Kimsin sen? Ey, bendeki yabancı!
Adın değil sana sorduğum ya da diğer dünyaya ait diğer teferruatlar. İçime terk ettiğin, beni benden kovan bendeki seni soruyorum. Kimsin sen? Adın, şanın, namın... boş ver şimdi bunları. Hem zaten ölünce hepsi unutulacak değil mi, ardından? Şimdi söyle aşk mısın? Yoksa heves mi? Aşk diye umduğum bir hezeyandan mı ibaretsin yoksa?
Kimsin sen? Ey, bendeki yabancı!
Konulur mu bendeki bu duygunun adı? Adının geçtiği her cümlede hissettiğim karmaşanın, senin ile ilgili her düşüncemin dolaşmasının, ruhumda açan sabun köpüğünden kanatların... Bir adı var mı? Hangi kelime anlatır bendeki seni? Hangi alfabe seni anlatmak için vardır? Haykırarak susmak mıdır seni anlatmanın en güzel yolu? Yoksa ilmek ilmek dizelere nakşetmek midir?
Kimsin sen? Ey, bendeki yabancı!
Nasıl karıştın böylesine bana? Gönlüm, aklım, kalbim, fikrim, ruhum nasıl boyandı sana? Kendi renklerini bulaştırdın bana? Gözlerimden bile taşıyor bendeki varlığın. Gördüğüm, duyduğum... Bildiğim, söylediğim... Hissettiğim... Gerçeğim, hayalim... Neye dokunsa parmak uçların sen oluyor, neye dönsem sen kokuyor.
Beni benden kovan senin, gönlünün önündeyim artık. Yüklendiğin soruların yorgunluğu altındayım. Bana bir cevap borçlusun, unutma! Sana tekrar ve tekrar soruyorum...
"Kimsin sen? Ey, beni benden alan! Bendeki yabancı!"
~Alem-i Hayal
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Odunun Gizli Defteri
PoetryBir odunun yazdığı şiirler ve şiir tadındaki küçük yazılar ~Âlem-i Hayal
