29

752 71 1
                                    



Jongdae uyuyan eşine bakıp iç geçirdikten sonra telefonunu eline almış birkaç yeri aramıştı. Bu işe nereden bulaşmıştı anlamıyordu. Eski sevgili olacak sürtük biricik masum yeğeni ile flört ediyordu ve Jongin' n bunu kaldıramayacağını biliyordu. Bir diğer aldatılmayı..

Bu yüzden ona gidip her şeyi anlatmışı ve pişman da değildi. Ama eşinden bugün dinledikleri.. Genç kızın anlatırken bile gözlerinin dolması onunda içini acıtmıştı... bu yüzden bu işe ufak bir el atmaya karar vermişti.. Telefonu çalınca hemen açtı

" alo patron, onu bulduk efendim"

" tamam ben gelene kadar dokunmayın" dedikten sonra koltuğun üstünde ki ceketini alıp evden çıktı

Depoya geldiğinde, arabasını park etti ve aracından indi. Depodan gelen acı dolu çığlığı duyduğunda, başını olumsuzca salladı

" gene uslu duramadı" diyerek homurdanırken içeriye girdi. Genç adamın yüzü kanla süslenmişti. Ve Tao sinsice sırıtıyordu

" sana uslu durmanı söylemiştim" dediğinde esmer olan göz devirdi

" ama o uslu durmadı " dediğinde omuzda silmişti. Jongdae çeketini yanındakine verdi ve diğerinin gömleğinin yakalarından tuttu

" şimdi Oh Sehun bana her şeyi anlatıyorsun"

" O sürtüğü nasıl bece-" suratına yediği yumruk ile cümlesi yarıda kalmıştı. Yere kanı tükürürken sırıttı

" içine girerken, o sıcaklığı ıhm... ne kad-"

Bir yumruk daha

" inanıl-"

Bir yumruk daha

" çok da-"

Bir yumruk daha..

" ben yumruk atmaya sıkıldım ama sen yalan söylemeye sıkılmadın" dediğinde, Sehun patlamış dudağını umursamadan kahkaha attı.

" Sehun son sana bir şans veriyorum.. eğer doğruları anlatırsın yoksa..."

" yoksa ne" gülmeyi kesip ciddileşti, gülme sırası Jongdae' ydi.

"Luhan'ı bir daha asla göremezsin" dediğinde, Sehun şaşkınlıkla gözlerini irileştirmiş, yaralı dudakları gerilmişti.

" blöf yapıyorsun" derken bile sesindeki korku barizdi. Jongdae keyifli sırıtmasını sürdürdü

" ben blöf yapmam baya oh.. isterseniz arayalım" dediğinde Tao telefonu çıkardı ve bir numara tuşlayıp hoparlöre aldı.

İkinci çalışında telefon açılmıştı

"Minseok?"

" evet efendim"

"minik küçük Luhan' mız nasılmış bakayım" dediği sırada arkasından acı dolu bir çığlık duyuldu. Sehun öfkeyle kısılan gözlerini Jongdae ye dikmişti, sandalyeden kalkmaya çalışıyor, yumruklarını savurmaya çalışıyordu ama nafile. Öyle sağlam bağlanmıştı ki..

" seni adi piç kurusu"

" şimdi Kyungsoo' n darlığından bahsedecek misin?" alayla konuştuğunda Luhan' n acı dolu ikinci çığlığı duyuldu

"SENİ ADİ PİÇ" diye bağırdığında,

"s-s-ehun..." onu tamamen yıkacak olan sesi duydu. Miniği ona sesleniyordu

" lüt-lütfen Sehun... ne yap-tıysan an-lat... daya-dayanamıy-rum çok acı-yor" sona doğru ağlamaya başladığında Sehun' da ağlamaya başlamıştı..

" tamam, her şeyi anlatacağım, onu yeter ki bırakın..."

Love In Word|KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin