BÖLÜM 1

87 9 3
                                    

Yavaş yavaş gözlerim açılmaya başladı. Hayatımda yediğim en sert darbeydi bu. Ayağa kalkmaya çalıştım fakat imkansızdı. Ayağımda derin bir yara vardı. Dokundum. Sonuçta doktordum. Enfeksiyon kapmıştı,sarı bir kabuk yaramı kaplamıştı. Biraz etrafa baktım. Hatırlamaya çalıştım ama hiçbir şey hatırlayamadım.

Gökyüzü simsiyahtı. Bütün insanlar yerde benim gibi yatıyordu. Ama hiçbiri hareket etmiyordu. Gökyüzü simsiyah olmasına rağmen bir parlaklık gördüm. Tam üstüme doğru gelen bir parlaklık. O an her şeyi hatırladım.

Büyük bir savaşın ortasındaydık ve insanların bazıları Mars'ta hayat kurmuşlardı. Savaşın nedeni tam olarak bilinmiyordu ama herkese savaşma zorunluluğu vardı. Savaş Mars'taki insanlar ve Dünya'daki insanlar arasındaydı. Teknoloji çok gelişmişti. Sanırım bu yüzden o parlaklıklar canlı insanlar üzerine yağıyordu.

Canlı insanları algılıyor ve vuruyordu. O an kaçmak aklımın ucundan bir hışımla olsa da geçti. Ayağımın acısına aldırmadan son hızla koşmaya başladım. Bu arada da arkama bakmayı ihmal etmedim. Önceden bir tane olan parlaklıklar gittikçe çoğalmıştı. Olanca gücümle kaçmayı başardığımı sandım. Ancak çok yanılmışım. Bir tanesi tam arkamda patladı. Havaya uçtum. Ölmek istemiyordum. Havaya uçtuğum sırada bütün hayatım gözlerimin önünden geçti.

Tam yere düşecekken aklım başıma geldi ve bir binayı sıyırmaktan zor kurtuldum. Önceden merak edip jimnastik kurslarına gitmiştim ve her şeyi çok iyi bir şekilde biliyordum. Binanın altındaki dükkanın bayrağından tutundum ve olanca gücümle kendimi yukarı attım. Parlaklık diye tanımladığım şey aslında müthiş bir teknolojiyle hazırlanmış radyoaktif dev tüpler olduklarını fark ettim ve bayraktan kendimi aşağıya atıp koşmaya devam ettim.

Ayağım artık acımıyordu. Çünkü savaşa girmeden önce vücut hücrelerini yenilemeyi sağlayan bir ilaç enjekte etmişlerdi. Parlaklıklar daha fazla yaklaşıyordu. Bunu hissetmemek imkansızdı. İleride eski belediye binası vardı. Yerle bir olmasına rağmen komutanlar kararlarını oraya yapılmış bir koruyucunun içinde verirlerdi. Oraya doğru hızla koştum. Bilincimi kaybetmek üzereyken koruyucunun önündeydim.

Sonrası yok...

ÖLÜM YAKINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin