"Yani şimdi şu 'Oka ve Occult Club' olayı kapandı?"
"Tozlandı bile!"
"Bana nedense pek gerçekçi gelmedi Budo..."
"Her neyse, provalara başlamamız gerekiyor."
"Ama... Ama... Sen yaprak temizlemeyecek miydin!?"
Budo kulübe şöyle bir gözlerini gezdirdi. "Ama siz adam olmazsınız."
"Hea!?"
"Demek istediğim, kulübü emanet edebileceğim birisi yok."
Shima yüzüne o bildik şeytani gülüşünü yerleşti. "Ama Occult Club'da var..." Duraklayıp Budo'nun yüzüne düşen gölgeyi keyifle izledi, "Shin Higaku!"
"O konuyu açmasan..."
Shima güldü, "harbi, bir tuhaftı o çocuk. Bir olay yaşamıştınız galiba, neydi o?"
"Çocuğun gururunu kırmak istemiyorum, konuyu kapatabilir miyiz?"
~*~
Budo, güneşin batışı eşliğinde yaprakları süpürüyordu.
Öğlenin bitişiyle insan da ister istemez yumuşuyordu, fakat bu pembe yaprakların batan güneşin aralıklı ışınlarıyla buluşunca... İnsan gözünü alamıyordu.
Sakince süpürdüğü o güzel günde, gelen ayak sesleri yardım için gelen bir insan taneciğinin geldiğini düşündü. Evet, yapraklar güzeldi fakat o kadar yaprağı siz temizleyin de görelim gerizekalılar.
Arkasına heyecanla döndü. "Evet?" Derken yüzü düşmeye başlamıştı bile.
Çünkü gelen, ona sürekli laf atan Shin Higaku'dan başka biri değildi.
Kaşlarını çatmış, sinirle Budo'ya bakıyordu. "Sen..."
"Evet, şu filmlerdeki klişeleri bırakacak mıyız?"
Shin nefesini verdi. "Bizim kulübümüzü kapattırmaya çabaladın sen ya! Üstüne üstlük Oka'yı sahiplendin şimdi. Utan kendinden!"
Son sözünden sonra, kahkahalarla gülmeye başladım. "Özür dilerim, onu sahiplendiğimi hiç sanmıyorum. Bu olaylar kapanınca sizinle görüşmem zaten."
"Görüş ya da görüşme, aynı sınıftasınız. Benim tek isteğim... Ondan uzak dur yeter."
~*~
"Oo, kötü çocuğumuz yine ağabeyliğini yapıyor!"
"Dalga geçilecek bir şey olduğunu sanmıyorum."
Dövüş sanatları kulübünün önünde durduklarında Shima dilini çıkarıp koşarak soyunma kabinine girdi.
"İki tane lazım... O kabinlerden."
Her zamanki gibi erken gelmişlerdi. (Normal YanSim'e bağlı kalmayabilirim.)
Shima dövüş kıyafetlerini giymesinin ardından Budo aceleyle giyinince, minderleri karşılıklı çekip konuşmalarına kaldıkları yerden devam ettiler.
"Demek istediğin, o çocuk Oka'yı seviyor."
"Öyle bir şey demedim. Sen onu bırak da, nereden biliyorsun ki bunları?"
"Cezalıydım."
"Haa, şu vazo kırma olayı..." Budo kıkırdadı. "Sakar."
"Diyene bak be! Sen bir hafta cezalandırıldın!"
Budo başını geriye atarak güldü. "Normal kızlar kızarken çok tatlı olurlar sen çok komik oluyorsun!"
Shima'nın yüzü kızarmıştı, "senin de gülüşün işerken gülen bir atın gülüşüne benziyor!"
Budo ilk önce durakladı. Ardından kıkırdamaya, daha sonra da kahkaha atmaya başladı.
"N-ne var?" Shima sinirli gözükmeye çabalasa da, o da güldü gülecek durumdaydı. Sonunda dayanamayarak Budo'nun koluna bir yumruk atıp, "aptal," diyerek gülmeye başladı.
Ayak adımları, gülüşlerini kesmişti. Oka orada aydınlık odayı karartırcasına duruyordu.
"Me-merhaba..."
"Nasıl yardımcı olamam?" Dedi Budo alaycı gülüşüyle. Fakat sonra bakışları Oka'nın yüzüne gitti.
Yüzü bembeyazdı. Göz bebekleri küçülmüş, korku ve yardım isteyen bir bakışla etrafına bakıyordu.
"Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama... Ama..." Yavaşça başını eğip ellerini birleştirdi. "Kulübe katılmak istiyorum!"
"Ha?"
~*~
"Kötü fikir! Kötü fikir! Kötü fikir! Kötü fikir!"
Shin karanlık odanın içinde telaşlı bir turlama yapıyordu.
"Bence gayet de güzel bir fikirdi..."
Kokuma sandalyede oturmuş rahat bir biçimde Shin'e bakıyordu. "Oka'nın akıl sağlığı gün geçtikçe bozuluyor, hepsi bu kulüp sayesinde. Gördüğü şey o kadar kötü olmalı ki, yüzü bembeyazdı.
Bunun için bizimle değil, normal insanlarla en azından bir hafta geçirmeli."
Ardından hızlıca ayaklanıp Shin'e doğru hızlı adımlarla yürüdü. Bir elini Shin'in omzuna, öteki elini yanağına koyarak fısıldadı. "Senin Oka'yı kaptırmaktan korktuğunu anlamadığımı sanma sakın."
"H-hayır..."
Bir adım geriledikten sonra Shin'in kızarmış yüzüne bakıp kıkırdadı.
Bu kıkırdamadan hoşlanmayan Shin, sinirle "hem, niye yemeklerin yaptığı kulübe filan gitmiyor? Niye illa da dövül sanatları kulübü? Orada şiddet var hem, Oka güçsüzdür-"
"Çünkü orada Budo var ve bizim dışımızda arkadaşı sayılan tek kişi o. Başka soru?"
"Yok..."
Shin'in yüzü asılmıştı.
"Bir hafta..." Diye mırıldanıp kitabını aldı.
~*~
"Kulübümüze mi katılmak istiyorsun yani?"
Eğmiş başını kaldırdı Oka. "Sanırım..."
"Red-"
"Alındın! Yeni bir üye, yaşasın!"
Oka gülümsedi. "T-teşekkürler!"
Shima Oka'ya gülümsedikten sonra Budo'yu koridora çekiştirdi. "Saçmalıyorsun!"
"Hm? Onun kulübe yararı olacağını sanmıyorum aslında..."
"Yarar mı? Sanki turnuvalara katılacağız! Sakın bana düşünüyordum deme, katılmayacağız."
"Ama... Sen de o kızdan hoşlanmadın!"
Oka minderin üstüne oturup gözlerini kapatmıştı.
"Bir süre sonra gideceği belli."
Shima'nın her şeyi bildiği oldukça açıktı sanırım.
Budo hafif ikna olmuş bir şekilde Shima'ya, ardından Oka'ya baktı.
"Tamam, artık yeni üyemiz... Oka Ruto."
~*~
Yok canım ne Kokuma'yı seskili göstermesi...
Inkyu-Basu- 'ta ithafen ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coward & Heroic (BudOka)
FanfictionTehlikenin yaklaştığı, Hayatın koyulaştığı, Sonunda kızın amacına ulaşacağı zamanda, Çocuk odaya girdi. İşte o zaman, İlk defa çekingen kız, Kendinden emin çocukla, Göz göze gelebildi.