BİR ÇİFT KAHVERENGİ GÖZÜN NEFRETİNİ KAZANMAK

47 8 0
                                    

'Akiha?'
Anıl'ın kollarından sıyrılıp arkamı döndüğümde Emre'nin bize doğru geldiğini gördüm. Ne yapacağımı ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Emre'nin ve Anıl'ın gözlerinin kesiştiğini gördüm ve ben hayatımda daha önce hiç bu kadar çok korkmamıştım. ' Ama daha bu sabah..' dedi Emre yutkunarak, kırgınlıkla. Üzgünüm dercesine gözlerine bakmakla yetindim. ' Yazık' diyerek karşılık verdi bana gözleriyle ve ardına bakmadan gitti. Peşinden gitmek, özür dilemek istedim ama yapamadım, Anıl vardı. Yapamazdım. Ayağa kalktı, beni de kaldırdı. 'Hadi' dedi ' Gidelim'. Cevap vermedim yürümeye başladım nereye gideceğimizi biliyordum.
Buraya 2 yıl sonra ilk kez onunla geliyordum. İlk kez nefes alıyordum burada. Kucağına aldı beni, hamağa yatırdı ve yanıma uzandı. Kolunu yastık yaptı başıma. Gözlerimi kapattım. Hesap sormak, ağlamak istedim o an. Ama yanımdaydı, yaramızı deşmeyecektim, bunu yapmayacaktım. Sustum birazdan başlar şarkıya diye düşündüm. Gözlerimi açtığımda ise sessizce ağladığını gördüm. " Gece gökte yildizlarda dinleyun dertlerumi " diye başladım. Gülümsedi, devam etti. "Yârde iman kalmadı hoy nayino, bilmeyu hallarumi." Gözlerimi kapadım yeniden,memleketimdeydim.
Gözlerimi açtığımda karşımda ilk onu görmek. Ya Rabbim bu nasıl bir hediyeydi? Bir süre uyuyan ölümü izledim. Daha sonra telefonumu aldım elime. Tahmin ettiğim gibi Anıl anneme beni merak etmemesi için mesaj atmıştı. Emre'nin mesajları o uyuduktan sonra gelmiş olmalıydı. Benden nefret ettiğini yazmış sayfalarca, sadece özür dileyip telefonu bıraktım. Ona sıkıca sarılıp gözlerimi kapattım. Ellerini saçlarımda hissettim 'Huzur kokuyorsun.' dedi. ' Bir daha.. ' diye başlayacak olan cümlemi tamamlamama izin vermedi. 'Şş' diyerek susturdu beni. Yanımdan kalktı sonrada beni kaldırdı. Eve bırakacaktı beni. Elini tuttum, sıcacıktı. Eve kadar hiç konuşmadan yürüdük. Evin önüne geldiğimizde ' Saat ' dedi ' Sabah 8'de' Başımla onayladım. Alnımdan öptü. Bende elini dudağıma götürdüm daha sonra o da benim elimi.
Eve girdiğimde okul çıkış saatinden çok sonraydı. Annem içeriye girdiğimde neler oluyor der gibisinden baktı kafamı hayır anlamında salladım konuşabilecek hâlim yoktu. ' Yaz o zaman' dedi. İşte bunu yapabilirdim. Yukarıya çıkıp bir şeyler karaladım, mutfak masasının üzerine bıraktım.
" Memleketimi buldum, memleketim de beni, benim kadar özlemiş. 15 asır boyunca ara vermişim memleket özlemine ben. Ben memleketimi buldum. Memleketimi kokladım bu sabah. 2 senelik ölümün ardından bu gün yaşadım ben yeniden. Ben bugün bir çift kahverengi gözün nefretini kazandım. Ama memleketimi yeniden kaybedemezdim. Ben yaramı deştim yeniden, bu sefer çok acımadı. Çabuk geçicek bu sefer. Bu sefer onun gidişiyle ölmeyeceğim. Gitmeyecek çünkü. Ben bu gün memleketime sarıldım. Ben bu gün sadece nefes aldım, sadece benim olan memleketimde. Bu sefer ölmeyeceğim. Son 15 'dir mutluluğu buldum sandım, mutlu oldum sandım. Olmadım. Olamazdım. Bana, benim ona yazdığım şiiri gönderdi. Öznesinin o olduğu. Yarın sabah 8'de. Hatırlıyor musun? Bana 'Seni bir sabah saat 10 da kaldıracağım o güne kadar kademe kademe.'
demişti. Bu sefer 7' de değil."
Annem yazdıklarımı anlardı, her zaman anlamıştı. Okumuş olacakti yanıma geldi gözleriyle konuştu yine. 'Canım' dedi 'Canım yanacak.' 'Biliyorum' diyerek cevap verdim gözlerimle. Bana Emre'yi sormak istedi, bunu anlamıştım. ' Gördü ' dedim. 'Benden nefret ediyor'. ' Mâdem ki sen buldum memleketini banada seninle memleketinde ölmene izin vermek kalır.' İşte ben böyle bir kadının kızıydım, böyle bir kadını üzebilen adamın değil. Bu gözler benim ailemdi.
Sabah çok başka bir dünyaya uyanacağımın bilinciyle erkenden uyudum. Sabah 8' de demişti. 7' de değil.

Şarkıyı ekledim, keyifli okumalar :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 17, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AKİHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin