Multi : Aysunun Ayazla birlikte gittiği bardaki giydiği elbise.Agzimi kapatan kişi kulağıma yaklaşıp "sakin ol prenses benim " dedi batuydu bu , yavaşça elini ağzımdan çekti batunun sesini duymak hiç iyi gelmemişti gözlerim dolmaya başladı hemen gözyaşlarımı geri gönderip yüzümü batuya çevirdim .
Şuan karşımda duruyodu ama ben ne soyliyicegimide ne yapicagimida bilmiyorum ki . Bir iki adım geriye gidip " sakın konuşma seni asla affetmiyicem" dedim ona yaklaşıp parmak ucumla omzuna elimi bastırarak gözlerimi gözlerine sabitledim "affetmiyicem" dedim kesin ve sert çıkan sesimle kendimi ağlamamak için zor tutuyodum aslında.
Elini yavaşça önce gözlerime sonra burnuma sonra bir an duraksayip dudaklarıma götürdü hiç bişey yapamiyodum onun bi dokunuşu bile beni kenetleyebiliyordu.
"Güvenini tekrar kazanicam " dedi eliyle dudaklarımı okşarken kendime gelmem lazımdı ama hareket bile edemiyodumki beynim onun dokunuşuyla donmuştu adeta.
Elimle elini itip yüzüme yalancı bi gülüş yerleştirdim "Batu benim için artık yoksun buna alışsan iyi olur ama istersen alışmayabilirsin de çünkü umrumda değil " dedim umrumda değili vurgulayarak ardından cama doğru ilerledim arkamdan gelip " şuan kızgın olduğun için böyle söylüyorsun , sen benden vazgeçmezsin " dedi kendinden emin çıkan sesiyle ve bu emin çıkan sesi beni fazlasıyla sinirlendirebiliyodu camı açıp "defol burdan bidaha sakın gelme "dedim ona bakmamaya gayret ederek uzun bi nefes alıp verdi " aysu bak ben çok pişmanım gerçekten, bi şans daha ver bana lütfen " dedi ellerimi tutup karşıma geçti " lütfen" diye tekrarladı, elimi çekip yüzüne bi tokat yapistirdim vurmamla yüzü sağa döndü " sakın bidaha bana dokunmaya kalkma " dedim gözümden akan yaşı elimin tersiyle silerken.
Yüzü fazlasıyla gerilmisti yüzüme bakıp bişey soyliyicekken vazgeçip camdan çıkmaya başladı . Gittikten sonra cami kapatmadan yatağımın içine girdim ağlamaktan durduramıyodum kendimi ona vurunca benim canım dahada çok acımıştı .
Yatağın içinden yüzümü çıkarıp saate baktım bir saattir ağladığımı şimdi anlamıştim. Ayazin beni alıcağını hatırlayıp yatakta doğruldum gidicektim herşeye rağmen , batuya rağmen gidicektim .
Banyodan uzun bi duş ardından çıktım saçlarımı kuruduguna emin olduktan sonra üstüme giyicegim elbiselere baktım kırmızı arkası sırtına kadar açık olan elbisemi elime aldım üzerime tutup biraz düşündüm vazgeçip yerine geri yerlestirdim. Elime, aldığımı hiç hatirlamadigim siyah kalın askıları olan elbiseyi aldım sirtinin arkası hafif açıktı ve üzerime tuttuğumda dizimden iki karış yukarisina geliyodu.
Elbiseyi yatagimin üstüne koyup saçımı duzlestirmeye başladım. Gözlerime ağırlık verdiğim makyajı yapıp elbiseyi giydim. Yüksek topuklu siyah ayakkabıyı giydikten sonra hazırdım.
Mutfağa annemin yanına gidip "anne ben bi arkadaşımın doğum günü partisine gidiyorum " dedim soru soran bakislarimla aslında izin vermese bile gidicektim orası ayrı biraz düşünüp "geç kalma aradığım zaman telefonunu aç" dedi tamam anlamında kafamı sallayıp odama gittim. Odaya girmemle gözüme batuyla olan resmimiz çarptı , doğum günümde cekilmistik o fotoğrafı elime çerçeveyi aldigimda kapı çaldı gözümden akan yaşı silip kapıyı açtım.
Ayaz karşımda tüm karizmasiyla duruyodu bu çocuğun ilk defa bu kadar tatlı olduğunu farketmistim hiç umursamadan arkasını dönüp gitti ay haspam sanki ben istiyorum onunla gitmek " anne ben çıkıyorum " dedim aynada son bir kez kendime bakarak " tamam dikkat et " dedi, cevap verme gereği duymadan arabaya bindim .
Kapımı açmasını hiç umursamamistim böyle şeyleri sevmedim zaten .
Ayazın " geldik" demesiyle kafamı camdan kaldırdım sokak karanlık ve etrafta yiyisen tiplerle doluydu .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpeccable
Teen FictionEn mutlu olduğu anında en değer verdiği kişiyi kaybetmiş birisi nasıl hayat dolu olabilirki . Yere damlayan o su damlalarının hayatını nasıl mahvediceğini nerden bilebilirdi . Yavaş yavaş iyeleşmeye başlayan yarası yine en mutlu olduğu anda kanamaya...