23

876 94 3
                                    


Kyungsoo gözyaşlarını silip derin bir nefes alırken, elindeki telefonu öfkeyle duvara fırlattı. Telefonun duvara çarpıp paramparça oluşunu izlerken, tek hissettiği boşluktu. Jongin..

Nasıl bırakmıştı onu. Daha dün değil miydi 'seni bırakmayacağım' diyen.

Ne oldu peki?

Ona ulaşması gerekiyordu, bulması gerekiyordu.. ama evini bilmiyordu, ama bilen biini tanıyordu. Ev telefonunu alıp Kris' aradı. Chanyeol' den evin numarasını alıp hızla üstüne bir şey giyindi ve dışarıya çıktı. Kendi arabası yoktu, minibüs durakları uzaktı taksi? Dolu kırmızı gözlerle etrafına bakarken, titreyen dizlerine söz geçirmeye çalışıyordu. Sonunda dayanamamış koşmaya başlamıştı, ayaklarının o götürebildiği kadar.

Belki de baştan belliydi bu sonu.. Belki de doğduğu an yazılmıştı kaderi kaybetmekle.

Belki de tek amacı kaybetmekti bu hayatta ki.. nefes alamadığını hissettiğinde durdu, bacakları zonkluyor, ciğerleri nefessizlikten dolayı zorlanıyordu. Gözyaşları nedeniyle göremiyordu bile..

" evlat iyi misin" Kyungsoo yürünürken başını çevirdiğinde taksisinden ona bakan adamı görmesiyle gülümsedi ve arabaya binip, elinde ki kağıdı uzattı

" ajussi şu adrese sürer misin?" dediğinde, yaşlı adam başını salladı ve sürmeye başladı.. Kyungsoo camdan dışarıya bakarken, gözyaşları bitmek tükenmek bilmiyordu. Bir yanlış anlaşılma vardı. Jongdae ' yi kimseyle aldatmamıştı. Ve Jongin.. onu kaybetmek istemiyordu

Taksi durunca elinde ki buruşan paraları adama verip çıktı ve adamın ' ara sütü' diye bağırmasına kulak aşlamadı ( bknz: türk lfks) , küçük bir evdi ve hızla kapıyı yumruklamaya başladı

" JONGİN!" bir yandan ismini bağırıyor diğer yandan kapıyı yumruklarcasına çalışıyordu. Sonunda kapı açıldığında, Kyungsoo öldüğü hissetti. Jongin' e ona kızarmış gözlerle bakıyordu.

O da ağlamıştı..

O da kırılmıştı...

O da ölmüştü...

Love In Word|KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin