ASK TERAPISI

2.BÖLÜM

Yine evimin sessiz duvarları,yine bir hüzün yalnızlığımın matemi.Artık alıştım da bu duruma gerçi öncesinde de bir fark yoktu sanırım.

Üniversite den sonra ki belirli saatler de parttime çalıştığım kefeye gitme saatimin daha gelmediğini fark ettikten sonra biraz araştırma yapmanın iyi bir fikir olduğuna karar verip, terapistlerini araştırmaya başladım ve elime geçen birkaç tane telefon numarasını alıp daha sonra görüşmek üzere not ettikten sonra kafeye doğru yol aldım.

Çalıştığım kafe küçük sakin bir yer aslında fazla da bir müşterisi yok ama devamlı gelen aşık çiftleri veya sessizliği seven insanları var.Çoğu kişi bilmiyor ama sayılı ve güzel müşterileri geliyor.

Bu kafeyi işletenler ise tatlı mı tatlı bir çift.Hiç çocukları olmamış tek yaşantıları da burası sanki bu kafe onların evi gelen müşteriler de onun çocukları gibi.Bende bu çocuklardan biriyim galiba hiçbir zaman kendimi bura da bir çalışan gibi hissettirmediler sanki ben onların kızı onlarda benim ailemmiş gibi bu durumun beni çok mutlu ettiğini de görmezlikten gelemem.

-Geldin mi deli kız

-Geldim şeker parem

-Ağzından yine bal damlıyor bakıyorum da.

-Oy tontişim benim seni görüp de bal damlamaması olur mu hiç.

-Dur kız kopardın yanaklarımı yine,deli şey seni.

-Nerede benim yakışıklım.

-İçeride zampara

-Ne oldu yine neden kızdırdı seni

-Müşteriyle bir sohbet bir muhabbet kahkahalar havada uçuşuyordu.

-Kıskanç seni sana öyle gelmiştir o yanlış anlamışsındır.

- Hıh hiç de bile

-Söyle kızım söyle dinlemiyor beni.

-Oyy yakışıklım da gelmiş

-Geldim ya yaşımız kaç oldu hala kıskanıyor beni

-Kıskanırım tabi

-Yahu hatun kıskandığın kişi de 18 veya 19 yaşında genç bir kız

-Olsun kıskanırım yine de

Onların bu tatlı didişmelerine de hayran olmamak elde değil onları gördükçe bir gün bende böyle sevilip severmiyim diye düşünmüyor değilim tabi ama kim alsın beni bu çeneyle bu tembellikle.

-Yine nerelere daldın deli kız

-Hiç,müşteri geldi onunla ilgileneyim sonra görüşürüz şeker parem.

Yanlarından kaçarak uzaklaştığımı söylememe gerek yok sanırım. Müşterilerle ilgilenmek,çalışmak daha iyi hissettirdi tabi bu bana yorgunlu olarak geri döndüğü gerçeğini yok sayarsak.

*

Yeni bir güne merhaba diyerek çalmaya başlayan saatimin alarmıyla başlamak gerçekten çok hoş demek istesem de diyemediğimden dolayı bir of edasıyla yeni güne başlamış bulundum.

Pazartesi gününü hiç sevmediğimi tekrar kendime hatırlatarak yatakla aramdaki samimiyete bir ara vermiş olup banyo ya doğru ağır aksak adımlarla ilerleyen ben bir duşun uykumu acar kendime gelirim düşüncesini de çürütmüş bulunmaktayım.

Geçen haftanın yorgunluğunu hala üzerimden atamayan ben bir de bunun üzerine hem staj hem de mezuniyet tezi için ikisi bir arada yürütebileceğim bir yer aramakla bir haftamı daha geçirdim. Neyse ki bu çabalarım bir sonuç verdi de istediğim gibi bir yer buldum.Tabi kendisini ikna etmem hiç de kolay olmadı da adamın başının etini yemem sonucu da adam bu kadar dırdırı kaldıramadı tabi neredeyse kapısında yatmadığım kalmıştı ama sonuç tabii ki de ben kazandım.