Sabah kalktığımda içinde çok büyük bir sıkıntı vardı. Namaz kildiktan sonra giyinip boyandim. Kahvalti etmeden evden ciktim. Kuzenimle erken çıkcaz diye planlamistik. Neredeyse 30dk bekledim ama gelmedi gerizekali. Atladım otobüse gittim otobüs terminaline. O aradı. Nerde olduğumu sordu. Aslında çoktan otobüse binmiş ve şehirden ayrilmistim lakin kendilerinin yeni aklına gelmiştim. Ama"geliyorum"demekle yetindim. Yol uzun olduğu için ben her koltukta olan televizyonu actim biraz müzik dinledim. İçimdeki o korku karın ağrılarıma neden oluyordu bi ara içim o kadar çok bulandı ki kusacağımı zannettim. Nihayetinde beni aradı ve nerde kaldığımı sordu. Meraktan deli olmuştu çünkü yolda telefon çekmiyordu ve o da ben e ulaşamamıştı. Az kalmıştı yoldaki tabelaya bi ara gözüm carpti da 10 km yazıyordu. Neredeyse 15 dakikaya oradaydım.
Kafamı camdan tarafa çevirdim. Geçen sefer gördüğüm kayalıklar hala o kahvrengiligiyle beni bekliyordu adeta. Sonunda otogarin önündeki üst geçide benzer olan yarım daire şeklindeki kemeri gördüm. Yine aynı duygular bastırıyordu:Korku ve yaptığım ihanet.
Otobüs otogar a girdiğinde benim gözlerim onu arıyordu ama yoktu . Otobüsten indim. Ve iç bulantim resmen azmıştı. Koşar adımlarla lavaboya girdim.Kustum. Kustuktan sonra makyajimin bozulmamasina dikkat ederek eli yüzümü yikayiverdim. Yanımdan bi ses" iyi misin? Kötü birsey yok ya" dedi. Sesi aynı erkek gibiydi hatta erkek diyebilirim. Yüzümü yeni yikadigim icin gozlerimi acip kim olduguna bakamadim. Cebimdeki burusuk belki kullanilmis olan peceteyle yuzumu az biraz kurulamaya calistim. Kafami cevirmemle yan tafimdaki fahiseyi gordum. O an bi gulsim geldi hatta hunharca kahkaha atasim ata agir basli kızı oynamaya devam. Kadına "iyiyim sağolun" dedim. Sonra ben çantadan tuvalet ücretini cikaracakken büyük paramin olmadığını farkettim. Ne yapacağımı bilmiyordum açıkçası.Başkasının sehrindeyim buradaki insanların hiçbirini dahi tanımıyorum, rica etsem nasıl bir tepkiyle karşılaşacağımız bilmiyorum. Çok saçma o an ağlayalım geldi. Fahişe kadın ruj kapağını açmış tam sürece iken ona bozuk paramın olmadığını söyledim. Kadin bana o an acikli ve buruk bir sekilde bakti. "Ayy canim kiyamam bende var ben veririm " dedi. Tabi demesiyle benim gözlerinden yaşlar boşaldı. Tutamadım kendimi. Kadin niye ağladığını sordu. Birşey diyemedim çünkü hıçkırıklar adeta boğazıma düğümlendiği hissetiyordum. Fahise kadın yaklaştı ve bana sarıldı, adeta bir anne sefkatiyle sanki bendeki negatif enerjiyi etmiyordu. Tamam ağlama gel çikalim dedi. Cantasini topladi. Ve ciktik. O parayi verdi. Kendimi cok aciz hissettim.
-Buralı değilsin belli, dedi kadın. Haklıydı.
-Evet değilim, dedim.
- Niye geldin peki? O an sana ne be kadın diyip oradan uzaklasam mi diye içimden geçirdim ama o yalvarircasina bakan mavi iri gözlerine kıymadım. Tam cevap verecekken o aradi. Hemen burnumu cektim ve telefonu actim. Otogarin arkasındaki sokakta beni bekliyormuş. Hemen ayağa firladim. Fahise kadina gitmem gerektigini soyledim. O da ayaga kalkti .
-Kendine iyi bak dikkat et., dedi ve bana yine o ana şefkatli olan sarılmasından yapti. Otogardan çıktığımda her yer o kadar yabanciydiki bana hiç birşeyi bilmiyordum. Biraz yürüdükten sonra yan taraftaki üniversiteyi izledim... içimden acaba bende üniversite yi kazanacak miyim, bunlar gibi olabilecekmiyim derken arkamdan bi araba hunharca düdüğüne bastı. E tabi benim de bi çığlık atışım var akillara zarar. 😲 Üniversite deki herkes bana bakti, çok utandım kafamı cevirip tam şoföre küfürü basacakken şoför lafı ağzıma tıktı. "Aşik misin abim? "Universitedeki birkac kisi gulmeye basladi. Ben o an donup kaldim. Birsey diyemedim. Sonra sofore döndüm. Ama güneş o kadar kavurucuyduki şoförün yüzünü bile göremedim tam olarak. Sonra kendimi topladım ve bir daha baktım bu oydu, bu şehre geliş sebebim di.
-Evet aşığım, diye haykırdı resmen. Hemen bana koştu ve sımsıkı sarıldı kollarını belime öyle bi doladiki belim kopacak sandım. Bana sarilirken aynı zamanda kafasını boynuma koyup nefesini içine çekti. Benim bunu çok sevdiğimi biliyordu çünkü. Tabi üniversitedeki öğrencilerde bizi şaşkınlıkla izliyordu. Arabaya bindik. Biner binmez yanağından onu içime çekerek öptüm. Bu da onun hoşuna giderdi zaten.