Kan ter içinde uyanınca bu saçma rüyayı düşünmeme kararı aldım. Cameron'ı öldürmek ve ben? Kökümüzü kazırdı. Sabahın yedisinde Edis beni yanımda yatarken dürtmüştü. Evet doğru duydunuz erkek kardeşimle beraber yattık. Erkek kardeşimle! Masanın üstüne baktığımda kıyafetlerimi bulamadım. "Edis. Kıyafetlerim nerede?" Kurnazca bir gülümseme attı. "Şey, onları az önce yok ettim. Fazla açıklardı. Onları giyemezdin." Onu öldüreceğim! "Kaç Edis." Ellerini yeni yaptığı saçlarına atıp karıştırdım. Neredeyse ağlayacaktı. Neden bu kadar seviyor saçlarını?
Dolabı açıp kıyafetleri karıştırdım. Elime geçen siyah askılı yarım tişörtün altına yırtık kotumu geçirdim. Siyah topuklularımı ayağıma geçirdikten sonra aşağıya indim. Edis'in gözleri büyüdü. "Ciddi olamaz değil mi Semih abi?"
"Edis o bir genç kız. Kendini koruyabilecek özellikte. Bence kafana takmamalısın. Bak çok yakışmış. Artık birde şu abi-abla olayını kaldırsak da anne-babaya geçsek iyi olacak." Zafer gülümsemeleri atarak mutfağa ilerledim. "Günaydın anne." Şaşkınlığı uzun sürecek gibiydi. Ellerini omzuma atıp sıkı sıkı sarıldı. "Seni kendi kızıma benzetiyorum. "
"Biliyorum çocuğun olmuyormuş. Ama sen beni gerçek kızın yerine koy. Bende seni annem yerine... Hadi annecim. Çıkmalıyız." Gözleri dolup taştığında ellerimle sildim gözyaşlarını. Senelerdir Melda ablanın yani bir nevi annemin yeri bende farklıydı. Güçlerimi onun sayesinde geliştirmiştim. "Ağlama anne. Makyajın akacak." Güldü ve evden çıkmak için hazırlandık. Edis ve ben arabayı aldık. Annem ve babam bizi okula bırakıp çıkmıştı.
Okulun kapısından girerken herkesin gözü üzerimizdeydi. "Kendimi korumasız dolaşan ünlüler gibi hissediyorum. Saldıracak gibi bakıyor kızlar." Ellerini ovuşturup bana döndü. "Sanırım erkekler iyi bir dayak yiyecek küçük kız kardeşim." Müdürün kapısını çalıp kendimizi içeriye ittik. Müdür zil çaldığında bizi sınıfımıza götürmek için kaldırdı. "Biliyor musunuz? Oğlum ile aynı sınıftasınız. Aras ile..." Okulun süper popüler çocuğu oydu demek. Gülmekle yetindik. "Aileniz ile sıkı bir dostluk kurmak isterim. Oğlumla iyi anlaşacağınızdan eminim."
"Tabii ki efendim. Eminim onlarda sizinle görüşmek için can atıyorlardır kesin." dedi imâlı bir şekilde Edis. Dirseğimi karnına geçirip somurttum. Müdürle dalga geçiyordu resmen. Müdür sınıfın kapısını açınca biraz durakladım. "Of!" çekerek Müdürün ve Edis'in arkasından sınıfa girdim. "Bütün herkesin bizi incelemesi ne kadar berbat!" dedim Edis'in kulağına.
"Aynen öyle küçük kız kardeşim. Aynen öyle."
Müdür bizi tanıttıkdan sonra Aras'a bizi okulu gezdirmesini söyledi. Ne kadar havalı bir çocuğa benzediğini siz tahmin edin. Bir Aras'ın yanı boştu bir de bir kızın yanı daha. Edis, Aras'ın yanına oturacak iken Aras elini sandalyeye koydu. "Gel bakalım." dedi bana. Edis yüzüme 'Hayır!' dercesine baktı. Öğretmen de o kızın yanına koydu Edis'i. Sinirden küplere binmişti. Kız Edis'e hayran hayran bakarken neredeyse Edis de onun içine düşecekti. Aras'ın yanına oturup gözlerimi ona çevirdim. "Selam. Ben Aras." dedi elini uzatarak. Elini sıkıp "Bende Almina." diye cevapladım.
Öğretmen ders işlemeyeceğini belirtip kitap okumaya başladı. Biz de Aras ile sohbet ediyorduk. "Adına bir kolej olması nasıl birşey?" Güldüğünde gözleri beni süzdü. "Bence iyi birşey değil. Herkes beni zengin, havalı, burnu havada bir çocuk gibi tanıyor. Benimle arkadaş olmak için adım bile atmıyorlar. Müdürün oğluyla yakınlaşmanın onların okul hayatını etkileyeceğini düşünüyorlar. Bir iki kişi dışında kimseyle konuşmuyorum bile."
"Bence çok iyi anlaşan iki arkadaş olabiliriz. Ne dersin?" Gözleri büyüdü. "Yani benimle takılacak mısın? Teneffüslerde onunla gezebilecek, evlerine gidip film izleyebilecek bir arkadaş gibi mi? Bir dost gibi?" Kafamı evet anlamında salladığımda ellerini ellerime attı. "Sen! Sen harikasın!" Edis öksürerek yanımıza geldiğinde elimi elinden çektim. "Kız kardeşim."
"Efendim erkek kardeşim." Onu öldüremek istediğinden eminim. "Aras değil mi? Ben Almi'nin ikiziyim." Elini uzattı. "Merhaba dostum. İkiz olduğunuzu bilmiyordum." Söyleme gereği duymamıştım. Çünkü sormamıştı. Zil çaldığında Aras, Edis ve beni kafeteryaya götürmek istedi. Edis ona ısınıyor gibiydi. Dediklerine gülüyor ve yakın davranıyordu. Şaşırtıyorlardı beni. Bütün okul bizi görünce fısıldaşmaya başlamıştı. Alışmak zor olacaktı. "Şu kız kim?" Edis kısa şortlu, elinde voleybol topuyla bize doğru gelen kızı süzüyordu. "O kuzenim. Adı Sema." Kız masamıza gelip hiç sormadan oturdu. "Selam kuzi. Selam tanımadığım yakışıklı bey ve zevksiz kız." Edis'e döndüm. Ona sarılıyormuş gibi yapıp kulağına eğildim. "Ben kızı yolarım Edis." Güldü. Düşüncelerini okumamı sağladığında "Bana yakışıklı dediği için mi yoksa sana zevksiz dediği için mi?" diye geçirdi aklından. "Selam. Ben Almina. O da ikiz kardeşim. Adını bilmesen de olur."
Edis'in yanımdan kalkıp o kızın yanına oturuşunu izlemek beynimi durduruyordu. "Onu takma, hep böyledir. Ikizim beni pek paylaşamaz da, çok sever abisini. Ben Edis. Çok memnun oldum Sema." Çapkınlık ayağına beni sinir edeceğini sanıyordu. Ama yanılıyor. "Aras, beraber dışarı çıkalım mı? Rahat konuşsunlar." Edis şok olmuş durumda bakıyordu. "Tamam. Görüşürüz gençler." Abimi o kızla bırakıp dışarı çıktık. Okul cidden güzeldi. İçimde büyüyen bir dalgalanma bir özelliğin bana doğru geldiğini söylüyordu. Sonrasında kesilen dalgalanma benden uzaklaştığını söylüyordu. Işimiz zordu. "Almi?" Aras'ın bana böyle hitap etmesini istemediğimi söylesem kırılır mıydı? Kırılırdı.
"Efendim adına okul olan zengin çocuk?"
"Çok güzelsin yeni arkadaşım."
"Teşekkürler. Biliyorum öyleyim."
"Ukala." Kahkaha attığımızda bize doğru yaklaşan sözde abim telaşla gözüküyordu. "Almi kalk. Acil. Görüşürüz Aras." Kolumdan tutup okulun önünde bekleyen taksiye beni resmen fırlattı. "Evde işler karıştı. Büyük olanda." Had'i kastediyordu. "Korktuğumuz oluyor." Camerlar sızmış olmalıydı. Yaklaşık 5 dakikada eve geldiğimizde yanık et kokusu aldım. "Semih abi öldü. Melda ablayı da Cameron kaçırdı. Semih abi beni aradığında hemen buraya ışınlandım. Ama yetişememiştim. Melda ablayıda götürmelerine engel olamadım." Ceset mutfakda üstene birşey serilmiş yatarken bile duman çıkıyordu. "Bana niye haber vermedin? Ben neyim bu evde? Sadece küçük bir kız çocuğu mu? Bana nasıl haber vermezsin Edis. Ben engel olabilirdim." Suratına yumruğumu geçirmek istiyordum. "Zaman yoktu Almi. Üzgünüm."
"Hadder neredeymiş?" Bilmiyorum dercesine hareket yaptı. "Geri dönüşü yok biliyorsun dimi?" Cidden üzgün gözüküyordu. Elindeki yanıklara ve yüzündeki morluklara bakılırsa cidden çabalamış. Çaresizde oturmuş cesede bakıyordu. "Camları aç. Koku çıksın evden. Hadi bir yerden başlamamız gerekiyor Edis. Böylece oturup Camer'ların gelmesini mi bekleyeceğiz?" Hayır dercesine yerinden fırladı. "Cameron'ın ölünü benim elimden olucak." Bir anda ışınlanıp gittiğinde ne olduğunu anlayamadım. Kendini imha etme ihtimali aklımı zorluyordu. Başına birşey gelirse?
Onun için endişeleniyor olmam sanırım iyi birşey. Hadder ile tekrar eve geldiğinde hiçbirşey demeden Semih abinin cesedini alıp yok ettiler. "Almi! Nasıl oldu bunlar?" Yüzündeki korku...
"Bilmiyorum. Ben okuldaydım. O da. Nasıl haber aldın bilmiyorum ama Edis bana haber vermen gerektiği kesindi. Nasıl tek başına böyle bir işe yardım etmeye kalkarsın. Ben önleyebilirdim."
Edis baştan aşağıya titremeye başladığında Hadder ile birbirimize döndük. Kendini imha edecek!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Eli
ParanormalHer karanlıktan uzanan bir el yardım bekler. Bilmedikleri tek bir şey vardır. Her özel kişi bir özellik taşır. Özel insanlar bir araya geldiğinde ise üstesinden ne sen gelebilirsin, ne de bir başkası. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ "Almi! Sakın o ak...