Mangelius

-2-

Yatağımda uzanmış tavanla kesişiyordum.

Derin bir nefes aldım. Gerçekten Mangelius'a gidicektim. Sırtımdaki acı artıyordu. Alışmıştım.

Gözlerimi kapattım. Annemi düşündüm. Beyaza yakın saçları benimkiler gibiydi. Soluk mavi gözleri bitkin bakıyordu ama gülüyordu.

Annem ve babam öldürülmüştü. Şeytanlar tarafından. Hatırlamak bile istemiyordum.

Yutkundum ve gözlerimi açtım.

Kapımın aniden açılmasıyla yatakta sıçrayıp kapıya baktım. Gelen Quentin'di .

"Heyecanlımısın? " dedi ukalaca.

Cevap vermedim. Hala bana önceden söylemedikleri için kızgındım. Biraz trip atmaktan zarar gelmezdi.

Anlamadığım sözcükler fısıldadı ve bir anda yataktan düştüm.

" Ahh! Bunu neden yaptın ki?!! "

Kıkırdayarak cevap verdi.

" Beni takmıyordun"

Yerden kalkıp ona kızgınca baktım. O ise hala gülüyordu. Göz devirip yatağıma geri uzandım.

" Heyecanlı değilim" yalan söylemiştim.

" Yalan söyleyince anlayabildiğimi biliyorsun"

" Sende benim rahatsız edilmeyi sevmediğimi biliyorsun"

İçimdeki ses " yürü be kızım " diye bağırırken quentinin " Senin ergen sözlerin bana sökmez " demesiyle sustu.

Uzun süren sessizliğin sonunda konuştu.

" Neyse, o zaman bende aldığım şeyi Cass'a veririm"

Gözlerim kocaman olmuş şekilde yataktan zıplayarak kalktım.

" NE ALDIN?"

Resmen anırmıştım ama umrumda değildi.

Elini yumruk yapıp geri açınca aniden elinin içinde büyük bir kutu belirdi. Kutuyu alıp bana uzattı.

" Kaybedersen seni öldüreceğimi biliyorsun" dedi ukalaca. Kutuyu elinden sanki 3 ay aç kalmışta sonradan önüne ekmek konulan kurt gibi aldım.

Hızla açtığımda içinde kıvrılmış pofidik birşey duruyordu. Ben daha çok kolye gibi birşey bekliyordum ama bu daha çok canlı bir şeye benziyordu.

Elimi uzatıp uyuyan şeyi okşadım. Hala ne olduğunu anlamamıştım.
Kafamı kaldırıp Quentine baktım.

" Ah, hala anlamadınmı? Eline al"

Uyuyan pofidik şeyi elime aldım. Başını kendime çevirdiğimde mutlulukla çığlık attım.

" QUENTİN AMAN TANRIM! "

Ona aniden sarıldım. Küçük dağ gelinciği aramızda ezilirken uyanmış aramızdan çıkmaya çalışıyordu.

Uzun zamandır istediğim ama Cass teyzenin izin vermediği dağ gelinciklerinden biri şimdi avcumda kıvrılmış korkak korkak duruyordu.

Bir meleğe göre tuhaf bir hayvan seçimi olabilirdi ama en azından dağ gelinciklerinin elini parçalama gibi huyları olmuyordu.

Quentinden ayrılır ayrılmaz küçük gelinciği okşamaya başladım. Beyaz kürkü ve pembe bir burnu vardı.

" Adını ne koyucaksın? " dedi Quentin alçak bir sesle. Düşünmemiştim.

" Sonra karar veririz" dedim sakince.

Kapıyı tıklatıp içeri gireb Cass Teyzeye baktım. Elinde küçük bir kafes duruyordu.

" Onu buraya koyabilirsin" dedi gülümseyerek.

Kafesi alıp onu içeri koydum. Bana alışana kadar dışarı çıkartmamalıydım.

Quentine bir daha sarılıp teşekkür ettim.

Cassandra bize bakıp gülümsüyordu.

" Okul kıyafetlerini denemelisin." dediğinde yüzümü buruşturdum.

15 dakika boyunca beni ikna etmeye çalışmasından sonra odamda ekoseli eteği giymeye çalışıyordum. Sonunda giydiğimde ters giydiğimi anlayıp ters döndürmeye çalıştım.

Birkaç dakikalık uğraştan sonra becermiştim.

Kapıda bekleyen Cass teyzenin yanına gittim. Gözleri dolmuştu. Ahh, neden bu kadar duygusal olmak zorundaydıki.

" Çok güzel olmuşsun " dedi gülümseyerek.

" Hemen şu etekten kurtulmak istiyorum" dedim offlayarak.

" Wow" dedi yan odadan çıkan quentin. Göz devirip geri odama girdim.

Aynada kendime bakarken saçımın arasında birşey fark ettim. Grilik gibiydi.

Normalde beyaz denilebilecek kadar açık renk olan saçlarımın arasından gri bir tutam çıkmıştı. Alışıldık birşey değildi.

Umursamayıp altımdaki eteği çıkarmaya çalıştım.

Sonunda zar zor çıkardığım eteği köşeye atıp pijamalarıma kavuştum.

Gelincikten gelen sesle ona döndüm . Kafesinin kapısını açtığımda nazik adımlarla kafesten çıktı.

Çok güzel bir hayvandı.

Yavaş adımlarla odayı turladı. Ben ise o arada birşeyler karalıyordum.

-----------------------
Birşeyler açıklayacağım :)
İlk olarak çoğu ismi, mangelius gibi, onlar latince kelimelerden geliyor. Yani kafamdan atmadım fjdjdj. Ayrıca neden dağ gelinciği diye merak edenler varsa ; dağ gelincikleri heryere uyum sağlayabilirler ,kolay alışırlar. Boyutlarıda uygundur. Türkiyede çok nadir olsada Amerika gibi yerlerde çok yaygın bir evcil hayvandır. :) yeni bölüm yakında gelir.