Kalktık , yolda yürümeye devam ettik.
Ben-Nereye gidiyoruz?"
A-Bilmem yol bizi nereye götürürse"
K-nasıl nereye götürürse ya kaybolursak?Napıcaz o zaman?"
A-Benim gibi yakışıklı bir bey yanında olduktan sonra kaybolman imkansız tatlım"dedi sırıtarak.
Bana tatlım dedi.Me şok.Ben-Ben pek öyle sanmıyorum ama bakıcaz"dedim
Gene yürümeye devam ettik diyemiycem çünkü kocaman taşa takılıp düştüm.
A-Ne oldu bi şeyin var mı?Ezra iyi misin?Abi bi cevap ver ya?"Bana abi dedi -,-
Ben-Yok iyiyimde kolum biraz acıyo."dedim.
A-Hadi ya?!Çok acımıyo dimi?!"
Ben-Yok yok,iyiyim."dedim.Yerden destek aldığım elimi çekip kalktım.Aksel beni bekliyordu.
Ben-Bi işim var beni bekleme gelicem yakalarım seni zaten.Peki dedi ve yürümeye devam etti.Ne "nereye"
dedi nede başka bir şey.Bi işim yoktu sadece biraz kendim olmak istiyordum,yalnız kalmak gözlerimdeki imkansızlığı yok etmek istiyordum belki de.Onunla siyah,beyaz gibiyiz.O başka ben başka.Ama ondan nasıl hoşlandığımı çözemiyorum.Ne zaman çözmeye çalışsam,hayaller kurup öylece duruyorum.
Oturduğum yerden akseli izliyorum.
Bekleme dediğim halde bekliyordu.
Bekliyordu,etrafına bakıp gelmemi ister gibi , özlemiş gibi , kokumu almış gibi . Gördünüz mü? Gene hayal kurdum.Çünkü aksel beni ne bekliyor,nede etrafa bakıyordu.
Hayaller aleminin en saf kızı olduğumu tekrar kanıtlamış oldum.Ne olurdu aksel beni sevseydi?Ve ya hiç olmazsa öyle yapsaydı?
Yada bırakın sevmesin.Duygularımız karşılıklı olmadığı sürece seviyorum demesinin bi anlamı yok.Şimdi beni
Bırakıp gitti desem,yanıltsa beni ama oda ne?Kendine gel ezra.Aksel bu,hiç senin hakkında aşkla ilgili bir şey geçer mi aklından.Çalılıkların arasından kalkarken elime sivri,minik bir diken battı.Küçük olmasına rağmen acıtmıştı.Elimden akan minik kanın durması için elimi ağzıma getirip emdim.Kan gitmiş sayılırdı.Elimi eşortmanıma silip ilerledim.E malum aksel evde beni bekler(!).Ağaçların,kuşların vızıltıları kulağıma fısıldıyordu.
Ağzımın kenarıyla burukça gülümsedim.Gözlerim yer ile birleşti tekrar.Hem başlangıç hemde ölüm noktam olan yer ile..
Adımlarımı sayarak attığım günlerimden birini yaşıyorum gene.
Eve vardığımda kapı hafif aralıklıydı.
Ev dediysem,yürürken karşımıza
Çıkmış eski püskü milatlık bi tahta birikintisiydi.Pencerenin içindeki perdeler rüzgarla bütünleşip sallanıyorlardı.Gözlerimi
Kısıp,merakla içeri girdim.Aksel kapıyı niye açık bırakmış ki?Merdivenleri çıktım ve içeri girdim.Sıcak sobanın içindeki tahtaların gıcırtısıyla
Uykuya dalmış uyuyordu.Dağınık saçları,uzun parmaklarını gözden geçirdikten sonra iç geçirdim. Keşke
Sevseydi be beni.Sevseydi güzel olurdu aslında.Güzel biz olurduk.
Ama niyeyse sevmiyo beni?
Sevmek istemiyo,yüzümü dostça bakıyordu.Onunda bana aşık olduğunu sadece bir yerde olabilir mi? demiştim.Kalp atışları demişti.
Kalp atışları,atıyormuydu gerçekten onunda benim için kalbi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZRA
RomanceSorun o değil işte. Sorun beni bırakması. Beni yarı yolda bırakması. Gök beyaz yeryüzü siyah. O ise gri. ...Eşsiz... Şöyle ki kalbim; Gerçekler acıymış özür dilerim, anlayamadım. ||gökyüzü||