu aşağı indir diye " Adelya bu sefer hönkürerek gülmeye başladı. " Ne yapabilirim Berke sanmıştım. " dedim ellerimi kurularken. " Peki akıllı sucuğum bunu yaparken aklından ne geçiyordu acaba ? " Adelya karnını tutarak gülmeye devam etti .
Aklımdan o sırada ne bok geçtiğini inanın bende bilmiyorum. Onu takmayarak tuvaletten dışarı çıktım . Adelya arkadan beklememi söyleyerek bağırdı. Kimseciklere görünmeden sınıfa gittim mi tamamdır. Köşeyi dönüp sınıfa yürürken bizim sınıftan çıkan Kumsal ı görmemle ona doğru adımlarımı hızlandırdım. Çünkü Kumsal endişeli görünüyordu. Kumsalın endişeli bakışları beni de endişelendirmişti. Kumsal beni gördüğünde koşmaya başladı. Yanıma geldiğinde " Su sıçtın kızım abim heryerde seni arıyor. " dedi. Ciddi misin? Bana bilmediğim bişey söyleyin. Günlerdir boşuna kaçmıyorum herhâlde. Siktir yoksa beni bulmuş muydu? Yok canım yok . Olamaz nalet olsun bu hayat nalet olsun bu deliliğim. Yanımıza gelen Adelya noluyo lan der gibi bakıyordu. Etrafımı kolaçan ederken merdivenlerden çıkan 4'lüyü gördüm.
O an beynim error verdi. İç sesim kaçsana salak diye bağırıyordu. Kaçabilsem kaçarım tabi mal mıyım? Ama ayaklarım yere çivilenmişti. Bu kadar korkacak ne var ki? Aslında bu korku değildi. Genelde endişelendiğimde başıma gelirdi. Endişelenmemin nedeniyse ben olduğumu öğrenecek olursa başımın büyük belaya girecek olmasıydı. Ellerim terlemeye başladı. Vücudum benden izinsiz tepkiler veriyor , kontrol edemiyordum. Kahretsin bu tarafa doğru geliyorlar. Su sakın bakma . Bakma bakma bakma. Yanımızdan geçerlerken yandan bize baktı. Bakmasıyla kafamı başka tarafa çevirmem bir oldu. İyiki bakma dedik. Ona bakamazdım. Çünkü bakarsam anlayacağını adım gibi biliyorum. Kumsal'a göz kırptı ve geçip gittiler. Onlar geçince farkında olmadan tuttuğum nefesimi seslice dışarı verdim. Ve ağzımdan çıkan tek bir kelime oldu;
" Siktir."