Normal günlerden biri.. Sabahın yedisi. Gözlerim perdeyi yaran güneş ışığından kamaşarak uyandım. Bir de telefonumun titremesinden. Mesaj falan değildi. Biri arıyordu. Uyku haliyle kimin aradığına bakmadan açtım.
"Alo"
"Ben Win"
Adını söylemese de tanırdım.
"Günaydın" dedim. Ama aynı cevabı alamadım.
"Hemen aşağı in" dedi.
Neler olduğunu anlamaya çalışırken yatağımdan doğruldum. Balkondan aşağı baktığımda Win arabada bekliyordu. Rahat tavırları vardı. Ama bu ortada bir sorun olmadığı anlamına gelmiyordu. Çünkü o her zaman rahattır. Gerçekten 'her zaman'.
"Geliyorum" diyip kapattım telefonu. Hazırlanıp aşağı indiğimde arabanın üstündeki küçük çöküğü farkettim. Sağ arka camında da kan vardı. Kaza yaptığını sanmıyorum. Anlaşılan Win gece rahat durmamış.
"Anlat" dedim.
"Kavga ettim"
"Beni aramalıydın"
"Önemli bişey değildi Boly"
Bana 'Boly' der. Soyadımın ona göre kısaltılmış hali. 'Myron Bolitar'
"Yine de haber vermeliydin" diye çıkıştım onun için endişelendiğimi az da olsa belirterek. Aslında endişelenecek bişey yoktu. Win'in tek yumruk bile yemediğini biliyordum. O tam bir dövüş makinesidir.
"Tek sorun yanlış serseriye çatmış olmam" dedi Win. "Belediye başkanının kardeşiymiş. Ama bunu haketmişti. Onu iki yandaşıyla birlikte ara sokakta bi kızı rahatsız ederken gördüm. Fazlasıyla rahatsız ediyorlardı"
Başımı çevirip arabaya tekrar baktım.
"Arabadan ne istedin dostum"
"Kullanmam gerektiğinde herşeyimi kullanırım Boly" diyip gülümsedi pişkince.
"Şimdi napacaksın" dedim.
"Sen de benimlesin dedektif bozuntusu"
Hemen yola koyulduk. Nereye gideceğimizi tahmin edebiliyordum. Win'in New Jersey'deki malikanesine. Bikaç dakika sonra trafik polisi kenara çekmemizi istedi. Ne garip ki sadece bizi çevirdi. Normal trafik çevirmesi falan değildi bu. Polisin tavırları da hiç hoşuma gitmedi. Win de benimle aynı fikirdeydi.
Polis karşımızda durup elini silahına doğrulttu. Ben neler olduğunu anlamaya çalışırken Win bi anda gazı kökledi polise çarptı ve durdu. Çarpmanın sesiyle aynı anda bir el ateş sesi yankılandı caddede. Herkes kaçışmaya başladı. Win'e baktım bişeyi yoktu. Anlaşılan polis bozuntusu ıskaladı.
Arabadan inip soğukkanlı bi şekilde yerde yatan adama yöneldi Win. Üstüne eğilip boğazını sıktı bir anda.
"Kimsin sen" diye fısıldadı.
Adam ağzından kan akarken gülümsedi. Sinir bozucuydu 'çaresiz haldeyken pişkinleşmek'
Adam şu sözleri mırıldandı son nefesleriyle;
"Her yaşam bir başka ölüme bağlıdır"