❤ÜVEY ABİM❤

🌑RÜYA!🌑

Sabah uyandığımda başım çatlıyordu.
Dün gece ne olduğuna dair tek bir şey dahi hatırlamıyordum. Ne yapmıştık, ben odama nasıl gelmiştim?
Hatırladığım tek şey dün gece atakanla birlikte barda olduğumdu. O esmer bir kızla öpüşüyordu ve ben... Sarhoş olmuştum. Dans ediyordum. Ah kahretsin! Rezil olmuş olmalıydım. En iyisi bunları hiç düşünmemekti. Düşündükçe başımdaki ağrı şiddetini arttırıyordu. 

Yataktan kalktım. Üzerimdeki örtüyü kaldırınca dikkatimi çeken ilk şey üzerimdeki mavi pijamalardı. Bar'a mavi pijamayla gidecek kadar sıyırmadığıma göre üzerimi birisi değiştirmişti.
Yok artık!
Üzerimi benden izinsiz değiştirecek kadar kötü olamazdı değil mi ?

Tabi bu böyle kalamazdı. Bunun hesabını soracaktım.
Yataktan rahatsızca kalktım ve dolabı açtım.
Bugün yeni okuluma kayıt edilecektim. Heyecanlı sayılırdım. Eski okulumu pek sevmiyordum bu yüzden zor olmadı ordan ayrılmam.
Okul oldukça lüxtü ve velilerinde isteği üzerine kiyafetlerimiz serbest olarak seçilmişti.
Bende Dolabımdan ip askılı crop bluzumu ve yüksek belli Jean pantolonumu aldım. Üzerimi giyinmeden önce, bir duş almanın iyi geleceğini düşünerek banyoya girdim.

Ilık su gerçekten de rahatlamamı sağlamıştı.
Duştan sonra benim için özel olarak hazırlanmış kişisel bakım dolabından vücut kremi ve yüz kremi aldım. Benim için ayrılan bir kaç parfümde vardı ama onları kullanmayı düşünmüyordum çünkü kişiye özel yaptırdığım kendi parfümüm vardı.
Kremleri sürdükten sonra giymek için ayarladığım giysileri giydim. Son olarak pantolonuma kemeri taktım ve makyaj masasına oturdum. Makyaj masası muazzam bir şekilde dekor edilmişti. Kimin hazırladığını merak ettim. Bir genç kız için bu kadar şey hazırlanması gerçekten de şımarmama sebep olmuştu.

İlk olarak gözlerimle makyaj malzemelerini taradım. İşime yarayacak bir kaç şey bulduğumda ise çok sevindim. Ağır makyajlardan oldum olası nefret ederdim. Beni büyük gösteriyorlardı ve ben büyük gözükmeyi sevmiyordum. Kirpiklerime daha dolgun gözükmesi için rimel, dudaklarıma ise hafif bir parlatıcı sürdüm. Saçlarımı da sıradan bir at kuyruğu yaptım. Benim için hazırlanmak bundan ibaretti işte.
Hazır olduğumdan emin olunca, kendime aynada son bir kez baktım. Hoş gözüküyordum. En azından göze batmazdım. Odanın kapısının önünde duran siyah çanta dikkatimi çekti. Bu... bu benim miydi ? Gözlerime inanamadım çünkü karşımda duran çanta, annemden doğum günümde istediğim ama henüz Türkiye'ye gelmediği için annemin alamadığı ve benimde oturup uğruna çocuk gibi ağladığım çantaydı. Pix adult aşkım.

Çantayı aldım ve incelemeye başladım. Ekranı çok güzeldi. Geç kalmamak için fazla oyalanmadım ve çantayı sırtıma takıp odadan çıktım. Merdivenleri hızlı hızlı inip kahvaltıya indim.
"Günaydın rüyacım uykunu alabildin mi? ".
Kenan abinin bu baba gibi olma çabaları bana çok komik geliyordu. " Günaydın. Evet aldım. " Diyerek annemin yanındaki sandalyeye oturdum. Atakan hariç herkes masanın etrafında oturuyordu.
Tabikide direk gözüm atakanı aramıştı.

Annem içimi okumuş gibi " Atakan nerede? Kahvaltıya inmeyecek mi ? " diye sordu Kenan abiye.
Kenan abi çatalının ucundaki peyniri ağzına atarken anneme cevap verdi. " Biri uyandırmadan uyanmaz o. Rüya kızım git seslen gel abine. "
Yediğim ekmek parçasının boğazıma yakılmasıyla öksürmeye başladım.

Gözlerim abimle buluşunca ters ters bana baktığını gördüm. "Yavaş rüya yavaş."
"Tabi kaldırırım ben. Odası ne tarafta ? "
Kenan abi gülümserken, Abim beni öldürücekmiş gibi bakıyordu.

" Senin odanın yanındaki ilk oda."
" Ama baba Atakan odasına yabancının girmesini sevmez. " Bunu diyen Kenan abinin kızı deryaydı.

"Rüya yabancı değil. Hadi kızım kaldır. Okula geç kalmadan kahvaltısını yapsın."
Oturduğum sandalyeden kalkıp yukarı çıktım. Aslında onun odasına girmek istemiyordum. Sonuçta onu tanımıyordum ve abim olarakta görmüyordum. Kenan abinin ısrarla benim uyandırmamı istemesi de beni ayrı şaşırtmıştı.