MAĞARADAN ÇIKAN PEYGAMBER KADAR İLGİNÇ HADİSELER

OTOPARK HADİSESİ

Sabah hastane otoparkında yanına gelip 'para istemez hoca, açım, simit al hoca' diyen Suriyeli çocuklara yaptığı iyiliği önüne gelene değilse bile, yakınındakilere anlatarak övülmek, övülmek ve övülmek istiyordu. Durduramıyordu içindeki takdir edilme arzusunu.

"Çoğunda var, bir ben değilim"

Nasıl da iğrenç bir ikilemde bırakıyordu insanı. Yaptığın şeyin değerini sıfıra indirip karşılığında iki üç insandan, pek kısa zamanda unutulup gidecek bu hadiseyle övgü beklemek, nasıl da aptalca geliyordu bir yandan. Hem öyle muhkem de değildi hikayesi. Kaç kişi şahit olmuştu, hiç.. İçi içini yiyordu yine de.

"Övülmek benim de hakkım değil mi? Hem geçen Heraklitos da anlatıyordu Yunan kadına ettiği iyiliği. Kadın, H.'yi yücelte yücelte bitirememiş, çevredekilere de seslenip 'bu adam bir aziz' demişti. Bunu bize anlattı mı, anlattı. Ben niye övgü istemekle suçlu olayım?"

Bir fırsat arıyordu. Ha deyip lafa girilmezdi. Bu halde ava giderken avlanmış olurdu; küçük düşerdi. Belki kendisini övecek potansiyel 'övücüleri' bariz şekilde övülmek istediğini anlarsa yüceltmek yerine, tam tersine ağır şekilde yerebilirdi. Gururu incinir miydi, elbette.

"Heraklitos olayını anlattığında ben ne düşünmüştüm? Evet, sinirim gerilmişti. Bunun ne lüzumu var da anlattın şimdi hıyar herif, demiştim içimden. Ama benimki başka. Benim yaptığım daha makbul bir davranış olsa gerek H.'ninkinden. İşin içinde çocuk var, fakir doyurma var.."

Tanrı, insana kendi ruhundan üflerken ego ve yüceltilme isteği de kaçmıştı araya. Bunun sıkıntısını, ikilemini yaşıyordu o da. Vicdanı ve inancı anlatmamasını salık veriyordu. Öte yandan ego denilen yedi başlı ejder, alevlerini saçarak içine büyük sıkıntılar salıyordu.

Biri vardı mesela, övülmekten hoşlanan, hoşlanmadığını da söylemeyen lakin mütevazi ayağına yatan biri. Övüldükçe leş suratındaki yeşil dişleri meydana çıkardı. En sığ "estağfurullah" vıdı vıdısı bile diline gelmezdi; öyle tatmin oluyordu ki... Ama kendisi başkaydı gerçekten de, aslında övülmekten pek öyle haz aldığı yoktu ama arada bir kim istemez, diye düşünüyordu. Ayrıca şu olay, tadından yenmez bir kalitede övgüyü hak ediyordu.