Bölüm 2

41 3 0
                                    


Ve annem bir daha eve hiç gelmedi. Annemin arkasından üzülecek değildim. Babam, bunları ne olursa olsun haketmemişti. Asla ağlamayacaktım arkasından, bizi terkeden oydu. Biz buradaydık ve o gitmeyi tercih etmişti. Annemle aramız hiç bir zaman iyi olmamıştı. Sürekli sanki yaşıtmışız gibi kavga ederdi benimle. Biz bu yüzden rolleri değişmiştik annemle. Arkadaşlarını ve gittiği mekanları kesinlikle tasvip etmeyip, bunları dile getirmek benim yine beklenen sonum oluyordu. Soluğu ya evden komşuya kaçmakta ya da paşa paşa o dayağı yemekte alıyordum. Annemin gitmesini kabullenmek zor olmadı bu ailenin bir gün paramparça olacağını gayet iyi biliyordum. Anneme kızgın olmakla beraber onu suçluyordum. Belki de şimdilik böylesi daha çok işime geliyordu. Annemin gitmesi demek benim hem özgürlüğüm hemde cehennem azabım olacaktı.

Yine o günlerde tek dert ortağım Zeynepti. Sağ olsun beni hiç yalnız bırakmıyordu. Okullarımız birbirine yakındı ve öğle aralarında gelip beni kontrol ediyordu. Artık dersler boş geçiyordu. Okuldan kaçmalar başlamıştı. Bir an önce okulun tatile girmesi tek isteğimdi. Fakat bu günleri daha sonra çok arayacağımdan habersiz okul hayatımı kendime zehir ediyordum.

Evde günler sessizlik içinde geçiyordu akşam komşu kızına gitmek için evden çıkıyordum ki babam durdurdu. Sanırım bu konuyu açık bir şekilde konuşma vaktimiz gelmişti. Birlikte eve yakın olan parka çıktık. Neyse ki akşam vakti olması sebebiyle kimsecikler yoktu.

"Kızım ben anneni eve geri getirmekten yanayım"

" Bu senin bileceğin iş baba bana sormana gerek yok."

"Bu gün defalarca kez aradım ama açmadı ben senin gidip konuşmanı istiyorum."

Bu mümkün değildi asla gidip ona eve geri dön diye yalvarmayacaktım. Babama yapılan haksızlığa göz yumamazdım. Babam tabi ki de olanlardan habersiz küçük bir kavganın evliliklerini yıkmasına üzülüyordu ama gerçek bu değildi. Annem ise babamı suçluyordu. Suçunu, babamın ilgisizliğinden dert yanarak kapatmaya çalışıyordu. Bu konu aramızda sadece bir kere konuşulup bir daha da hiç açılmadı.

Okulda karne günüydü. Üç tane kırığım olmasına rağmen sınıfı geçmiştim gerisi önemli değildi. 10. sınıfa geçmiş olmak yeni arkadaşlar ve yeni öğretmenler demekti benim için. 9. sınıf arkadaşlarımla yolumuz buraya kadardı. Yazın sıcağında birde vedalaşma faslını hiç çekemeyecektim. Nede olsa artık aynı sınıfta olmayacaktık. Arkama bile bakmadan okuldan uzaklaştım. Hemen gidip Zeynebi bulmalıydım. Telefonumu çıkartıp Zeynebi aradım ve henüz karne almadıklarını söyleyince eve geçtim. 1 Saat sonra Zeynep bize geldi. Babamdan, Zeyneplerde kalmak için izin istedim. İzni kaptığımız gibi dışarı attık kendimizi. Zeyneple ev mesafemiz yarım saatti. Dolaşa dolaşa evin yolunu tuttuk. Zeynebin o aralar 1 hafta kadarlık bir sevgilisi vardı. Öyle kör kütük aşık filan değildi. Sadece hayır diyemediği için kabul etmek zorunda kalmıştı. Çünkü çocuk karşı komşularıydı. Bu kadar yakın oturmaları bazen işleri fena halde zora sokuyordu. Zeynep, mahalleden biri duyacak diye çok korkuyordu. Zeynep " hadi gel marketten birşeyler alalım " derken ne olduğunu anlamamış gibi yüzüme baktı. "Zeynep seninki geliyor karşıdan yanında da ablası" dedim. Beni kolumdan koşar adımlarla markete sokması filmlerdeki saklanma sahnelerini aratmıyordu fakat arkamızdan onlarda markete girmişlerdi. Yine aynı heyecan ve panikle 2. kata temizlik reyonuna kaçarcasına çıkınca biraz olsun rahatlamıştık. Üst katta biraz oyalanıp artık gitmişlerdir diyerek merdivenlerden aşağısını kolaçan ettik ve sorun yoktu gitmişlerdi. Resmen kaçan kovalanır misaliydi. Abur cubur reyonuna girdiğimizde arkamızdan bir ses " Zeynep " diye sesleniyordu. Olamaz gitmemişlerdi ve fena yakalanmıştık. Bu sefer el mahküm alışverişi birlikte yapıp evin yolunu tuttuk. Zeynep fena halde gergindi. Mahalleye yaklaşırken onlarla bir arada görünmek istemiyordu. Biri bile görse yakıştırsa adı çıkardı mahallede. Neyse ki Ahmet arkamızdan gelmeyi tercih etmişti. Hemen eve girip yemek hazırladık ve her zaman olduğu gibi dedikodu yapıp radyo 16'yı dinledik. Muhabbetimiz her zaman ki gibi Semih ve Serhattı. Semih ve Serhatta bizim gibi kuzenlerdi. Küçücük kalbimize çok büyük bir sevgi sığdırmıştık. Fakat Zeynep farkında değildi ama bir sevgilisi vardı. Ben ise Serhatı sevmek şöyle dursun yanındayken heyecandan yüzüne bakamaz hale geliyordum. 

KAÇINILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin