Kemikler Canlanıyor

2.BÖLÜM

Gördüğümüz şeyler bugün haberde gördüğüm arkeoloğun dediği iskelet adamlardı. Korkudan susup kaldık. Sonerle gitmelerini bekledik.

Gittiklerine emin olunca sokağa çıktık. Eve doğru koştuk arkamızdan gelen çığlıklar dahada hızlı koşmamızı sagladı. Hemen evin kapısını çaldık arkamıza bakmaya cürret edemiyorduk kapı açılınca hemen girdik ve derin bir ohh çektik. Şükürler osun ki Annem ve babam iyiydi.
Pencereden baktığımda saklanan bir adam gördüm. İskeletler sokakta geziyordu. Birden iskeletlerin birii hırlayarak o yöne gitti. Adamı bulmuştu adamı yakaladığı gibi ısırdı ve adam kusmaya başladı. Kan ve et kusuyordu. Adam yavaş yavaş çürümeye başladı. Eti dökülene kadar çürüdü. Benim midem bulandı ama izlemeye devam ettim.

Adam ayağa kalktığında diğerleri gibi sadece iskeletti. Bu lanet olası şey bir şekilde bulaşıcıydı. Perdeyi kapattım ve soner ve babamarın yanına gittim. Nasıl çıktıklarından falan söz ettik. ben uçakta izlediğim haberi anlattım.

Yemeği yedik ve uykuya daldık. Sabah uyandığımda herkes çoktan kalkmış kahvaltı ediyordu. Pencereden dışarı baktım. Dünkünün 2 katı iskelet vardı. Birden bir iskelet eve doğru baktı ve koşmaya başladı.

-Lanet olsun gördüler saklanın.

-kim?

-iskeletler

Hemeb saklandık ve cam kırıla sesi geldi. Korkudan gözmü kapatmıştım ve bir hırıltı duyuyordum hırıltı tam uzaklaştı derken annemle babamın çığlığını duydum. Sonerde benimle aynı düşünmüş olacak ki hemen fırladık. Annemle babam kusuyordu.
Sonerle hemen gördüğümüz bir arabaya bindik. Anahtar üzerindeydi. Araba kan içindeydi. Hemen soner gaza bastı. Ağlamaya başladım

-onları kurtaramadım, benim yüzümden öldüler

-Hayır Kerim, sen orda bir şey yapamazdın. Nereye gidelim.

-Bence bir uçağa binelim ve bu lanet olası gidelim

-Tamam, o zaman havalimanina gidiyoruz.

Havalimanina gittiğimizde herkes kaçışıyordu. Bizde bir uçağa atladık.
Yorgunluktan uyuya kalmışım. Çığlıklara uyandım ve ölü bir iskeletle koltukta bağlı 2 iskelet. Emniyet kemerlerini kırmaları uzun sürmezdi.
Sonerde uyumuştu kaldırdım ve açık olan pilot kabinine doğru koştuk apıda silahlı bir adam vardı. "İçeri geçin" diye bağırdı. Sonerle hemen geçtik ve kapı kapandı. Londra'daydık ve yolcu bölümü iskeletlerle doluydu. İniş yapamıyorduk. Silahlı adam kapıyı açtı birşey attı ve tekrar kapattı. Bu bir el bombasıydı. Birkaç saniye sonra patladı ve kabinde arıza alarmı yankılandı uçak düşüyordu. "Bu uçakta Paraşüt yokmu."
"Sadece 2 tane var"
Birisini adam aldı diğerini soner aldı pilotlar uçağı terk etmeyeceklermiş.
Adam atladı, sonra ben sonere sarıldım. birlikte atladık soner paraşütü açtı, ani yavaşamayla aşağıya kaydım neredeyse düşüyordum. Yavaş yavaş saat kulesinin önüne iniyorduk. İner inmez kuleye girdik ve kapıyı kapatarak zincirledik.

Arkadaşlar ilk kitabım lütfen yanlışım varsa yorum yazarak düzeltin