Yazamamak nedir bilir misin ?
Kafanda yüzlerce yazılmayı bekleyen kelime varken.
Kalemi elime alıp yazmaktan aciz ruhum.Aslında korkuyorum yazmaktan değil anlaşılamamaktan..
Ama umrumda değil artık biliyor musun.
Kafa mı boşaltmalıyım !
Çünkü ölüme giderken sessizce , kafamda sesler istemiyorum.Yazıyorum , okuyacaksın ve hiç birşey anlamayacaksın.
Ama dedim ya umrumda değil. !Seni özlediğimi düşündükçe,kendimi kuduz bir köpek kadar yanlız hissediyorum.
Sessizleşiyorum oysa konuşmayı ne kadar sevdiğimi bilirsin..
Gece,en güzel ninnileri söylerken bile susamazdım.
Ama şimdi biraz sese nasıl da ihtiyacım var.
Sadece biraz ses kaldıramıyorum bu yanlızlığı.Oysa nasıl da çoğul yaşıyordum seninle herşeyi.
Şimdi çıkıp gelsen,işte burdayım desen.
Kendimi iyi hissetmem sadece sessizce gülümsemen bile yeter...
Yanlız ruhların kalıbına sıkışmış sözler yazmak istemiyorum.Ne cenneti merak ediyorum ne cehennemi.
Çünkü varlığınıda gördüm yokluğunuda
Varlığında cennet misali saf ve temizken herşey.
Yokluğunda cehennemden daha berbat karanlık kirli herşey.
Seninle alıp veremediğim yok , verip alamadıklarım var.Gel bağrına bassın seni kuytularım,seninle her kalabalık kuytu kalır.
Sırf bu yüzden seni bekliyorum , yoruldum artık.!
Sözlerimi ayıklayıp onlarla çoğalmak istiyorum.
Gel artık ! yanlızlığı sevmiyorum.Seni düşündükçe yanlız hissediyorum kendimi.
Susuyorum Kafamda ki düşünceler aklımı başımdan alırken.
Susmak tarifi olmayan bir acı.
Susmak...
Ölmek mi ?
Yaşamak mı ?
Sorusunu cevapsız bırakıp susmak.Taşıyamıyorum bu yanlızlığı.
Gel artık ! yanlızlığı sevmiyorum.
Yoruldum artık..Sevmiyorum sözlerimi 3 yıl önce bugünün gecesinden kalmayım.
Sana yanlızlığı anlatamam yetersiz kalırım...
Fakat bil ! artık eskisi gibi değil aynalarda suratım.
Sevmiyorum aynaları !Tuttuğunda terleyen ellerim.
Seni beklerken buz tuttu , çözebilmek için defalarca ovuşturdum.Gözlerimi diktim yoluna yokluğunu hissedene dek.
Kim bilir kaç geceyi sensiz sabahlarla buluşturdum.Bir nefes daha sigaramdan ciğerlerime damladı.
Sensizliğin soğuk odasında çatlak dudaklarımda ölümün tadı.Kulaklarımda beni intihara sürükleyen melodinin huzur dolu notası.
Gözlerim kısılıyor kaçarı yok artık..
Gel kaldır hayallerimden geriye kalan yıkıntıları üzerimden kurtar beni boğarak öldür.
Acele et zamanım azalıyor ,tükeniyor ömrüm.
Kaldır yıkıntıları gözlerinle gör acı gerçeği.
Ben hep eksik kaldım sana...
Ama sen hep aynı sendin.
Yoruldum artık!
Sakın gelmeyi düşünme !Seni bana getiren o köprü yıkıldı çoktan.
Artık vakit çok geç sevgilim.
Sana verdiğim sözü yerine layığıyla getiriyorum.
Ölene dek beklerim demiştim ya hani.
Ölüm yaklaşırken buz kesmiş bedenimle.Ben daha seni bekliyorum sevgilim.
Bi gün geleceksin beni bıraktığın yere.
Ve tamamlanmamış bir tablo göreceksin.
Ve sen asla tamamlayamayacaksın tabloyu.Geride sana kırılacak tabacaklar,camlar,pencereler bırakıyorum.
Ve azrail tam karşımda penceremden bana bakıyor.
Son satırlarımı yazarken bekleyecek merak etme.
Seni sevdiğimi söylerken bile,yaşıyordum yanlızlığı.
İşte kendimi bu yüzden sevmiyorum.
İşte tamda bu yüzden hayatıma son veriyorum.Son isteğimi belirtmeliyim ölmeden.
İstek değil aslında bu bir rica...
Ben öldükten sonra, rahat rahat ağlayın.
Çünkü ben ölüşüme ağlayamadım.
Ve gülümsüyorum sevgilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuzluk Senfonisi
Teen FictionTarzınız olsun.. Hedefiniz olsun.. Çizginiz olsun.. Prensipleriniz olsun.. Farkınız olsun.. Sınırlarınız olsun.. Velhasıl kelâm her şeyiniz size has; nev-i şahsına münhasır olsun.. Davranışlarınız taklit, düşünceleriniz satılık, değerleriniz ema...